Tehdit Suçu ve Cezası

Tehdit suçu, Türk Ceza Kanununun 106. maddesinde düzenlenmiş olup bir tehlike suçudur. Mağdurun kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına karşı bir sözlü saldırı ya da mal varlığına karşı sözlü bir saldırı geleceğinin korkutulmak suretiyle fail tarafından mağdura bildirilmesiyle meydana gelir. Kişiye, “Seni öldürürüm”“Senin evini başına yıkarım”“Senin topuğuna sıkarım”“Senin kolunu kırarım”“Seni dağa kaldırırım”“Evini yıkarım” tarzında cümlelerin sarf edilmesi ile tehdit suçu işlenmiş olacaktır.

Kişinin haklı bir nedene dayanarak istem oluşturması tehdit suçunu oluşturmayacak, borcunu ödemediği takdirde icra takibi başlatacağını söylemesi halinde kişi, tehdit suçunu işlemeyecektir.

Kanun koyucu kişilerin iç huzurunu korumak, emniyet içinde olduğunu hissettirmek, korkmadan ve endişe duymadan yaşamasını sağlamak amacıyla tehdit suçuna ilişkin düzenleme gelmiştir. Suçun mağduru bütün gerçek kişiler olabilir.

Tehdit Suçunun Şartları

  • Suçun meydana gelebilmesi için failin gerçekleştireceği fiilin; kişinin iç huzurunu bozmaya, güven duygusunu zedelemeye, korku ve endişe durumuna sürüklemeye elverişli olması gerekmektedir. Fail, tehdide ilişkin sözlerini gerçekleşecek gibi göstermelidir.

  • Tehdit edecek olan kişinin genel kast ile hareket etmiş olması gerekmektedir. Tehdit edecek kişi, tehdit ederken tehdit ettiğini bilerek ve isteyerek işlemiş olmalıdır.

  • Suç doğrudan doğruya kişiyi ilgilendiren bir konuya ilişkin söylenen söz veya davranışla oluşabileceği gibi, kişinin yakınını ilgilendiren bir konuyla alakalı da olabilir. Burada yakınlıktan kastedilen, mağdurun akrabası veya başka bir şekilde yakınlığı olan kişidir (anne, baba, kardeş, amca, teyze, arkadaş). Ancak, tehdit mağdurun yakınına ilişkinse, suçun oluşması için fiilin mağduru korku ve endişeye düşürmeye elverişli olması gerekmektedir. Üçüncü kişilere karşı söylenen bir söz veya davranış bu suçu oluşturmaz. Fail, *“Arkadaşın Sevim’e tecavüz edeceğim”* gibi bir cümleyi kişiye söyler ve kişi bu konuda rahatsızlık duymaz, korku ve endişeye düşmesine elverişli bir durum ortaya çıkmazsa suç oluşmuş olmaz.
  • Suçun oluşması için bir söz veya davranışla mağdura bir kötülük yapılacağının bildirilmesi yeterlidir. Söylenen sözün oluşturduğu konuyu, icra hareketlerine dökmek gerekmez. Örneğin “Seni öldüreceğim” şeklinde bir söz söylendikten sonra öldürme fiilinin meydana gelmesine gerek yoktur. Eğer öldüreceğim deyip kasten öldürme suçunu işlerse Türk Ceza Kanununun 106. maddesinin üçüncü fıkrası gereği ayrıca bu suçtan ceza verilecektir. Ancak “Seni öldüreceğim” dedikten sonra fail, taksirle öldürme suçunu işlerse fikri içtima uygulanacak, dolayısıyla daha ağır cezayı gerektiren durumdan ceza alacaktır.

  • Tehdit suçunun oluşup oluşmaması her olayın durumuna göre ayrı değerlendirilecektir, hakim, tehdit suçunu işleyen kişide tehdide ilişkin kastının olup olmadığına, tarafların birbirlerine karşılıklı kurduğu cümlelere, tehdit sonrası tehdit edilen kişinin tehdidin gerçekleşeceğine dair korku ve endişeye kapılması gibi durumlar ayrı ayrı değerlendirilecektir.

Tehdit Suçunun Cezası ve Ağırlaştırıcı Halleri

  • Tehdit suçunun ağırlaştırıcı olmayan, basit hali ile işlenmesi; hayata, vücut veya cinsel dokunulmazlığına karşı olarak işlenecektir. Fail, bu durumda, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

27.05.2022 Tarihinde, “7406 Sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmi Gazetede yayınlanmış olup kadına karşı işlenmesi halinde alt yaptırım adına düzenleme yapılmıştır. Tehdit suçunun kadına karşı işlenmesi halinde ise alt sınır 9 aydan az olamaz düzenlemesi getirilmiştir. Yeni düzenlemede, tehdit suçunun kadına karşı işlenmesi halinde alt sınır 3 daha artırılarak alt sınır, 9 aydan başlamıştır.

  • Kişi, mal varlığına karşı veya sair kötülük edileceğinden bahisle tehdit ediliyorsa, fail 6 aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Hakim, mal varlığına karşı tehditte, faile, hapis ya da adli para cezasından birini verebilecektir, kanunen her iki cezayı birlikte veremeyecektir. Bunun yanında hakim, adli para cezası ile ceza vermiş, ancak adli para cezası ödenmez ise ceza, hapis cezasına çevrilecektir.

