Tefecilik suçu, kazanç elde etmek amacıyla birine para verilmesi durumunu bankalar nezdinde düzenleyen yasa koyucu bu durumun gayri meşru yollardan yapılmasını suç kapsamına almış ve kişilerin bu fiile sebebiyet vermesinden kaçınmasını istemiştir. Bankacılık faaliyeti yürüten kurumlar dışındaki kişilerin kazanç elde etmek amacıyla para vermesini suç kapsamına koymuştur.
Tefecilik suçunda, faiz üretilmeye çalışılarak haksız bir kazanç elde edilmeye çalışılmakta, ödünç olarak verilen paranın yüksek faiziyle geri istenmesidir. Tefecilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Topluma Karşı Suçlar başlıklı Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar Bölümünde düzenlenmiştir. Kanunda bulunduğu bölüm gereği, toplum yararı ve ekonomik durumun korunmasının amaçlandığı açıktır. Suçtan zarar gören kişi parayı ödünç alan kimsedir; ancak aynı zamanda suçun mağdurunun toplum olduğu da açıktır.
Türk Ceza Kanunu’nun 241. maddesinde düzenlenmiştir:
“Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Ekonomik ve mali sıkıntıda olan kişinin ödünç para alarak zor durumundan faydalanılması, sömürülmesi hali olan tefecilik suçu üç halde işlenebilmektedir. Her üç halde de kazanım elde etmek amacıyla ödünç para verilmesi temel haldir.
Mali sıkıntıda olan bir kimsenin isteği ile kazanç sağlamak için doğrudan faizi ile ödünç para verilmesidir. Ödünç para birden fazla yol ile verilmesi mümkündür. Para, elden teslim, havale ya da EFT ile verilebilir. Ödünç verilecek olan şey, para olmalıdır. Ancak geri ödeme yapacak olan kişinin para ile ödemesi şartı bulunmamaktadır. Kendisi karşılığında, altın, gayrimenkul, araç ile geri ödeme yapabilecektir.
Mali sıkıntıda olan bireyin, senet bedel olarak daha az bir miktar ile devredilerek nakit paraya dönüştürülmesi ile suç işlenmiş sayılacaktır. Bu yöntemle henüz vadesi gelmemiş olan çek, bono ya da senet üzerinde yazılan miktardan daha az miktar ile başkasına devredilmektedir. Her ne kadar para verilmediği belirtilmediğinden uygulamada tefecilik suçunu oluşturmadığına dayalı görüşler bulunsa da Yargıtay, çek veya senet kırma yoluyla komisyon karşılığı tefecilik suçunun işlenebileceğini belirtmiştir.
Kredi kartı ile gerçekte alışveriş yapılmadan kredi kartı ile para tahsilinde bulunulması ile işlenmektedir. Kredi kartı tefeciliğinde para alacak olan kişinin kredi kartından çekilen paradan daha düşük bir miktar ödenmesi yoluyla işlenmektedir. Para veren kişi kredi kartından çektiği miktardan kendisine komisyon almaktadır. Örneğin; paraya ihtiyacı olan kişi tefeciye başvurarak 5.000 TL’ye ihtiyacı olduğunu belirtmekte, tefeci, parayı verecek olan kişi, kredi kartından 8.000 TL çekerek 5.000 TL’yi mağdur olan kişiye veriyor. POS tefeciliği bu şekilde işlenmektedir. Mağdur, bu durumda kredi kartından çekilen parayı bankaya ödeyecektir. Ancak tefecilik suçu işleyen kişi kendisi verdiği miktardan daha yüksek miktarda para çekmiş ve kazanç sağlamış olacaktır.
Tefecilik suçunda ispat edilecek olan hususlar, ödünç olarak verilen paranın kazanç elde etmek için verilmesidir. İspat etmek için fahiş bir miktarda ödünç para verildiğinin ispatı yeterli olacaktır. Bunun yanında tefecilik olarak meslek haline getirmek ya da daha önce böyle bir eylem gerçekleştirmemek suçun oluşması için bir unsur teşkil etmeyecektir. Bu nedenle tefeciliğin meslek haline getirilmesi ispat şartı değildir.
Tefecilik suçu takibi şikayete tabi suçlardan olmaması sebebiyle re’sen soruşturma ve kovuşturmaya konu olabilir.
Tefecilik suçunda görevli mahkeme, asliye ceza mahkemesidir. Suçun işlendiği yerde görüleceğinden suçun işlendiği yer asliye ceza mahkemesidir.
