Suç Üstlenme Suçu ve Cezası

Suç Üstlenme Suçunun Özellikleri

  • Suç üstlenme suçunda önemli olan konu işlenmiş bir suçun üstlenilmesidir. İşlenmemiş olan bir suçu işlemiş gibi asılsız bir ihbar veya şikayet etmesi halinde suç uydurma suçu oluşacaktır. Her iki suç arasındaki benzerlik bu fark ile ayrılmaktadır. Suç üstlenme suçunda işlenmiş bir suç var iken suç uydurma suçunda ortada işlenmiş bir suç bulunmamaktadır.
  • Suç üstlenme suçunda kişinin ihbarı veya şikayetinin yetkili makamlara yapılması gerekmektedir. Yazılı veya sözlü olarak tutanağa geçirilebilir, herhangi bir şekil şartı bulunmamaktadır.
  • Suç üstlenme suçunun oluşması için gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişinin suçu üstlenmesi değil, suça iştirak ettiğini bildirmesi de yeterlidir. Fail gerçeğe aykırı olarak suça iştirak ettiğini bildirir ise suç üstlenme suçunu işlemiş olacaktır.
  • Suç üstlenme suçu, özgü suç değildir. Bu nedenle suç herkes tarafından işlenebilmektedir.
  • Kast ile işlenebilmektedir, suç bilerek ve isteyerek işlenebilmektedir. Taksirle suç üstlenme suçu işlenmemektedir.

Suç Üstlenme Suçuna Azmettirme

Suça azmettirmek, suç işleme düşüncesi veya amacı olmayan bir kimseye suç işleme kararını dayatmasıdır. Suça azmettiren kişi hakkında verilecek olan cezai yaptırım işlenen suç ile aynı ceza olacaktır. Suç üstlenme suçuna azmettirmede bulunan kişi hakkında suç üstlenme suçunun cezası ile cezalandırılacaktır. Failin amacında suç üstlenme suçu işlemek yoksa, bir kimsenin suçunu üzerine almak istemediği halde azmettirilir ise suça azmettiren kişi hakkında suç üstlenme suçunun cezai yaptırımı uygulanacaktır.

Suç Üstlenme Suçu Cezası

  • Suç üstlenme suçunu işleyen kimse hakkında 2 yıla kadar hapis cezası verilecektir.
  • Fail, üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi adına cezasından kurtarmak amacıyla suç üstlenme suçunu işlerse hakkında verilecek ceza 3/4 oranında indirim uygulanacaktır.
  • Adli para cezası, hapis cezasının paraya çevrilmesi hali olup 1 yıl veya altında olan hapis cezaları adına verilmektedir. Suç üstlenme suçundan verilecek olan hapis cezaları adına yasal koşulların uygun olması halinde adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı, 2 yıl veya altında olan cezalar adına verilmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde fail hakkında belli yasal koşullara (Örneğin; başka bir suç işlememesi gerekmektedir.) belli süre uyulması gerekmektedir. Süre sonunda hakkında verilen hüküm hiçbir sonuç doğurmadan sona erecektir. Suç üstlenme suçunda hagb kararının verilmesi mümkündür.
  • Ceza ertelenmesi kararı, kesinleşen hapis cezası adına verilmektedir. Cezanın infazından şartlı olarak vazgeçilmesidir. Suç üstlenme suçunda yasal koşulların uygun olması halinde ceza ertelemesi yönünde karar verilmesi mümkündür.

Suç Üstlenme Suçu Şikayet

Şikayete tabi olan suçlar kanunda özellikle belirtilmiştir. Şikayete tabi olan suçlarda soruşturma şikayet üzerine savcılık tarafından başlatılacaktır. Ancak suç üstlenme suçu şikayete tabi suçlardan değildir, bu nedenle soruşturma re’sen (kendiliğinden) başlatılacaktır. Şikayetin geri çekilmesi, yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.