  • Tehdit suçunun ağırlaştırıcı hali, silahla tehdit suçunun işlenmesidir. Fail, silahı mağduru tehdit ederken bir araç olarak kullanması gerekir. Silah mağduru daha fazla endişeye ve korkuya sevk etmelidir. Yani failin belinde bulunan silahtan mağdurun haberi yoksa ve silah sebebiyle fazladan bir korku, endişe yaşanmadıysa silahla tehdit suçu oluşmaz. Silahın açığa çıkarak tehdit eyleminin gerçekleştirilmesi tehdit suçunun ağırlaştırıcı halinin işlendiğini göstermektedir.

  • Fail kendisini tanınmayacak hale sokarsa, tehdit suçunun nitelikli halinden yargılanır. Buradaki tanınmaz hale sokmaktan kastedilen, mağdurun faili tanıyamamasıdır. Mağdurun bu tanıyamama durumundan dolayı daha fazla korkması şartı aranmaz. Örneğin; fail, kar maskesi takarak bu suçu işlerse nitelikli hal oluşur. İmzasız mektuptan kastedilen, mevcut mektuptan failin kim olduğunun çıkarılamamasıdır. Özel işaretle tehditte ise bakmamız gereken somut olayın özelliğidir.

  • Suç birden fazla kişiyle işlenirse nitelikli hal oluşur. Eski Türk Ceza Kanununda bu hüküm ‘birkaç kişiyle işlenirse’ şeklindeydi. Yargıtayın verdiği kararlar doğrultusunda en az 3 kişi olması şartı aranıyordu. Ancak güncel kanunda bu hüküm ‘birden fazla kişiyle’ olarak değiştirilmiş ve en az 2 kişiyle işlenebileceği tespit edilmiştir.

  • Bir suç örgütünün adı kullanılarak tehdit edilmesi halinde nitelikli hal oluşur. Bu örgütün neye dair faaliyette bulunduğunun, neyle alakalı olduğunun bir önemi yoktur. Hatta var olmasına bile gerek yoktur, hayali bir örgütle dahi bu suç işlenebilir. Önemli olan örgütün bir suç örgütü olmasıdır. Fail, tehdit ederken örgüt gücü kullanılıyorsa, örgüt üyesi olmasa dahi örgüt üyesi gibi sorumlu tutulur.

  • Fail, tehdidin ağırlaştırıcı hali ile suç işlediği vakit fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmedilecektir.

  • Fail, kişiyi kasten öldürme, kasten yaralama veya mal varlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde ayrıca bu suçu işler ise ayrıca bu suçlardan dolayı kişi ceza alacaktır.

  • Tehdit davalarında görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir, suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemeleri bakacaktır.

Telefonda Yapılan Konuşmayla veya Mesajla Tehdit Etmek

Tehdit suçunun oluşması için aranan şart mağdurun korku ve endişeye kapılması, iç huzurunun bozulmasıdır. Sonuç olarak bu suçun telefonla konuşurken, mesajla, yüz yüze, e-mail ile veya herhangi bir davranışla işlenmesi arasında bir fark yoktur. Kişi telefonla ya da mesaj ile tehdide uğrar ise fiil, suç teşkil edecektir. Telefonla ya da mesajla tehdide uğrayan kişi savcılığa ya da polise başvurarak şikayetçi olma hakkına sahiptir. Telefonla ya da mesajla hakarete uğrayan kişinin kayda alması ya da bir başkasının konuşmayı dinlemesi mümkün ise dinleterek tanık delili ile ispatlayabilecektir. Telefon üzerinden tehdit ya da mesajlar devam ediyor ise mutlaka savcılığa bu durum bildirmeli ya da telefonunun dinlenmesi için talepte bulunabilecektir.

Telefon ile tehdit edilen ya da mesaj üzerinden tehdide uğrayan kişi, kendisini tehdit eden kişinin kim olduğunu bilmiyor ise yine savcılıktan bu kişinin kim olduğuna dair kimlik tespitinin yapılmasını talep edebilecektir. Hâkim somut olay bakımından bir inceleme yapacak ve faile verilecek cezayı somut olayın durumuna göre belirleyecektir.

Sosyal Medya ve İnternet Yoluyla Tehdit Etmek

Sosyal medya kullanımı günümüzde çok fazla yaygınlaşmıştır. Artık her insanın mutlaka birden fazla sosyal medya hesabı bulunmaktadır. Sosyal medya kullanımının artması ile sosyal medya üzerinden tehdit, hakaret gibi suçların işlenmesi de artış göstermiştir. Kişiler sosyal medya üzerinden tehdit edildikten sonra tehdit eden failin profilinin gizlenmesi ya da kapatması ile kendisinin bulunamayacağı düşüncesi ile rahatlıkla tehdit suçunu işleyebilmektedir. Sosyal medya üzerinden (Instagram, Facebook, Twitter, Tinder, Snapchat, Tiktok) kişiye yönelik tehditte bulunan kişi, profilini kapatsa dahi IP adres tespiti yapılarak suçun kim tarafından işlediği tespit edilebilmektedir.