Tefecilik suçu, davaya zarar gören olarak hazine katılabilmektedir.
Tefecilik suçunda, zamanaşımı 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içerisinde dava açılmamış veya dava açılmış ancak kanuni süre içerisinde sonuçlanmamış ise zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle dava düşecektir.
Bununla birlikte ilgili suça ilişkin olarak yasa koyucunun düzenlemesi gereği isnat edilecek ceza iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. Kanun yaptırım olarak hem hapis cezası hem de adli para cezasını birlikte düzenlemiştir. Hakim hapis cezasını alt sınırdan verir ise hapis cezası ertelenebilecektir. Adli para cezasına ilişkin erteleme kararı verilemeyeceğinden adli para cezasının yerine getirilmesi gerekmektedir. Adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde ceza, hapis cezasına çevrilecektir.
Hakimin alt sınırdan hapis cezasını vermiş olması halinde sanık hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararının da verilmesi mümkündür.
Dosyada sanıklar hakkında tefecilik suçundan yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında kamu davası açılmış, Hazine suçun mağduru olduğuna dair kovuşturma aşamasında dilekçe ile katılma talebinde bulunulmuştur. Mahkeme, katılma talebine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar vermemiştir.
Sanıklara yüklenen tefecilik suçundan beraat kararı verilmiştir. Yargıtay, cezanın üst sınırı olarak 8 yıllık dava zamanaşımı süresine tabi olduğunu, zamanaşımını kesen sorgu tarihi olan 28/09/2007 tarihi üzerinden 8 yıl geçtiği, zamanaşımını kesen başka bir sürenin olmaması nedeniyle mahkemenin vermiş olduğu hükme karşılık bozma kararı verilmiştir. Yargıtay, kamu davasının zamanaşımına uğramış olması nedeniyle sanıklar hakkında ayrı ayrı düşme kararı verilmiştir. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/11460 Esas, 2019/189 Karar)
Sanıklar hakkında tefecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. Yargıtay, sanıklara yüklenen tefecilik suçunun üst sınırı itibariyle 8 yıllık asli dava zamanaşımına uğradığını belirtmiştir. Sanıklar hakkında verilen mahkûmiyet kararının 12/08/2010 olması ve inceleme günü ile mahkûmiyet kararı arasındaki süre olarak zamanaşımını kesen başka sebep bulunmadığından mahkeme kararının bozulması yönünde kararı verilmiştir.
Yargıtay, sanıklar hakkında ayrı ayrı düşme kararı vererek, mahkemenin vermiş olduğu mahkumiyet kararını bozmuştur. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/12333 Esas, 2019/322 Karar)
Sanıklar tefecilik suçundan yargılanmış, savunmasında, dosyaya konu olan senetlerin araba karşılığında alındığı belirtilmiştir. Mahkeme, sanıklar hakkında beraat kararı vermiştir.
Yargıtay,
Bu nedenle mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/3494 Esas, 2019/16 Karar)
Sanık hakkında tefecilik suçundan mahkûmiyet kararı verilmiştir. Sanık, iş yerinde herhangi bir alışveriş yapılmadan alışveriş yapılmış gibi para ihtiyacı nedeniyle başvuran şahısların hamili olduğu kredi kartı ile pos cihazından işlem yapılması nedeniyle kamu davasına konu edilmiştir. Sanık, para ihtiyacı nedeniyle kredi kartından gerçek olmayan alışveriş tutarından belli bir komisyon kesintisi yapılmış, geriye kalan kısım nakit olarak ödenmiş olduğuna dair eylem iddia edilmiştir. Bu eylem ile bankaya komisyon ödememesi, kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verme amacı olduğu gözetilmiştir.
Yargıtay, mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurduğunu belirtmiştir. Yargıtay,
Bu nedenlerle Yargıtay, mahkemenin kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/698 Esas, 2018/6807 Karar)
Sanık, iş yerindeki POS cihazlarından herhangi bir mal ya da hizmet ifa edilmeden nakit ihtiyacının giderilmesi amacıyla başkalarına ait kredi kartıyla çekim işlemi yaptığı iddiasıyla yargılanmıştır. Sanık, çekim işlemi yapmak suretiyle gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenlemiş ve bankalardan mal satmış gibi elde ettiği miktarları ödünç vererek komisyon adı altında kazanç elde ettiği, tefecilik yaptığı iddia edilmiştir.
Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu mahkûmiyet kararını, dosya incelemesinde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu hüküm kurduğunu belirtmiştir. Yargıtay, dosya incelemesinde, kredi kartı sahiplerinin kimliklerinin tespiti ile faiz ve komisyon adı altında ödeme yapıp yapmadıkları hususunda beyanlarına başvurularak bir sonuca varması gerektiğini eklemiştir. Bütün bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/4127 Esas, 2018/5329 Karar)
Sanıklar hakkında çek kırdırma suretiyle tefecilik suçunun işlendiği iddiasıyla cezalandırma talepli dava açılmıştır. Sanık savunmasında, üzerine atılı suçu kabul etmemiş, iş yerinde yapılan aramada ele geçen çeklerin sattığı mallar karşılığında aldığını belirtmiştir. Çeklerin müşteri çeklerinden ileri geldiğini belirtmiştir.
Mahkemede, çeklerin hamilleri beyanda bulunmuştur. Mahkeme, sanık hakkında beraat kararı vermiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanık tarafından ibraz edilen faturalarda, tanıklardan birisine satılan PVC levha olarak gösterildiği halde tanık, beyanında sanıktan koli bandı aldığını beyan etmiştir. Ayrıca diğer tanık, sanıktan satın aldığını belirttiği sac levhanın sanığın ticari faaliyet alanı ile ilgisiz olduğu nazara alınması gerektiği belirtilmiştir.
Yargıtay, sanığın tefecilik suçu yapıp yapmadığına dair kolluk araştırılmasının yapılması ve vergi inceleme raporunun gözetilmesi gerektiğini belirterek mahkeme tarafından eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulmasını doğru bulmamıştır. Mahkemenin vermiş olduğu beraat kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/11500 Esas, 2015/7673 Karar)
Sanık, suç tarihinde oto galericilik yapmış ve müşteki tarafından keşide edilen 13.500 TL bedelli çeki, bir başka müştekiden alarak 10.500 TL ödemek suretiyle çek kırdırma yöntemiyle tefecilik suçunu işlediği iddia edilmiştir.
Sanık savunmasında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş, çekin araç alım-satım karşılığında kendisine verildiğini iddia etmiştir. Mahkeme sanık hakkında beraat kararı vermiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde, mahkemenin eksik inceleme ile karar verildiğini belirtmiştir.
Mahkemenin,
Sanık hakkında tefecilik suçundan yargılama yapılmış ve sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Hazine, söz konusu suçtan mağdur olduğu, davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği Yargıtay tarafından belirtilmiştir. Mahkeme tarafından Hazine, duruşmadan haberdar edilmemiş, temyiz hakkını kullanabilmesi için hüküm tebliğ edilmesine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanılmadığı anlaşılamadığı Yargıtay tarafından eklenmiştir.
Bu nedenle Yargıtay, davanın Hazine’ye haber verildiği, hükmün tebliğ edildiğine dair tebligat parçalarının dosyaya eklenmesini, aksi halde tebligat noksanlığının giderilmesi gerektiği, soruşturma evrakının denetime elverişli nitelikteki asılları veya onaylı örneklerinin dosya arasına alınmasından sonra iade edilmek suretiyle esas incelemeden dosya mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına dosya tevdii gerçekleştirilmiştir. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/7437 Esas, 2018/9722 Karar)
Sanık hakkında dosya üzerinden, tefecilik suçundan mahkumiyet kararı vermiştir. Tefecilik suçunda, kazanç elde etmek amacıyla ödünç para verildiği kanunda belirtilmiştir. Ancak Yargıtay, zincirleme olarak işlenen tefecilik suçunda teselsülün bittiği tarih dikkate alınmadan sanığın ikametinde yapılan arama tarihinin suç tarihi olarak gerekçeli kararda gösterildiğini belirtmiştir.
Yargıtay, söz konusu hususun tespiti açısından sanık ve müştekilerin beyanlarına başvurarak paranın alındığı tarih ve miktarları ayrıntılı olarak sorularak, beyanlar arasındaki çelişkiler giderilerek suç tarihinin kesin olarak saptanması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca suç tarihinin kesin olarak saptanmasından sonra hukuki durum ve takdirinin gözetilmesi gerektiğini eklemiştir. Yargıtay, mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurmuş olması nedeniyle kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/11676 Esas, 2018/9175 Karar)