Suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçu, Mal Varlığına Karşı Suçlar bölümünde Türk Ceza Kanunu’nun 165. maddesinde yer almaktadır. Suç işleyerek elde edilen malı (suçun işlenmesinde iştirak etmeden) satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi suçu işlemiş olacaktır.
Suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçunun şartlarından birisi de failin satın aldığı veya kullandığı eşyanın suç sonucu elde edildiğini bilmesidir. Başka bir kimsenin rızası olmadan alınan ve çalıntı olan malın satın alınması halinde söz konusu suç işlenmiş olacaktır. Ancak çalıntı mal olduğunu bilmeden alınan veya ikinci el dükkandan satın alarak çalıntı olduğuna ihtimal vermeyen kimsenin satın alma işlemi suç oluşturmayacaktır.
Türk Ceza Kanunu’nun 167. maddesinde suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçunda ceza alınmayacak haller düzenlenmiştir:
Türk Ceza Kanunu’nun 167. maddesinde suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçunda ceza indirim halleri düzenlenmiştir:
Çalınarak elde edilen herhangi bir malın çalıntı olduğunu satın alan kimse suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçunu işlemiş olacaktır. Ancak çalıntı olduğunu bilmeden motor satın alan kişi suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçunu işlemiş olmayacaktır. Çalıntı motosikleti satın alan kişiye 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 10000 güne kadar adli para cezası verilecektir.
Uzlaşmaya tabi olan suçlarda dosya soruşturma aşamasında ise savcılık, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından uzlaşma bürosuna gönderilecektir. Tarafların uzlaşması halinde dosya sona erecektir. Ancak suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçu, uzlaşmaya tabi suç olmadığından uzlaşma prosedürü uygulanmayacaktır. Taraflar uzlaşmış olsalar dahi yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.
Kanunda şikayete tabi olan suçlar belirtilmiş olup şikayete tabi olması halinde şikayet, dava şartı olarak belirlenmiştir. Ancak suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçunda savcılık soruşturmayı resen (kendiliğinden) başlatacaktır.
Suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Dava, suç eşyasının satın alındığı veya kullanıldığı yerde asliye ceza mahkemesinde görülecektir.
Katılanların ortağı olduğu şirkette sanık, şoför olarak çalışmaktadır. Şoför olan sanık, katılanların mali durumlarına ait bilgileri sanık ile paylaşmıştır. Sanık, kiralamış olduğu araç ile katılanların içinde bulunduğu aracı takip etmiştir. Sanık, bir bahane ile katılanların bulunduğu aracı durdurmuş ve katılanların aracına binmiştir. Sanık, katılanların aracına bindikten sonra silah zoru ile ziynet eşyalarını, paralarını ve banka kartlarını şifreleriyle birlikte almıştır. Sanıklar, olaylarla bilgisi olan diğer sanıkları arayarak katılanların kart bilgilerini vermiş ve sanıklar altın alım satım işini yapan diğer sanığın iş yerine giderek altın alışverişi yapmışlardır. Sanıklar, katılanlara ait olan banka kartından 57.000 TL çektirmiştir.