Tehdit suçunun kişilerin sahte hesaplar açarak sahte hesaplar üzerinden işlenmesi yaygınlaşmıştır. Ancak günümüz teknolojisi ile sahte hesap üzerinden bir suç işlenilse dahi suçun kimin işlediği bulunabilmektedir. Sosyal medya üzerinden tehdide maruz kalan kişi, savcılık makamına ya da polise başvurarak kendisinin tehdit edildiğini ve tehdit eden kişinin hangi sosyal medya üzerinden tehdit ettiğini belirtmesi gerekmektedir. IP adres tespiti ile gerekli kimlik tespiti yapılabilecektir.

Tehdit eden kişi, sahte bir hesap üzerinden kişiyi tehdit eder ise tehdit suçunun ağırlaştırıcı halini işlemiş olacaktır. Kişi, kendisini tanınmayacak bir hale koyarak tehdit işlemiş olacağından fail, kanunen iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunacaktır.

Sosyal medya üzerinden tehdide maruz kalan kişi, yalnızca tehdit edenin kim olduğunu öğrenmek için kimlik tespiti talebinde bulunamayacaktır. Mağdur olan kişi, ancak tehdide ilişkin şikâyet yoluna başvurur ise akabinde tehdit eden kişinin kim olduğu tespit edebilecektir.

Tehdit Suçunun İspatı

Kişi tehdit edildiği vakit tehdit eden kişiye karşı şikayet yoluna başvurur ise tehdit edildiğini de kanıtlamalıdır. Tehdit suçuna maruz kalan kişi tehdit içeren söz ya da yazıları ispatlamalıdır. Kişinin tehdit içeren mektubunu, mesajını silmemesi gerekmekte ve savcılığa sunmalıdır.

Telefonla tehdidin ispatı, merak edilen bir konudur. Kişi, telefonla konuştuğu kişi tarafından tehdide maruz kalmış ise telefonun ses kaydetme özelliğini kullanarak tehdit içeren sözlerinin kaydını yapabilecektir. Yargıtay, son kararlarında başka türlü delil etme şansı bulunmuyor ise delil adına ses kaydının yapılabileceğini belirtmiştir. Telefonla tehdit edilen kişinin telefonda ses kaydını alma gibi bir özelliği bulunmuyor ise o esnada yanında bulunan kişiye telefon konuşmasını dinletebildiği takdirde ispatı kolaylaşacaktır. Telefonda tehdide bizzat şahit olan kişi tanıklık edebilecektir.

Telefonla tehdit edilen kişi, kendisini tehdit eden kişinin kim olduğunu bilmiyor ise kolluk marifetiyle ayrıca kişinin kimliğinin tespitinin yapılması talebinde bulunabilir.

Mesajla tehdit edilen kişinin tehdide maruz kaldığının ispatı daha kolay olacaktır. Kişi, mesaj içeriğini silmeyerek, mesaj dökümanını savcılık şikayetinin ekinde bulundurabilir.

Tehdit Suçunda Şikayet

Kişi biri tarafından şikayet edildiği vakit, fiili ve faili öğrenmesinden itibaren 6 aylık şikayet zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Fail ya da fiilden birini öğrenmesi halinde değil, fail ve fiilin birlikte öğrenmesi halinde altı aylık zamanaşımı süresine tabidir.

Tehdit suçu, şikayete tabi bir suçtur. Ancak tehdit suçunun basit hali şikayete bağlı olup ağırlaştırıcı hali şikayete tabi değildir. Kişi şikayetini geri çekse dahi kamu davası devam edecektir.

Tehdit Nedeniyle Tazminat Davası

Tazminat, kişinin haksız eylemi nedeniyle uğramış olduğu zararın karşılığıdır. Kişi, fail tarafından tehdit edilmiş ise tehdit nedeniyle tazminat davası açma hakkına sahiptir. Tehdit eylemi nedeniyle kişilik hakları zedelenmiş, manevi ve psikolojik çöküntüye uğramış ise manevi tazminat ödenmesi yönünde tazminat davası açabilir. Hâkim, saldırı teşkil eden olayın her durumunu ve tarafların ekonomik durumlarını da dikkate alarak ödenecek olan tazminat miktarını takdir edecektir.

Tazminat davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.

Tehdit Suçu Suç Duyurusunda Bulunma (Tehdit Suçu Dilekçe Örneği)

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

MÜŞTEKİ: Ad Soyad (TC. Kimlik No)

Adres

VEKİLİ: Av. Ad Soyad

Adres

ŞÜPHELİ: Faili meçhul

SUÇ: Tehdit

KONU: Müştekinin bilinmeyen birisi tarafından telefonla tehdidine maruz kalması nedeniyle tehdit eden kişinin kimliğinin tespit edilerek şüpheli hakkında soruşturulma başlatılması talepli dilekçedir.

AÇIKLAMALAR:

1-) Müvekkil esnaf olup … adresinde büfesi bulunmaktadır. Müvekkil, söz konusu adreste yaklaşık 15 yıldır esnaflık yapmaktadır.