Suç Üstlenme Suçu Uzlaşma

Uzlaşmaya tabi olan suçlar, kanunda belirtilmiş olup uzlaşma sağlanması halinde yargılama aşamasını sona erdiren bir uygulamadır. Uzlaşmaya tabi olan suçlarda savcılık soruşturma aşamasında, mahkeme kovuşturma aşamasında dosyayı uzlaşma bürosuna göndermektedir. Tarafların uzlaşma sağlayamaması halinde yargılama aşaması kaldığı yerden devam edecektir. Ancak suç üstlenme suçunda uzlaşma hükümleri uygulanmamaktadır. Bu nedenle tarafların uzlaşmasının yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.

Suç Üstlenme Suçu Zamanaşımı

Suç üstlenme suçunda zamanaşım süresi 8 yıldır. Zamanaşım süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren başlayacaktır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içerisinde dava açılmaz, dava açılmasına rağmen dava sonuçlanmaz ise zamanaşımının dolması nedeniyle düşme yönünde karar verilecektir

Suç Üstlenme Suçu Görevli Mahkeme

Suç üstlenme suçununun cezasının sınırı gereği görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Dava, suçun işlendiği yerde görülecektir.

Suç Üstlenme Suçu Yargıtay Kararları

Suç Üstlenme Suçu Değil, Memura Yalan Beyanda Bulunma Suçu İşlemesi

Davaya konu olayda, kişi trafik kazasına karışmış ve tek taraflı maddi hasara neden olmuştur. İdari yaptırıma tabi olan durumda, görevliler aracı başka bir kadının kullandığını tespit etmiştir. Sanık ise bu duruma karşı çıkarak aracı kendisinin kullandığını beyan etmiştir.

Sanık, sulh ceza mahkemesinde suç üstlenme suçundan yargılanmıştır. Yapılan yargılama sonucunda sanığa mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık Yargıtaya temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Suç üstlenme suçunun oluşabilmesi için, kişinin yetkili makamlara gerçeğe aykırı olarak suça katıldığını ya da suçu işlediğini bildirmesi gerekir. Somut olayda üstlenecek bir suçtan söz edilememektedir. Sanık, tutanak tutan görevli polis memurlarına araç sürücüsünün kendisi olduğunu ve bu beyanı doğrultusunda evrakın düzenlenmesini istemiştir. Sanığın gerçekleştirmiş olduğu suç yalan beyan suçunu oluşturmaktadır ve bu durum gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiştir. Yargıtay bu gerekçeler doğrultusunda yerel mahkemenin vermiş olduğu hükmün bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/11161 Esas, 2019/14021 Karar)

Suç Uydurma ve Suç Üstlenme Suçu Arasındaki Fark

Sanık, ceza infaz kurumuna dilekçe yazarak bir şahsı öldürdüğünü belirtmiştir. Bu nedenle sanık, asliye ceza mahkemesinde suç uydurma suçundan dolayı yargılanmıştır. Yapılan yargılama sonrasında sanığa mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık Yargıtaya başvuruda bulunmuştur.

Suç uydurma ve suç üstlenme suçları birbirinden farklı suçlardır. Suç uydurma suçu, kişinin yapmamış olduğu bir şeyi yapmış ya da bir suçu işlemiş olarak göstermesi; suç üstlenme suçu ise kişinin işlenmemiş veya başkasının tarafından işlenmiş bir suçu kendi üzerine almasıdır. 

Yapılan inceleme ile sanığın suç üstlenme suçunu işlediği ve mahkemenin suç vasfında yanılgıya düştüğü görülmüştür. Sanık hakkında yazılı hüküm kurulması yasaya aykırı bulunmuş ve temyiz itirazları bu nedenlerden dolayı yerinde görülmüştür. Yargıtay, yerel mahkemenin hükmünün bu gerekçeler ile bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/12453 Esas,  2019/13144 Karar)

Sanığın Savunma Hakkının Kısıtlanması

Sanıklar, sulh ceza mahkemesinde suç üstlenme suçundan yargılanmıştır. Yapılan yargılama ile sanığa mahkumiyet kararı verilmiş, yerel mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Aracı kullanan sanığa trafik güvenliğini hiçe sayarak tehlike oluşturması suçundan beraat verilmesi karşısında, sanığın yapmış olduğu fiili üstlenmeyi azmettirdiği kişinin suçu üstlenmiş olduğu fiilde suç bulunmadığı anlaşılmış ve sanığa beraat yerine mahkumiyet hükmü verilmesi yasaya aykırı olarak görülmüştür.