Sanıklar hakkında nitelikli yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması ve yağma suçlarından yargılama yapılmıştır. Bir kısım sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş ve bir kısım sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde mahkemenin sanıkların ifadesinde hangi nedene dayanarak üstünlük tanındığı belirtilmediği tespit edilmiştir. Katılanların iddiaları ve delilleri karşısında istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2019/147 Esas, 2019/2605 Karar)
Müştekinin konutundan olayın olduğu tarihte, 07:00-19:00 saatleri arasında çalınmıştır. Yapılan araştırmalarda TİB kayıtlarında cep telefonunun aynı gün saat 10:53’te sanık tarafından kullanıldığı tespit edilmiştir. Sanık savunmasında, telefonu saat 13:00 ile 14:00 arasında kıraathanede otururken ismini bildiği fakat soyadını bilmediği kişi satılık telefon var diye bağırması üzerine o kişiden 15 TL’ye satın almıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın telefonu kimden aldığına dair kimlik bilgisi veremediği ve seyyar satıcıdan telefonu satın aldığına dair soyut nitelikte savunmada bulunduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle sanığın soyut nitelikteki savunmasına itibar edilemeyeceği belirtilmiştir. Sanığın soyut nitelikteki savunmasına itibar edilerek mahkeme tarafından sanığın eylemi hakkında suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçu olarak nitelendirilmesi hukuka uygun bulunmamıştır. Sanığın eyleminin hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme suçlarından yargılama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme tarafından suçun vasfında yanıldığını belirterek mahkemenin kurmuş olduğu hükme karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2016/17155 Esas, 2019/1380 Karar)
Müşteki, suçun işlendiği tarihte sanık tarafından cep telefonunun çalındığını iddia etmiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık ise savunmasında cep telefonunu ikinci el cep telefonu satan bir yerden aldığını ve aldığı yerin ismini hatırlamadığını belirtmiştir. Sanık üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş ve cep telefonunu diğer sanığa sattığını beyan etmiştir. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, cep telefonunu satın alan sanık hakkında da beraat kararı verilmiştir. Mahkeme tarafından kurulan mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosyada bulunan iletişim tespiti kayıtlarını incelemiştir. Sanığın suça konu olan telefonu sattığı kişinin suçun işlendiği tarihten 2 gün sonra kullanmaya başladığı ve sanığın bu süreye kadar telefonu kullandığı kayıtlarda mevcut olarak görülmüştür. Suçun işlendiği tarihte telefonu ilk kullanan kişinin adı da iletişim kayıtlarında mevcut olup o kişinin mahkemede tanıklık etmesi gerektiği belirtilmiştir. Sanığın eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçunun oluşturup oluşturmadığının telefonu ilk kullanan kişinin tanık olarak dinlenilmesi sonrasında tartışılması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurduğu tespit edilerek kararına karşılık bozma yönünde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2016/14282 Esas, 2019/850 Karar)
Katılan, suçun işlendiği gün … Okulu’nda bulunan soyunma odasındaki montunun cebinden cep telefonu çalınmıştır. Telefona dair iletişim kayıtları alınmış ve telefonun suça sürüklenen çocuğun tanık olan annesi üzerine kayıtlı hattı kullandığı belirlenmiştir. Tanık olarak suça sürüklenen çocuğun annesi, oğlunun yaşı tutmadığından ona bir hat ile telefon aldığını ve telefonu bozulunca telefonunu telefoncuda değiştirdiğini, aldıkları telefonun çalıntı olduğunu bilmediğini belirtmiştir.
Suça sürüklenen çocuk hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından hırsızlık suçundan yargılama yapılmıştır. Suça sürüklenen çocuk savunmasında, suçlamayı kabul etmediğini ve annesinin üzerine kayıtlı olan hattını yurtta kaldığı için arkadaşlarının telefonuna takarak kullandığını belirtmiştir. Suça sürüklenen çocuk hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık katılan vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde iletişim tespitine ilişkin raporda, sinyal veren adresin araştırılması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçunun oluşturup oluşturmadığına dair mahkemenin tartışması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme tarafından eksik kovuşturma ile hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu beraat kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2016/13259 Esas, 2018/15629 Karar)
Müşteki, suçun işlendiği tarihte apartmanın giriş kısmında direksiyon kilidi ile motosikletini kilitlemiştir. Müştekinin motosikleti çalınmış ve müşteki bu durumu saat 16:30 sıralarında fark etmiştir. Bu nedenle müşteki şikayetçi olmuştur. Suçun işlendiği aynı günde müştekinin 21:50’de motosikleti ehliyetsiz olarak kullandığı ve bu nedenle sanık hakkında trafik cezası kesildiği anlaşılmıştır. Sanık savunmasında, diğer sanık ile birlikte dere kenarında atılmış şekilde bulduğunu beyan etmiştir. Diğer sanık da sanık ile benzer şekilde ifade vermiştir.
Sanıklar hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanıkların savunması ile motosikletin çalındığı günden sonraki motosikleti kullandığı vakit de dikkate alındığında ceza almaktan kurtulmaya yönelik olduğu tespit edilmiştir. Sanıkların eylemlerinin aslında hırsızlık suçu oluşturduğu belirtilmiştir. Sanıklar hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan mahkumiyet kurulması doğru bulunmamıştır. Mahkeme tarafından suç vasfında yanıldığı belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kurmuş olduğu hükme karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/17802 Esas, 2018/15718 Karar)
Müşteki, suçun işlendiği tarihte alışveriş merkezinde bulunan sinema salonuna gitmiş ve su almak için sinema salonundan ayrılmıştır. Ancak kısa bir süre sonra salona döndüğünde cep telefonunun bıraktığı yerde olmadığını fark etmiştir.