2-) Müvekkil uzun süredir kimliği bilinmeyen biri tarafından numarası gizlenmiş bir şekilde hem iş yerinin sabit telefonundan hem de özel cep telefonundan tehdit almaktadır. Müvekkil, yaklaşık iki aydır iki günde bir tehdit telefonu almaktadır. Tehdit içeren sözler arasında “Seni öldüreceğim”, “Başına geleceklerden kork” kullanılmaktadır.

3-) Müvekkil söz konusu cümleler nedeniyle iki aydır evden işe, işten eve tedirgin gitmekte ve tehdit içeren sözler nedeniyle korkmaktadır. Müvekkilin huzuru kalmamıştır. Müvekkilin iş yerinin sabit telefonu ile cep telefonunun dinlemeye alınarak tehdit suçunun takip edilmesini ve müvekkili tehdit eden kişinin kimliğinin tespit edilerek soruşturma başlatılmasını talep etmekteyiz.

HUKUKİ NEDENLER: TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER: Telefon kayıtları, tanıklar ve her türlü yasal delil.

SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle; müvekkile ait telefonların dinlenmesine karar verilerek tehdit eden kişinin kimlik tespitinin yapılması ve kişi hakkında soruşturma başlatılarak kamu davasının açılması yönünde karar verilmesini saygılarımızla vekaleten talep ederiz.

Müşteki Vekili

Av. Ad Soyad

İmza

Tehdit Suçu Yargıtay Kararları

Bıçakla Tehdit Eden Hakkında Silahla Tehdit Suçundan Mahkumiyet

Karı-koca olan katılanların yazlık evine suça sürüklenen çocuk belinden çıkardığı bıçağı katılana gösteriş ve katılan bundan korkup diğer odaya saklanmıştır. Katılan diğer odadan eşinden yardım istemiş, evin içinde suça sürüklenen çocuk ile karşılaşan katılana bıçak doğrultup “Bana para ver, yoksa seni öldürürüm” demiştir. Katılan “sen dışarıda bekle, ben sana para getireyim” demesi üzerine evinden dışarı çıkmış, ardından tekrar eve girerek katılana “hani nerede sizi öldürürüm, para gelmedi” demiştir. Suça sürüklenen çocuk, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme ve silahla tehdit etme suçundan yargılanmıştır. Suça sürüklenen çocuk adına mahkeme tarafından verilen mahkûmiyet kararına ilişkin suça sürüklenen çocuk müdafii temyiz başvurusunda bulunmuştur. Yargıtay, olaya ilişkin suçların yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğundan ve görevli mahkeme olarak ağır ceza mahkemesinin görevli olduğundan ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/6792 Esas, 2019/1142 Karar)

Nitelikli Tehdidin Yağma Suçuna Dönüşmesi

Dosyada sanıklar hakkında nitelikli tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir, yerel mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık sanıklar temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Sanıklar, mağdura borca kefil olması için tehdit etmek suretiyle senet imzalatmıştır. Ancak mağdurun iş ortağının şahsi borcundan herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı gözetilerek mağdura yönelik eylem yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden mahkemenin kurmuş olduğu yazılı hüküm doğru bulunmamıştır. Bu nedenle mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2018/1413 Esas, 2019/250 Karar)

Alacağın Tahsili Amacıyla Tehdit

Sanıklar hakkında dosyada, alacağın tahsili amacıyla tehdit ve hakaret suçundan yargılama yapılmıştır.

Dosyada geçen olayda, sanıkların katılan ile arsa satışı konusunda 195.000 TL bedel karşılığında anlaşmışlardır. Sanıklar, katılanın sık sık iş yerine gidip çalışanlarına kendisini sormasından şüphelenen katılan arsanın gerçek bedelini öğrenince arsanın satışından vazgeçmiştir. Tanık, katılanın iş yerine gelen sanıklar almış olduğu 5.000 TL kaporaya karşılık 7.000 TL ödeyeceğini ancak satıştan vazgeçtiğini söylediğini belirtmiştir. Diğer tanıklar ise sanıkların katılanı tehdit ettiğine ilişkin beyanda bulunduğunu, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan rapora göre söz konusu arsanın bedeli ise 285.000 TL olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.

Yargıtay, sanıkların mağdura yönelik eylem ve söylemlerinin haksız fiil oluşup oluşmadığının saptanmasına, suç teşkil eden eylemin tespiti halinde her bir sanığın suça ne şekilde katıldığı sorgulanarak hüküm kurulması gerekirken eksik soruşturma ile yetinerek hüküm kurulması yetersiz gerekçeyle karar verilmesini doğru bulmamıştır. Yargıtay, mahkemenin kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/427 Esas, 2019/260 Karar)

Tehdit Suçunun Zamanaşımına Uğraması Nedeniyle Düşürülmesi

Sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma ve tehdit suçlarından yargılama yapılmış ve sanıklar hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir. Yargıtay dosya incelemesinde, konut dokunulmazlığını ihlal ve tehdit suçları adına öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre hesaplanan 5 yıllık asli dava zamanaşımının hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 13/09/2010 tarihi itibariyle durduğu ve sanığın denetim süresi içerisinde başka zamanaşımını kesen başka bir neden gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasını doğru bulmamıştır. Bu nedenle mahkeme tarafından verilen mahkûmiyet kararının bozulmasına, sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine kararını vermiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/2886 Esas, 2019/1025 Karar)

Tehdit Suçundan Mahkumiyet Kararında Ceza Miktarında Yapılan Hesaplama

Sanık hakkında asliye ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucu mahkumiyet kararı verilmiştir. Yargıtay, mahkemenin sanığa yükletilen silahla tehdit ve kasten yaralama eylemleri ile çözümü haklı kılıcı zorunlu ögelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin duruşma sonucu saptandığı, vicdani kanının kesin, tutarlı verilere dayandırıldığından eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve suç tipine uyduğunu belirtmiştir.