Yargıtay, sanık ile ilgili resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve suç üstlenme suçları hakkında karar verilmediği, daha sonrasında bu durumun fark edilerek taraflara duruşma gününü bildirmeden ve bir duruşma yapılmadan dosya üzerinden inceleme yapılarak sanığın savunma hakkının kısıtlanması yasaya aykırı bulunmuştur. Sanıkların yapmış olduğu temyiz itirazları bu gerekçeler doğrultusunda haklı bulunmuştur. Yargıtay, yerel mahkemenin vermiş olduğu hükmün bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/11095 Esas, 2019/13127 Karar)

Suç Üstlenme Suçundan Beraat Kararı Verilmesi

Somut olayda kişi motosikleti ile birlikte tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasına sebep olmuştur. Kişinin sürücü belgesi olmadığı gerekçesiyle sanık aracı kendisinin kullandığını beyan etmiştir.

Sanık, asliye ceza mahkemesinde suç üstlenme suçundan dolayı yargılanmış, yapılan yargılama sonucunda sanığa mahkumiyet kararı verilmiştir. Yerel mahkemenin vermiş olduğu karar sonrasında sanık temyiz itirazında bulunmuştur.

Gerçekleşen olayda suçtan söz edilemeyeceği ve unsurları oluşmayan suç üstlenme suçu hakkında sanık için beraat yerine mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırı olarak görülmüştür. Yargıtay sanığın temyiz itirazlarını bu gerekçeyle uygun bulmuştur ve yerel mahkemenin vermiş olduğu hükmün bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/11056 Esas, 2019/12686 Karar)

Trafik Kazası Üstlenme

Davaya konu olan olayda, sanık kullandığı araç ile seyir halinde ilerlerken maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştirmiştir. Sanığın başka suçlardan dolayı araması bulunduğu için diğer sanıktan suçu üstlenmesini istemiş ve olay yerinden ayrılmıştır. Diğer sanık olay yerine gelerek polis memurlarına aracı kendisinin kullandığını söylemiştir. Görevliler ise bu durumdan şüpheye düştükleri için ısrarla soru sormuş ve sanık gerçeği beyan ederek aracı kendisinin kullanmadığını söylemiştir.

Sanıklar, sulh ceza mahkemesinde suç üstlenme suçundan yargılanmışlardır. Yapılan yargılama sonucunda mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Yargıtay, dosya incelemesinde, sanık ile ilgili trafik güvenliğinin tehlikeye sokulması ve taksirle yaralama suçlarından ayrıca bir kovuşturmaya yer olmadığını tespit etmiştir. Olayda üstlenecek bir suçun söz konusu olmamasında dolayı suçun unsurları da oluşmamıştır. Atılı suçtan beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı bulunmuştur. Sanık ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerden dolayı uygun bulunmuş, bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/8613 Esas, 2019/8034 Karar)

Suç Üstlenme Suçunda Zamanaşımı Nedeniyle Düşme Kararı

Sanıklar, asliye ceza mahkemesinde tehdit, 6136 Sayılı Kanun’a aykırılık ve suç üstlenme suçlarından yargılanmış, sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Yerel mahkemenin vermiş olduğu hükme karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Suça sürüklenen çocuk hakkında suç üstlenme suçundan verilen mahkumiyet kararının temyiz incelemesi yapılmıştır. İncelemede, suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olduğu görülmüştür. Suça sürüklenen çocuk için kanun maddelerinde öngörülen cezanın üst sınırına göre 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Mahkumiyet kararının verildiği tarih zamanaşımı süresini geçtiği için hüküm bozmayı gerektirmiştir. Çocuk müdafinin temyiz itirazları bu yönden uygun görülmüş olduğundan hükmün bozulmasına ve yeniden yargılama gerekmediği için kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiştir.

