Türk Ceza Kanunu’nun Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar bölümünde 193. maddesinde düzenlenmiştir.
Zehirli madde imal ve ticareti suçunun cezası 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.
Türk Ceza Kanunu’nda şikayete tabi olan suçlar düzenlenmiştir. Bir suçun şikayete tabi olması halinde savcılık şikayet üzerine soruşturma başlatacak, şikayetin geri çekilmesi halinde ise dosya hakkında düşme kararı verilecektir. Yalnız zehirli madde ve imal ticareti suçu, şikayete tabi bir suç değildir. Bu nedenle savcılık tarafından soruşturma re’sen (kendiliğinden) başlatılacaktır.
Dosyanın uzlaşmaya tabi olması halinde soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından dosya uzlaşma bürosuna gönderilmektedir. Uzlaştırmacı tarafların uzlaşıp uzlaşmayacağını soracak, taraflar uzlaşma konusunda mutabık ise ortak noktada anlaşarak dosya konusunda uzlaşma sağlanacaktır. Böylelikle dosyada yargılama aşaması sona erecektir.
Ancak zehirli madde imal ve ticaret suçu uzlaşmaya tabi bir suç değildir, bu nedenle uzlaşmaya dair hükümler uygulanmayacaktır.
Zamanaşım süresi 8 yıldır. Zamanaşım süresi içerisinde dava açılmaması ve sonrasında açılması halinde zamanaşımı süresinde açılmaması nedeniyle dosya kapatılacaktır.
Zehirli madde imal ve ticareti suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir, dava suçun işlendiği yerde görülecektir. Detaylar için bir ceza avukatı ile görüşebilirsiniz.
Sanık, sulh ceza mahkemesinde zehirli madde imali ve ticareti suçundan yargılanmıştır. Yapılan yargılama sonunda sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Yerel mahkemenin kararı karşısında temyiz itirazı yapılmıştır.
Yapılan Yargıtay incelemesinde, mahkemenin vermiş olduğu gerekçeli karar tarihinin hatalı şekilde yazıldığı görülmüştür. Sanıkta herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde bulunmamasına rağmen tanığın davaya konu olan hapları sanıktan aldığını beyan etmesi üzerine bir delil olmadan sanık hakkında beraat yerine mahkumiyetine karar verilmesi de hatalı bulunmuştur. Ayrıca tanıkta ele geçirilen ilacın ekspertiz raporuna göre ilaç içerisinde tespit edilen diazepam adı verilen maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğurup doğurmadığını öğrenmek için adli tıp kurumundan rapor alınmamıştır. Rapor alınmadan ilacın üretiminin resmi makamların iznine tabi olarak yapılıp yapılmadığı da öğrenilmemiştir. Bu durumda eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay, sanığın yapmış olduğu temyiz itirazlarını bu gerekçeler doğrultusunda haklı bulmuştur. Yerel mahkemenin vermiş olduğu hükmün bozulmasına ve sanığın ceza yönünden kazandığı hakların saklı tutulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2017/6172 Esas, 2018/579 Karar)
Sanık, sulh ceza mahkemesinde zehirli madde imal ve ticareti yapma suçundan yargılanmıştır. Yapılan yargılama ile hakkında mahkumiyet kararı verilen sanık karar sonrasında temyiz itirazında bulunmuştur.
İddianamede anlatılan olayın kabulüne göre, sanık vicks vaporub adı verilen ilacı sahte olarak üretmiş ve bulundurmuştur. Sanığın eyleminin kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç üretme ve satma suçunu oluşturup oluşturmadığının karar verilmesi gereken yer üst dereceli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Bu durum gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca sanığın ilaçları aldığını söylemiş olduğu ve buna dair fatura ibraz ettiği şirketin kaynakları bu durumun doğruluğunu tespit edilebilmesi için gerekli araştırma yapılmamıştır. İlacın sahteliğini öğrenebilmek için alınması gereken bilirkişi raporu da alınmamış eksik kovuşturma ile hüküm kurulması kanuna aykırı olarak görülmüştür. Bu gerekçeler doğrultusunda sanığın temyiz itirazları haklı bulunmuştur. Yargıtay, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2017/6122 Esas, 2018/120 Karar)
Sanık, sulh ceza mahkemesinde zehirli madde imal ve ticareti suçundan yargılanmıştır. Yapılan yargılama sonucunda hakkında mahkumiyet kararı verilen sanık sonrasında müdafii yoluyla temyiz itirazında bulunmuştur.
Yapılan inceleme ile sanık hakkında ileri sürülen iddiaların kesin verilere dayandırıldığı ve sanığın eylemi gerçekleştirdiği anlaşılmıştır. Bu nedenle uygun bulunmayan temyiz itirazları reddedilmiştir. Ancak, zehirli madde imal ve ticareti suçundan doğrudan zarar görmeyen taraf olan Sağlık Bakanlığının suçtan zarar gören sıfatıyla davaya katılması ve katılan lehine, sanık aleyhine 660 TL vekalet ücretine hükmedilmesi yasaya aykırı olarak görülmüştür.
Bu gerekçe doğrultusunda sanık müdafinin temyiz itirazları haklı bulunmuştur. Yargıtay, mahkemenin hükmünün bozulmasına karar vermiştir. Ancak, oluşan aykırılık için yeniden duruşma yapmak yerine düzeltilmesi mümkün olduğundan vekalet ücreti hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2014/1947 Esas, 2019/2579 Karar)
Sanık, sulh ceza mahkemesinde zehirli madde imali ve ticareti yapma suçundan yargılanmıştır. Yapılan yargılama ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Karar sonrasında temyiz itirazı yapılmıştır.
Suç eyleminin yapıldığı tarihten temyiz incelemesine kadar olan zamana bakıldığında sanığa atılı suç için öngörülen 12 yıllık bir uzatmalı zamanaşımı süresi olduğu görülmektedir. Bu zamanaşımı süresinin ise süresi dolduğu anlaşıldığı için dava dosyasının incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Ayrıca bozma sebebi zamanaşımı süresi olduğu için sanık hakkında açılan kamu davasının da bu gerekçe doğrultusunda düşmesine karar verilmiştir. (Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2017/698 Esas, 2018/10103 Karar)