Ancak Yargıtay, tehdit suçunda, cezada ¼ oranında artırım yaparken 2 yıl 6 ay yerine, 2 yıl 4 ay olarak hesaplayarak eksik cezaya hükmetmiştir. Ancak aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağından temyiz başvurusunun esastan reddine kararı verilerek hükmün onanmasına kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/37593 Esas, 2019/227 Karar)

Tehdit Suçunun Uzlaştırma Kapsamında Olması

Mahkeme tehdit suçundan sanık hakkında yargılama yapmış ve beraat kararı vermiştir. Dosya içerisinde mağdurun şikayetten vazgeçmiş olduğu anlaşılmıştır. Ancak mahkeme, mağdurun tanıktan duyduğunu beyan ederek kendisinden için sanığın “öldürürüm” dediğini, tanığın da sanık yanına gelerek kendisine mağduru kastederek “evimi boşaltsınlar, karımın yeğeni evden gitsin, yoksa onu öldürürüm” dediğini beyan etmesini mahkeme dikkate almadan beraat kararı vermiştir.

Bu nedenle Yargıtay, bu hususu dikkate almadan yetersiz gerekçe ile beraat kararı verdiğini belirtmiştir. Ancak 2016’da yapılan değişiklik ile uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında olduğu anlaşıldığından uzlaştırma işleminin uygulanarak tekrar değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş, mahkemenin kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/39991 Esas, 2019/226 Karar)

Tehdit Suçuna İlişkin Yapılan Yargılamada Tebligat İşlemlerinin Tamamlanması İçin Mahkemeye Yeniden Gönderilmesi

Mahkeme tehdit suçundan yargılama yapmış ve sanık hakkında beraat kararı verilmiştir. Yargıtay, dosya incelemesinde, tebliğ işlemlerinin tamamlanması gözetilmeden, katılan ve katılan sanığın yokluğunda karar verilmiştir. Katılan ve katılan sanığa gerekçeli karara ilişkin tebligatlar, duruşmada bildirdikleri en son adrese yapılmış, ancak tebligatta muhatabın nerede olduğunun nerede olduğunun araştırılması, hangi komşusuna haber verildiğinin, komşunun imzadan imtina edip etmediği hususlarına yer verilmemiştir. Tebligat Kanunu madde 21/2’ye göre mahalle muhtarına bırakılmak suretiyle usulsüz yapıldığı belirtilmiştir.

Yargıtay, tebligatın muhatabın bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması halinde adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat yapılması gerektiğini Tebligat Kanunu ile belirtildiğini eklemiştir. Bu nedenle dosya, yerel mahkemeye yeniden gönderilerek ek tebliğ name düzenlenerek yeniden daireye gönderilmesine karar vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40938 Esas, 2019/275 Karar)

Tehdit Suçunda Haksız Tahrik Hükmünün Uygulanması

Dosyada sanıklar hakkında tehdit suçundan yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Dosyaya konu olan olay gelişimi; sanıklardan birisi ile müştekinin, hayvan otlatma meselesinden dolayı sözlü tartışma yaşanmıştır, müşteki evine gitmek üzere tartışma yerinden ayrılmış ve yolsa diğer sanıklardan birisi ile karşılaşmış ve tartışma yaşamışlardır. Tanıkların anlatımında, sanığın elinde silahtan sayılabilecek bir şey görmediğini, olayın ilk çıkış anında sanığın müşteki ve diğer sanığın yanlarında olmadığını, tarlaya geldiği sırada müşteki ile karşılaştığını ve kendisinin diğer sanık ile karşılaştığını diğer sanık tarafından haber verildiğini belirtmiştir.

Yargıtay, sanıkların olay esnasında ya da öncesinde birlikte hareket ettiklerini ya da suç işlendiği sırada ortak irade ile davrandığına ilişkin kanıtlar açıklanmadan ve tartışılmadan mahkemenin tehdidin nitelikli haline ilişkin hüküm kurmasını doğru bulmamıştır.