Sanık hakkında 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesi de yapılmıştır. Sanık hakkında yürütülen duruşma sonucunda atılan suçun işlendiği saptanmıştır. Yapılan inceleme sonrasında verilen mahkumiyet kararında bir tutarsızlık görülmemiştir. Sanığın ileri sürdüğü nedenler uygun görülmemiş ve temyiz davasının esastan reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Diğer bir temyiz konusu olan tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelemesi yapılmıştır. Sanık, hakkında bahsi geçen suçlamayı kabul etmemiştir. Çıkan kavga sonrasında sanıklar yakalanmış ve üzerlerine arama yapıldıktan sonra olay sırasında kullanılan diğer suç aletleri ele geçmiştir. Ancak kullandığı iddia edilen sanığın tabancası bulunamamıştır. Tanık ve müştekinin olayın devamına ilişkin aşamalarda anlatımlarında değişimler olmuştur. Yargıtay, bu gerekçeler ile temyiz nedenlerini uygun bulmuş ve hükmün bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2015/622 Esas, 2019/9949 Karar)

Suç Üstlenme Suçundan Mahkumiyet Kararı Verilmesi

Olay günü saat 06:00 sıralarında mağdur sürücü kullandığı kamyonet ile çift yönlü, eğimsiz ve ıslak zeminli yolda seyri sırasında 4 yönlü kavşağa geçiş yapmıştır. 361 promil (0.361 mg/litre) alkollü sanığın idaresinde olan araç ise kendi gidiş istikametine göre yolun sol kısmında ilerlerken kamyonun bulunduğu istikamete geçiş yapmak isterken otomobilin sağ yan kısmına kamyonetin ön kısmı çarpışmıştır. Sanığın kullandığı araç savrularak beton direğe, ardından da karayoluna çıkış yapan minibüsün sol arka kısmına çarparak durmuştur. Kaza sonrasında araç içerisinde bulunan mağdura ve 2 yaşındaki müşterek çocuklarına basit tıbbi tedavi yapılmıştır.

Sanıklar, asliye ceza mahkemesinde taksirle yaralama, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve suç üstlenme suçlarından yargılanmışlardır. Yapılan yargılama sonucunda sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Yerel mahkemenin kararı sonrasında temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Sanığa suç üstlenme suçundan verilen mahkumiyet kararına ilişkin temyiz talebinin incelenmesi yapılmıştır. Yapılan incelemede, mahkemenin kovuşturma sonuçları ve delillere bakılmış ve suç hakkında verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir. Bu doğrultuda temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/4182 Esas,  2019/5290 Karar)

Suçluyu Kayırma Suçundan Yargılama Yapılması Gerektiği

Sanık olay tarihinde 1.28 promil alkollü bir haldeyken araç kullanmış ve seyir halinde ilerlerken aracın hakimiyetini kaybederek süratle askeri lojmanların önünde bekleyen askerlerin üzerlerine sürmüştür. Askerler sanığın durması için ihtarda bulunmuş; ancak olay yerinden kaçmıştır. Diğer sanık kendisi alkollü olmadığından suçu üstlendiğini söylemiştir.

Sanık, asliye ceza mahkemesinde suç üstlenme suçundan dolayı yargılanmış, yargılama ile sanığa mahkumiyet kararı verilmiştir. Yerel mahkemenin vermiş olduğu hüküm sonrasında sanık müdafii temyiz itirazında bulunmuştur.

Yapılan inceleme ile sanığın suçluyu kayırma suçunu işlediği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşüldüğü görülmüştür. Sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle uygun bulunmuştur. Yargıtay, yerel mahkemenin vermiş olduğu hükmün bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/1756 Esas, 2019/3160 Karar)

Taksirle Öldürme ve Suç Üstlenme Suçlarının Birlikte İşlenmesi

Davaya konu olan olayda ehliyeti olmayan sanığın sürdüğü otomobil, gündüz vakti, iki şeritli, iki yönlü ve sollama yasağının bulunduğu yolda seyir halinde ilerlerken önünde ilerleyen kamyonu sollamak için sol şeride geçmiştir. Sanığın yaptığı sollama yaklaşık olarak 1 kilometre kadar devam etmiştir. Sollamayı tamamlayamadan araç kontrolünü kaybetmiş, ön ve arka tekerlekler yolun solunda bulunan alana taşmıştır. Sanık aracı bulunduğu yerden çıkarabilmek için sağa doğru hamle yapmış; ancak bu hamle sonrasında aracın hakimiyetini kaybetmiştir. Araç sağdan doğru yoldan çıkıp devrilmiş ve içerisinde bulunan 2 kişinin ölümüne neden olmuştur.

