Tespit davası, bir hukuki ilişkinin veya hakkın varlığını, yokluğunu veya belgenin sahte olup olmadığı konusunun mahkeme kararıyla saptanmasıdır. Tespit davası, yalnızca hukuki ilişkinin var olup olmadığı konusunda açılabilecek bir davadır. Tespit davasına konu olan hukuki yarar, açılmış olan bir davada ya da açılacak olan davanın konusunu içerebilmektedir. Dava sonucunda verilen karar, kesin tespit niteliğinde olduğundan delil olarak kullanılabilir.
Tespit davası, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesinde, davayı açacak kişinin güncel hukuki yararının bulunması gerektiği (tehlikenin yakın ve tehdidin ciddi olması gerektiği) ve maddi vakıaların tek başına tespit konusunu oluşturulamayacağı belirtilmiştir. Maddi vakıa, hukuki uyuşmazlığa konu olan olay ve ilişkidir, kanun maddesinde tespiti istenilen hususun yalnızca maddi vakıalara dayandırılamayacağı açıkça düzenlenmiştir.
Tespit davasının türü 2 çeşittir; birincisi müspet (olumlu) tespit davası, ikincisi ise menfi (olumsuz) tespit davasıdır. Müspet tespit davası, hak veya hukuki ilişkinin varlığının iddia edilmesi ancak karşı tarafın inkar etmesi halinde açılan dava türüdür. Menfi tespit davası ise hak veya hukuki ilişkinin olmadığı, ancak karşı tarafın olduğunu iddia etmesi üzerine açılan davadır.
Dava açan kişinin hukuki yararın olması koşuluyla bir hukuki veya hakkın varlığı, yokluğuna ilişkin saptamayı konusuna göre isteyebileceği bir dava olduğundan sadece bir konuda değil birden fazla konuda tespit davası açılabilmektedir.
Delil tespiti davası, ileride açacağı davaya somut bir delil sunmak amacıyla açılan bir davadır. Örneğin; taraflar arasında boşanma davası görülüyor ve tahkikat aşamasına gelinmemişse veya ileride mal rejimi davasına konu edeceği ev eşyalarında dair, eşlerden birisi delil tespiti talepli dava açabilecektir. Davacı eşin açmış olduğu davada hakim hukuki yararın olduğu kanaatinde ise davacının talep etmiş olduğu mallara ilişkin değer tespitinde bulunabilecektir. Boşanma ve mal rejimi konularına ilişkin delil tespiti davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir, aile mahkemesinin olmadığı yerlerde ise görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakacaktır.
Hizmet tespit davası, işçinin sigortalı bir işte çalışmasına rağmen işveren tarafından sigorta bildiriminde bulunulmayan veya eksik bildirilmesi halinde açılan davadır. Hizmet tespit davası, işçi tarafından açılmaktadır. İşçi, işveren ile arasında hizmet sözleşmesine dayalı olarak belli ücret ve belli bir zamandaki iş ilişkisinin tespitini talep edecektir. Hizmet tespit davasında görevli mahkeme, iş mahkemeleridir.
Kira tespit davası, kira bedelinin belirlenmesi için açılan davadır. Dava hem kiracı hem de kiraya veren tarafından açılabilmektedir, ancak davanın açılabilmesi için taraflar arasında kira sözleşmesi bulunması gerekmektedir. Kira tespiti davasında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.
Tereke, mirasbırakanın ölümü sonrasında devretmiş olduğu mal ve haklarıdır. Mirasbırakanın ölümünde, mirasçılar malvarlığının tespiti açısından tereke tespiti açabilecektir. Görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesinin son fıkrasında, maddi vakıların tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturmayacağı hüküm altına alınmıştır. Kişi, tespit davasında saptanması ve belirlenmesi istediği konuya dair olan olayları ve hukuki ilişkiyi belirtmesi yeterli sayılmamaktadır. Kişinin dava açmada hukuki yararının bulunması gerekmektedir.
Hukuki yarar, dava koşuludur. Hakim, hukuki yarar olmadığını tespit etmesi halinde açılan davanın reddi yönünde karar verecektir.
Delil tespitinde harç, maktu harçtır. Ancak delil tespiti istenilen konuya dair bilirkişi, tanık veya keşifle delil toplanması talep ediliyor ise masraf olarak dosyaya yatırılması gerekmektedir. Gider avansı olarak dosyaya yatırılmadıkça davaya konu olan işlemler yerine getirilmeyecektir. (HMK madde 402/2)
Delilin tespiti davasında verilen kararda, karşı tarafın vekalet ücreti ödemesi yönünde bir karar verilmeyecektir. Ancak delil tespiti davasında yapılan yargılama giderlerinin ödenmesi için karşı taraf aleyhine icra takibi başlatılabilir.
Bir davanın ne kadar süreceği, dosyada yapılacak olan işlemlere, mahkemenin dosya yoğunluğu ve delillerin toplanılmasına göre değişkenlik göstermektedir. Tespit davasına konu olan durumun saptanması için bilirkişi incelemesi, tanık dinlemesi, keşif gibi deliller dava süresini etkilemektedir. Mahkeme, hangi delil ile tespit yapacağına karar vererek ilgili sürecin tamamlanması sonrasında hüküm verecektir. Bütün bu nedenlerle tespit davasında kesin bir süre söylenemeyecektir.
Dava dilekçesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na uygun olarak düzenlenmelidir. Tespit davasına ilişkin hazırlanan dilekçe, kanuna uygun olmalı ve kişi tespitini istediği konuya dair hukuki yararını bildirmelidir. Yalnızca maddi vakıalara dayanarak tespit davası açılamayacaktır. Hukuki yarar olmadığı saptanması halinde, hakim davanın reddine karar verecektir.
Dava dilekçesi titizlikle hazırlanmalı, maddi vakıalar ile birlikte dilekçeye konu olan saptama konusunun hemen tespit edilmesinde hukuki yararı olduğu belirtilmelidir. Tespit davası türü birden fazla olduğundan alelade yazılan daha önceki dilekçe örneği ile dava açılamayacaktır. Tespiti istenilen konu adına hangi delillerin toplanılması gerektiği açıkça belirtilmeli ve sürecin dava açıldıktan sonra takibi gerekmektedir.
Diğer bir husus da dava dilekçesinde hitap edilecek mahkemedir, davacı, dava konusuna göre dava açacaktır. Örneğin; hizmet tespit davası açacak olan kişi, iş mahkemesine hitap edecek bir dilekçe yazmalıdır. Tespit davası adına dilekçe yazımı ve dava sürecinin takibi adına bir avukattan vekillik hizmetinden yararlanmak hukuki menfaatiniz için yararlı olacaktır. Dava dilekçesindeki yapılan bir hata veya teknik konulara dair bilginiz olmadığından hak ve zaman kaybı yaşanmanız muhtemeldir. Böyle durumlarda ne yazık ki kayıpların geri dönüşü olamayacaktır.