Bunun yanında sanık savunmasında müştekinin hayvanlarının ekili araziye defalarca zarar verdiğini, bu durumdan köy muhtarı ile köy halkının da haberi olduğunu belirtmiştir. Mahkeme tanık beyanlarında olayın çıkış sebebi üzerinde durmamış ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına dair tartışılmadığını belirtmiştir. Bütün bu nedenlerle mahkemenin hükmüne karşılık oy birliği ile bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/38860 Esas, 2019/254 Karar)

Silahla Tehdidin Meşru Müdafaa Kapsamında Kalması

Dosyada sanık hakkında tehdide ilişkin yargılama yapılmış ve sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Sanık, arkadaşı olan tanık ile beraber evine giderken aynı mahallede oturan müşteki ile karşılaşmıştır. Müşteki ile tanık arasında araçla hızlı gitme mevzusu yüzünden tartışma çıkmış, olayı gören müşteki yakınları sanık ile tanığın yanlarına girerek tartışmaya müdahil olmuşlardır. Tanık anlatımları ve taraf beyanlarından anlaşıldığı üzere, sanığın arkadaşına yönelerek, araya giren tanıklara rağmen taş ve sopalarla saldırıda bulunmuşlardır. Sanık kalabalığı dağıtmak ve saldırıya engel olmak amacıyla havaya bir el ateş etmiştir.

Silahla bir el ateş edilmesinden sonra kalabalık dağılmış, kalabalığın dağılmasından yararlanan tanık ile sanık binaya girmişlerdir. Mahkeme, olaya ilişkin meşru müdafaa ve zorunluluk hali kapsamında kalmadığını belirtmiştir.

Yargıtay, tarafsız tanıkların anlatımında toplanan kalabalığa engel olamamaları ve polis gelene kadar sanık ile tanığın kapıyı tutarak güvenliği sağlamaya çalıştığı, sanığın bu saldırıyı defetmek için orantılı şekilde havaya doğru sadece bir el ateş etmesinin ardından eylemin devam ettirilmemesinin göz önüne alındığında meşru savunmada kaldığının olduğunu belirtmiştir. Ayrıca sanığın suç işleme kastı olmadığının gözetilmediği de eklenmiştir.

Bütün bu nedenlerle Yargıtay, mahkemenin kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/38918 Esas, 2019/246 Karar)

Silahla Tehdit Yargılamasında Mahkemenin Çelişkili Karar Vermesi

Sanık hakkında silahla tehdit ve 6136 Sayılı Yasaya muhalefetten yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkeme tarafından verilen kararda, sanığın adli sicil kaydında bir adet hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararının yer alması ve kesinleşme tarihi itibariyle engel oluşturmaması, sanığın yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık nedeniyle yeniden suç işlemeyeceği kanaatiyle hükmolunan hapis cezasının ertelenmesi karşısında “duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alındığında ileride bir daha suç işlemeyeceği konusunda mahkemede vicdani kanaat oluşturmadığı şeklinde” çelişkili gerekçe kurulduğu görülmüştür.

Mahkeme silahla tehdit suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası vererek ertelemiş, sanık hakkında gerekçe gösterilmeden cezadan fazla olarak 2 yıl denetim süresi belirlenmiştir. Ancak diğer suç olan 6136 Sayılı Yasaya muhalefet suçundan tayin edilen 10 ay hapis cezasına ilişkin farklı gerekçe göstermeden aynı denetim süresi belirlenerek alt sınırdan uzaklaşılmıştır.

Yargıtay, 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen 10 ay hapis cezasının sanığın yargılama sürecindeki pişmanlığı dolayısıyla ertelenmesi karşısında bir kez aynı gerekçe ile TCK madde 50’deki seçenek yaptırımların uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar verilerek çelişkiye yol açılmıştır. Yargıtay, mahkemenin çelişkiye yol açan kararı nedeniyle hükmüne karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40699 Esas, 2019/199 Karar)

Bacaklarından Adam Astırmış Adamım Diyerek Tehditte Bulunma

Dosyada sanık hakkında tehdit suçundan yargılama yapılmış ve sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Sanığın sadece kendi mahkumiyeti yönünden temyiz başvurusunda bulunulduğu tespit edilmiştir.

Dosyaya konu olan olayda, mağdur, suç tarihinde sanığın ikametine giderek sanığın eşi olan tanığa sanık ve babasını sormuştur. Mağdurun, sanığın babasına iletilmek üzere tanığa “Konya’da bacaklarından adam astırmış adamım, oğlundan vazgeçsin ya da ben yapacağımı bilirim” şeklinde tehditte bulunmuştur. Tanık, bu durumu eşi olan sanığa iletmiştir. Akabinde sanığın çalıştığı otogara gidilerek karşılıklı eylemler gerçekleştirilmiştir. Yargıtay, mahkemenin olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/38483 Esas, 2019/258 Karar)

Silahı Çıkartıp Eşinin Alnına Dayayarak Silahla Tehdit Suçunun İşlenmesi

Dosyaya konu olan olayda sanık hakkında silahla tehdit suçundan yargılama yapılmış ve sanık hakkında beraat kararı verilmiştir. Sanık soruşturma evresinde savcılık tarafından alınan ifadesinde, silahla tehdit eylemini gerçekleştirdiğini ikrar etmiştir. Ayrıca sanığın eşi olan mağdurun, savcılığa verdiği ifadede, sanığın silahı çıkartıp ağzına ve alnına dayadığı şeklinde ifade vermiştir. Ancak mağdur, duruşmada, ifadesini değiştirmiş, söylediklerinin tutanağa yanlış geçirildiğini ve o anki psikolojiyle eşinin yapmadığı şeyleri söylediğini belirterek ifadesini değiştirmiştir. Mağdur, sanık eşi hakkında suç duyurusunda bulunsa da sanık ile barıştığını, birlikte yaşamaya devam ettiğini de eklemiştir.