Sanık, ağır ceza mahkemesinde taksirle öldürme ve suç üstlenme suçlarından yargılanmıştır. 

Yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında suç üstlenme suçundan beraat ve taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık Yargıtaya temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Sanık müdafinin yapmış olduğu temyiz itirazlarının incelemesinde, sanığın taksirle öldürme suçundan atılı suçu işlememiş olduğunun gerekçesiyle beraat kararı verildiği ve aynı hükümde sanığın suç üstlenme suçunu işlediği kabul edilmiştir. Sanık hakkında verilen hükmün sadece beraate ilişkin olmadığı ve bu durumda sanığın lehine vekalet ücretine hükmolunmamasında isabetsizlik görülmemiştir. Yargıtay, itiraz dilekçesinde bu sebeple bozma öneren görüşe katılmamıştır. İnceleme sonucunda temyiz itirazları reddedilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/12730 Esas, 2018/10668 Karar)

Mahkemenin Suç Vasfında Yanılgıya Düşmesi

Somut olayda, sanık şikayetçinin kullanmakta olduğu araca çarparak maddi hasarlı trafik kazasına neden olmuştur. Sanık plakası belli olan aracın sürücülüğünü yaptığını inkar etmiş ve gerçeğe aykırı şekilde beyan vermiştir. Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan soruşturma yapılmamıştır. Sanık, sulh ceza mahkemesinde suç üstlenme suçundan dolayı yargılanmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Yerel mahkemenin kararına karşılık sanık müdafii temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Yargıtay dosya incelemesinde, sanık vermiş olduğu beyanla trafik kazası tespit ve ifade tutanağı düzenlenmiştir. Bu durum karşısında mahkemenin sanığı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu yerine suç üstlenme suçu ile yargılayıp yazılı hüküm kurması yasaya aykırı olarak görülmüştür. Sanık müdafinin temyiz itirazları bu gerekçe ile uygun bulunmuştur. Yargıtay, mahkemenin hükmünün bozulmasına karar vermiştir.(Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/8724 Esas,  2018/10724 Karar)

Suç Üstlenme Suçunun Unsurlarının Oluşmadığı

Olayın olduğu tarihte bir şahıs yönetimindeki araç seyir halinde ilerlerken direksiyon hakimiyetini kaybetmiş ve duvara çarparak ölüm ve yaralanmalara neden olmuştur. Yaşanılan olay sonrasında sanık olaya müdahil olarak polis memurlarına ilk başta aracı kendisinin kullandığını söylemiştir. Daha sonrasında gerçeği söyleyerek aracı kullanmadığını ve diğer şahsın kontrolünde olduğunu beyan etmiştir. Sanık, sulh ceza mahkemesinde suç üstlenme suçundan dolayı yargılanmıştır. Yapılan yargılama sonrasında sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın beyanının sözlü olarak kaldığı ve sanığın imzası alınmadığını belirtmiştir. Sözlü beyan olması ve polis memurlarının yetkili makamlara bir bildirim yapmaması nedeniyle suçun unsurları oluşmamıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırı olarak görülmüştür. Tüm bu gerekçeyle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi  2017/13508 Esas, 2018/7792 Karar)