Yargıtay, mağdurun sanık olan eşini suçtan kurtarmaya yönelik anlaşılan yargılama aşamasındaki beyanlarına itibar edilmek suretiyle mahkemenin delillerin takdirinde yanılgıya düştüğünü, sanık hakkında silahla tehdit suçundan mahkumiyet hükmü yerine beraat kararı verilmesini doğru bulmamıştır. Mahkemenin hükmünün bozulması kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40499 Esas, 2019/295 Karar)

Sanığı Beraat Ettiren Avukata Vekalet Ücretine Hükmedilmemesi Nedeniyle Düzelterek Onama Kararı

Dosyaya konu olan olayda sanık hakkında tehdit ve hakaret suçundan yargılama yapılmış ve mahkeme beraat kararı vermiştir. Yerel mahkeme tarafından verilen kararda, vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmediği belirtilmiştir.

Yargıtay, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle maktu vekalet ücreti ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin düzeltilerek onanması kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40563 Esas, 2019/175 Karar)

Sanığın Korunmak için Havaya Bir El Ateş Etmesi Nedeniyle Tehditten Yargılanması

Sanık hakkında silahla tehditten yargılama yapılmış ve mahkumiyet kararı verilmiştir. Dosyaya konu olan olaylarda, sanık, mağdur sanığın abisini sürekli olarak rahatsız etmesinden dolayı abisinin çalıştığı iş yerine mağdur ile konuşmaya gitmiştir. Olay yerinde mağdur, arkadaşlarıyla birlikteyken mağdur, sanığın üzerine doğru gelmiştir. Sanık savunmasında, mağdurun üzerine yürümesi nedeniyle havaya bir el ateş açmıştır.

Sanığın kardeşi olan tanık, olay tarihinde sanığın konuşmak amacıyla mağdurun iş yerine gittiklerini, mağdurun, iş yeri sahibine “benden başka kimseye iş veremezsin” diyerek tehditte bulunduğunu ve sanık ile aralarında arbede olduğunu, dışarı çıktıklarını ve daha sonra arka kapıdan kaçtıklarını, dışarıda mağdur ile birlikte 15 kişilik grup olduğunu, mağdurun sövmeye başlaması üzerine sanığın rastgele silah ile havaya ateş açtığını beyan etmiştir.

Yargıtay, sanık savunması ve tanık beyanı ile birlikte mahkemenin haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinin yapmadığını belirtmiştir. Mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurması nedeniyle bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40519 Esas, 2019/202 Karar)

Silahla Tehdit Suçunda Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunun Oluşturup Oluşturmadığı Hususu

Dosyada sanık hakkında silahla tehdit suçundan yargılama yapılmış ve sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Sanık, savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir.

Mağdurlar, yargılamanın tüm aşamasında sanığın kendisine silah doğrultmadığını, silah sesi de duymadıklarını beyan etmişlerdir. Ancak …’in kollukta vermiş olduğu ifadede, olay yerinde silahını kaybettiğini fakat silahla tehdit ve silah sıkılma eyleminden bahsetmemiştir. Ancak savcı huzurunda vermiş olduğu ifadede, silahının yere düştüğünü ve sanığın silahla havaya iki el ateş ettiğini beyan etmiştir.

Yargılama aşamasında ise tanık beyanında, sanığın havaya 2-3 el ateş ettiğini, müştekilere hitaben “Sizi öldürürüm” dediğini beyan etmiştir.

Bir başka tanık ise mağdurları korkutmak maksadıyla “Kimsede silah yok mu” diye sanığın bağırdığını, diğer tanığın arabanın üstüne koymuş olduğu silahını alarak havaya iki el ateş ettiğini beyan etmiş, fakat duruşma sırasında silahla ateş ettiği vakit mağdurların orada olmadığını belirtmiştir.

Yargıtay, mahkemede, tanıkların beyanındaki çelişkilerin giderilmeden, hangi anlatımın neden üstün tutulduğuna dair gerekçe sunulmadan, genel güvenliğin kasten tehlike altına sokulma suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan mahkemenin hüküm kurduğunu belirtmiştir. Bütün bu nedenlere, Yargıtay, mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurması nedeniyle kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40621 Esas, 2019/223 Karar)

Akrabalar Arasında Çıkan Tartışmada İşlenen Tehdit Suçunda Haksız Tahrik Hükmü

Sanık, tehdit suçunun işlenmesi nedeniyle mahkeme tarafından yargılanmış ve mahkumiyet kararı almıştır. Mahkeme dosyasına konu olan olayda, sanık, kardeşinin, eşi olan müşteki ve kayınbiraderi olan diğer müşteki ile tartıştığını, ağladığını öğrenmiştir. Sanık, bu duruma sinirlenerek müşteki olan eniştesi ile konuştuğunda, müşteki “Sana ne oluyor, döven kardeşim değil mi neden araya giriyorsun” demesi nedeniyle havaya ateş ettiğini ve bu konu nedeniyle ağabeyi olan diğer müşteki de neden araya giriyorsun diyerek sanığa tokat attığı anlaşılmıştır. Sanığın yeğeni, olayı engellediğini beyan etmesi karşısında mahkeme sanığın yeğenini mahkemede dinleyerek olayın çıkış nedenini ve haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması nedeniyle hükmün bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/38897 Esas, 2019/239 Karar)