Suç Üstlenme Suçuna Azmettirme

Olay saatinde, sanık aracı ile seyir halinde ilerlerken başka bir araca çarpmış ve maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet vermiştir. Sanık kolluk tutanaklarında kazaya gerçekte kendisinin yapmadığını ve diğer sanığın isteği üzerine aracı kendisininmiş gibi kullandığını ve suçu üstlendiğini belirtmiştir. Sanıklar, asliye ceza mahkemesinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma, suç üstlenme suçuna azmettirme suçlarından yargılanmışlardır. Yapılan yargılama sonucunda sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, sanıklar söz konusu karara karşı temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Yargıtay, dosya incelemesinde, kazaya sebebiyet veren sanığın ifadelerinde çelişkiye sebebiyet verdiğini tespit etmiştir. Yerel mahkeme, beyanların arasında bulunan çelişkiyi gidermesi ve gerçek faili tespit etmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı hüküm kurmuştur. Bu durum kanuna aykırı olarak görülmüş ve sanıkların temyiz itirazları uygun bulunmuştur. Yargıtay, yerel mahkemenin vermiş olduğu hükmün bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/9752 Esas,  2018/5332 Karar)

Kasten Öldürmeye Teşebbüs ve Suç Üstlenme Suçunun Birlikte İşlenmesi

Sanık ve mağdurun kardeş oldukları ayrıca diğer sanığın da sanığın oğlu olduğu görülmüştür. Yaşanılan olay öncesinde mağdur ve sanık arasında husumet bulunmaktadır ve olay tarihinde de mağdur ve sanık köyde bulunan evlerinin önünde tartışmışlardır. Tartışma sonrasında mağdur arkasını dönerek kendi evine doğru ilerlemeye başlamış, sanık ise taşıma ruhsatı bulunan silahı ile mağdura en az 6 kez ateş etmiştir. Mağdur sol ayak bileğinden vurulmuş ve hayati tehlike geçirmiştir.

Sanıklar, ağır ceza mahkemesinde kasten öldürmeye teşebbüs, 6136 Sayılı Yasa’ya aykırılık ve suç üstlenme suçlarından yargılanmışlardır. Sanık mahkemede gerçeğe aykırı olarak verdiği ifadede, mağdurun köpeklerin saldırısına uğradığını ve babasına ait silahla amcasını yaraladığını söylemiştir. Yapılan yargılama sonrasında sanıklar hakkında beraat kararı verilmiştir. Beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Yapılan incelemede, sanığın kasten yaralama suçundan dolayı mahkumiyetine ve diğer sanığın üstsoy lehine karşı suç üstlenme suçunu işlediği ve gerekli kanun maddeleri uyarınca beraatine karar verilmesi gözetilmediği görülmüştür. Yerel mahkeme, mağdura saldıran köpekleri kaçırmak amacıyla sanık tarafından ateş edilen silah sonrasında mağdurun kaza ile yaralandığı kabul edilmesine karşın olayda kast veya taksirli hareketin bulunup bulunmadığına bakılmaması kanuna aykırı olarak görülmüştür. Yargıtay bu gerekçeler ile yerel mahkemenin vermiş olduğu hükmün bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 1. Ceza Dairesi  2017/658 Esas,  2018/1883 Karar)

Tehdit ile Suçu Üstlenen Kişinin Yargılanması

Sanık, asliye ceza mahkemesinde yalan tanıklık suçundan dolayı yargılanmıştır. Yapılan yargılama ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık mahkumiyet kararı verilmiştir.

Yargıtay, sanığın temyiz başvurusu reddedilmiştir. Sanık kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçu ile yargılandığı ağır ceza mahkemesinde alınan yeminli ifadesinde, uyuşturucu maddenin kendisine ait olduğunu ve kullandığını söylemiştir. Ancak daha sonra mahkemeye vermiş olduğu beyanda uyuşturucunun kendisine ait olmadığını ve tehdit nedeniyle mahkemede yalan beyanda bulunduğunu söylemiştir. Sanığın gerçekleştirdiği eylemin suç üstlenme suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde yalan tanıklıktan hüküm kurulmuştur. Sanığın yapmış olduğu temyiz itirazları bu gerekçe ile uygun bulunmuştur. Yargıtay, yerel mahkemenin vermiş olduğu hükmün bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/14748 Esas, 2017/13477 Karar)