Ayağını Denk Al Diyerek Tehditte Bulunulması

Dosyada sanık hakkında, tehdit ve kasten yaralamadan yargılama yapılmış, mahkeme tarafından mahkumiyet kararı verilmiştir. Dosyada, müşteki, sanığın “benim hakkımda ileri geri konuşuyorsun, ayağını denk al, benim hakkımda konuşma yoksa seni öldürürüm” diyerek tehdit etmesi ve tanığında bu beyana karşılık beyanda bulunması görülmüştür. Ancak mahkeme olayın bu şekilde gerçekleştiğini kabul etmesi karşısında, olayın başlangıcı ve gelişimi üzerinde durarak sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı konusunda tartışmamıştır.

Yargıtay, sanığa tekerrüre esas alınan ilamda birden fazla mahkumiyet hükmü bulunduğundan daha ağır cezayı içeren hakaret suçundan verilen mahkumiyet hükmünden dolayı sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmediğinden hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40562 Esas, 2019/200 Karar)

PVC Plastik Sopanın Silah Olarak Kabul Edilip Edilmeyeceği

Sanıklar tehdit ve yaralamadan yargılanmış, mahkeme tarafından tehdit suçundan beraat, yaralama suçundan ise düşme kararı vermiştir. Temyiz başvurusu üzerine Yargıtay dosyayı incelemiştir.

Dosyada, sanıklar, müştekiyi emanete alınan ve olay yeri tespit tutanağında 77 cm uzunluğunda beyaz renkli pvc plastik çubuk olarak tarif edilen cisimle yaraladıkları kabul edilmiştir. Yargıtay, mahkemenin suçta kullanıldığı anlaşılan plastik çubuğun Türk Ceza Kanunu’nun 6. Maddesinin birinci fıkrası kapsamında silah niteliği taşıyıp taşımadığını belirlemeden “pvc plastik sopanın silah olarak kabul edilmediği” gerekçesi ile düşme kararı verilmiştir.

Bunun yanında, mahkeme, sanıkların müştekiye yönelik olarak “Seni öldüreceğiz” şeklinde tehdit ettiklerinin iddiası karşısında, müştekinin ifadesini doğrulayan tanıkların beyanına neden itibar edilmediği gerekçede belirtilmemiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40483 Esas, 2019/288 Karar)

Facebook ve Instagram Üzerinden Tehdit

Dosyada sanık hakkında tehdit ve hakaret suçundan yargılama yapılmış, sanık, beraat kararı almıştır. Mahkeme tarafından maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından suç tarihinde sanık ve katılanın kullandığı Facebook hesaplarına girmeye elverişli bilgisayara, telefon, tablet vb. aletlerin ne olduğu ve hala taraflarda bulunup bulunmadığı tespiti, tespit yapıldığı takdirde hangi tarihler arasında girildiği, internet sağlayıcısı ve IP adreslerinin tespit edilip edilmeyeceği hususunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay, açık kaynak araştırması yapılmak ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurmasını doğru bulmamıştır. Yargıtay, mahkemenin kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/32543 Esas, 2018/21151 Karar)

Mağdurun Gıyabta Silahla Tehdit Edilmesi

Dosyada sanık hakkında tehdit suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verilmiştir. Yargıtay, tehdidin nitelikli hali olan silahla tehdidin kabul edilebilmesi için tehdit suçunun bizzat mağdura yönelik olarak gösterilip mağdur üzerinde etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılması gerektiğini belirtilmiştir. Mağdurun yokluğunda silahla tehdidin işlenebilmesi için mağdurun evi, arabası gibi eşyalarında iz gibi belirtiler bırakılması gerektiği, mağdurun bu sebeple korku etkisinin artıracak tarzda kullanılmasının icap ettiğini eklemiştir.

Yargıtay, mağdur yokluğunda silahla tehdit eyleminin yalnızca silahla teşhir edilmiş olmasının suçun nitelikli hali için yeterli saymamıştır. Dosyaya konu olan somut olayda, sanık ile mağdur tartışmış, tartışma sonrası mağdur odaya girerek kapıyı kilitlemiştir. Sanık, mağdurun gıyabında eline almış olduğu bıçakla “beni bırakın onu keseceğim” diyerek gıyapta tehdit ettiğinin anlaşılması karşısında tehdidin basit halinin oluşturacağı düşünülmeden mahkemenin hüküm kurduğunu belirtmiştir. Bunun üzerine Yargıtay, mahkemenin bu şekilde yazılı biçimde hüküm kurmasını doğru bulmamış ve mahkeme tarafından verilen hükme karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/40767 Esas, 2019/154 Karar)

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