Suça Sürüklenen Çocuğun Suç Üstlenme Suçunu İşlemesi

Suça sürüklenen çocuk, çocuk mahkemesinde suç üstlenme suçundan dolayı yargılanmıştır. Yapılan yargılama sonucunda hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık dosya temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Suça sürüklenen çocuk suç tarihinde 15 yaşını doldurup 18 yaşını doldurmadığı görülmüştür. Yapılmış olan suça karşılık yasada öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle belirlenmiş 7 yıl 12 aylık olağanüstü dava zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Zamanaşımı süresinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği dönemdeki durma süresi de göz önünde tutularak olağanüstü zamanaşımı süresine eklendikten sonra suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar geçtiği anlaşılmıştır. Çocuk müdafinin temyiz itirazları bu gerekçe ile yerinde görülmüş ve hükmün bozulmasına, ayrıca yeniden yargılamaya gerek duyulmadığı için davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/15656 Esas, 2017/13212 Karar)

Mahkemenin Eksik İnceleme ile Hüküm Kurması

Sanık, sulh ceza mahkemesinde suç üstlenme suçundan dolayı yargılanmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Yerel mahkemenin kararına karşılık sanık temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay, dosya incelemesinde 1.00 promil üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan gerekli hükümler uygulanacağına dair kanun maddesi somut olayın gerçekleştiği tarihten sonra yürürlüğe girmiştir. Olayda, sanık sadece bir bira içtiğini beyan etmiş ve sonrasında alınan raporda alkolsüz çıkmıştır. Suçun ne şekilde oluştuğu tartışılmadan, gerçekleşen kazada diğer araç sürücüsünün yaralanıp yaralanmadığına bakılmadan ve suç üstlenme suçunun varlığı gözetilmeden hüküm kurulması yasaya aykırı olarak görülmüştür. Yapılan inceleme sonucunda sanığın yapmış olduğu temyiz itirazları bu gerekçeler ile uygun bulunmuştur. Yargıtay, yerel mahkemenin vermiş olduğu hükmün bozulmasına karar vermiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/6457 Esas, 2017/12571 Karar)

Taksirle Adam Öldürme Suçunu Üstlenen Kişinin Yargılanması

Davaya konu olan olayda, suça sürüklenen çocuk traktör ve arkasında bulunan römorku tarlada toplanan domates yüklü çuvallara yaklaştırmak için bir metre ileri hareket ettirmiştir. Bu sırada römorkun altında uyuyan mağduru görmeyerek üzerinden geçmiş ve ölümüne neden olmuştur.

Suça sürüklenen çocuk ve sanık, asliye ceza mahkemesinde taksirle öldürme ve suç üstlenme suçlarından yargılanmışlardır. Yapılan yargılama sonucunda suça sürüklenen çocuk hakkında taksirle öldürme suçundan beraat, sanık hakkında suç üstlenme suçundan dolayı mahkumiyet verilmiştir. Katılan vekili ve sanık müdafi verilen hükümler sonrasında temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Yargıtay, dosya incelemesinde, suça sürüklenen çocuğun tarlada çalışan kişilerin çocuklarının etrafta oynadığından haberdar olması ve traktörü çalıştırmadan önce etrafını kontrol etmesi ve kimsenin olmadığından emin olduktan sonra aracı çalıştırması gerekirken bu hususa dikkat etmeden hareket etmiştir. Bu durum soruşturma sırasında düzenlenen inceleme tutanağında görülmektedir. Olay tarihinde henüz 15 yaşını doldurmadığı görülen suça sürüklenen çocuk ile ilgili işlemiş olduğu fiilin hukuki durumunu algılama durumu olup olmadığı konusunda sadece psikososyal değerlendirme raporu gözetilmiştir.

Ancak bu konu hakkında Adli Tıp Kurumundan rapor alınması ve çocuğun hukuki durumunun takdir ve tayini yapılması gerekli olduğu halde yapılmamış ve çocuk hakkında beraat kararı verilmiştir. Tüm bu gerekçeyle bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/2345 Esas, 2017/6536 Karar)

İLETİŞİME GEÇ
BİZİMLE İLETİŞİME GEÇ