Müşteki, başka bir telefondan kendi telefonunu aramış fakat telefonuna ulaşamamıştır. Müşteki, telefonunu alan kişi hakkında tespit edilmesi için savcılığa şikayette bulunmuştur. Savcılık dosyasında aynı gün içerisinde sanığın GSM hattını taktığı ve telefonu kullandığı tespit edilmiştir. Sanık soruşturma aşamasında vermiş olduğu ifadede, söz konusu telefonu hiç kullanmadığını belirtmiştir. Ancak mahkeme aşamasında duruşmada vermiş olduğu beyanda telefonu alışveriş merkezinde bulunan bayiden satın aldığını ve bayi çıkışında kılık kıyafeti düzgün olan, zor durumda olan kadından telefonu satın aldığını belirtmiştir. Kadından almış olduğu telefonu sadece 4 gün kullandığını belirtmiştir.
Sanık, bir başka duruşmadaki savunmasında ise telefonu hiç kullanmadığını ve attığını, kadının mülteci olacağından kolluk görevlilerine teslim etmekte korktuğunu söylemiştir Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın savunmasında çelişkili beyanda bulunduğunu, telefonu satın aldığı kişiye dair kimlik bilgisini veremediğini ve ispatlayamadığını, telefonu satın aldığına dair fatura ya da belge ibraz edemediğini belirtmiştir.
Bu nedenle sanığın tüm dosya kapsamıyla birlikte sanık hakkında hırsızlık suçundan birleştirme talepli kamu davası açılması sağlanarak birleştirilme kararı verilerek hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/13187 Esas, 2018/13041 Karar)
Sanık, olayın olduğu tarihte kendisini başka bir isimle tanıtmış ve sahte ehliyet göstererek katılanın deposundan diğer katılanın deposuna götürmek üzere 13 ton çayı sahte plaka takılı kamyona yüklemiştir. Sanık yola çıkarken katılanın yanında çalışan tanığı da yanına almış, kamyonu park etmiş, kahvaltı yapma bahanesi ile sanıkların kimliğini kullanarak şehre inmişlerdir. Kahvaltı esnasında sanıkların kimlik bilgilerini kullanan kişi, lavaboya gitme bahanesi ile yanlarından ayrılmış ve geri gelmemiştir. Şahıslar lokantadan ayrılınca kamyonu park yerinde görememiş ve kamyonun yerinde bulamamışlardır. Sanıklar birlikte bu eylemi gerçekleştirmiş, sanıklar beraber hareket ederek kamyon içerisinde bulunan çayları sanıklara satmıştır.
Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Bir kısım sanıklar hakkında beraat, bir kısım sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkeme tarafından kurulan hükme karşılık bozma talepli temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde mahkemenin beraat kararının gerekçesinde sahte ehliyet ve sahte plakanın ele geçirilmemiş olması olarak belirtmiştir. Bu nedenle tüm dosya kapsamından sanıkların suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan cezalandırılması için somut ve kesin delillerin olması gerektiğini belirtmiştir. Yargıtay, mahkemenin gerekçesinde isabetsizlik görmeyerek onama yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/3258 Esas, 2018/4206 Karar)
Sanık, çalıştığı firmada kendisini yetkili olarak tanıtarak katılandan plastik şişe ve kapak satın almıştır. Katılana ödemeyi 19.000 TL bedelinde çek düzenleyerek vermiş ve şirketin kaşesi ile cirolamıştır. Katılan çeki bankaya ibraz ettiğinde çekin çalıntı olduğu tespit edilmiş ve çek adına ödeme yapılmamıştır.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli dolandırıcılık ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiştir. Beraat kararının gerekçesinde ise sanığın suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil olmadığı belirtilmiştir. Katılanlar vekili tarafından karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın üzerine atılı suçlamayı işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil olmadığından verilen beraat kararında isabetsizlik görmemiştir. Katılanlar vekilinin temyiz başvurusunu reddederek mahkemenin kararına karşılık onama yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/4681 Esas, 2018/2859 Karar)
Sanık, katılan ile şikayetçinin iş yerine farklı zamanlarda gelmiş ve kombi almak istediğini söylemiştir. Sanık, katılandan 5 adet kombi satın almış ve karşılığında 7.000 TL bedelli çek vermiştir. Çek bankaya ibraz edilince sahte olduğu anlaşılmıştır. Sanık, katılandan almış olduğu kombileri spot eşya alım satımı yapan sanığa satmıştır.
Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın temyiz itirazlarını yerinde görmüştür. Bu nedenle mahkemenin kurmuş olduğu mahkumiyet kararına karşı bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/7469 Esas, 2016/7357 Karar)
Katılan kundura pazarlamacılığı yapmakta ve farklı zamanlarda sanığa bir buçuk yıl boyunca kundura satmıştır. Sanığın, bu süre zarfında katılana 13.750 TL borcu birikmiş ve sanık, katılana senet imzalayıp vermiştir. Ancak sanık, katılana olan borcunu ödeyememiş ve 17.000 TL değerindeki çeki vermiştir. Sanık, arta kalan kısım için de katılandan tekrardan kundura almıştır.
Katılan, sanığın vermiş olduğu çeki bankaya ibraz ettiğinde çekin sahte olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine sanık yakalanmış ve sanığın aramada iki adet çalıntı olarak belirlenen çek ele geçmiştir. Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi, sahtecilik suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde öncelikle suçun tarihinin mahkeme tarafından yanlış yazıldığı tespit edilmiştir. Mahkemenin yanılgılı karar vererek sanık hakkında fazla ceza tayin ettiği tespit edildiği belirlenmiştir. Bu nedenle sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülerek mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/9202 Esas, 2016/5709 Karar)
Olayın olduğu gün müştekinin elektrikli bisikleti iş yerinin önünden çalınmıştır. Olayın olduğu günden beş gün sonra, tanık suça konu olan bisikleti ve sanığı gördüğünü polise ihbar etmiştir. Kolluk görevlileri bisikletin yanına gittiğinde sanık bisikletin kendisine ait olduğunu söylemiştir. Kolluk tarafından bisikletin başkasına ait olduğu söylendiği vakit sanık, bisikleti geçici süreliğine aldığını söylemiştir. Sanık, bisiklet hırsızlığından yakalanmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın elektrikli bisikletin ne sebeple kendisinde olduğunu, beyanlarında çelişkili olduğunu belirten ifadelerde bulunduğu tespit edilmiştir. Sanığın daha sonra başka bir bisiklet hırsızlığından yakalandığı göz önüne alınarak akıbetinin araştırılması gerektiği ve dosyanın getirtilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme tarafından kurulan hükümde eksik soruşturma ile yetinilerek karar verildiği tespit edilmiştir. Bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/9663 Esas, 2016/2187 Karar)
Sanık, olayın olduğu tarihlerde otogarda lokanta çalıştırmaktadır. Bir seyahat firmasında muavinlik yapan ve devamlı müşterisi olan kişiden çalıntı olduğunu bilmeyerek cep telefonu satın almıştır. Sanık telefonu kullandıktan birkaç ay sonra iş yerinden komşusu olan tanığa satmış ve telefonun çalıntı olduğu anlaşılınca tanık tarafından telefon teslim edilmiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından yargılama yapılmıştır. Mahkeme tarafından kurulan hükme karşılık bozma talepli temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde katılanın telefonun çalınmasından sanığa satılan süre içerisinde iletişim kayıtlarına göre en az 6 hat değiştirildiği ve telefonun üç kişi tarafından kullanıldığı tespit edilmiştir. Sanık satın alıncaya kadar üç yıl geçmiş ve telefon 380 TL’ye sanık tarafından satın alınmıştır. Satılan telefonun geçen sürede piyasa değerinde azalma olmasının beklendiği göz önüne alınmaktadır. Mahkeme tarafından kurulan hükümde yeterli ve inandırıcı delillerin ne olduğu ve gerekçe yeterli olmadan mahkumiyet hükmü kurulduğu tespit edilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2014/20054 Esas, 2015/22614 Karar)
Müştekinin cep telefonunun üç ayrı kişiye ait hatlarda kullanıldığı tespit edilmiştir. Sanıklardan birisi, diğer sanığın denemek amacıyla sim kartını taktığını belirterek savunmada bulunmuştur. Sanıklar hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında kurulan hüküm nedeniyle bozma talepli temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, iletişim kayıtlarında sanıkların sim kartlarının aynı gün içinde kullandığı ve sürekli olarak bir kullanımın bulunmadığı tespit edilmiştir. Ancak sanıkların telefon konusunda hırsızlık konusu olduğu bilinerek kabul edildiğine dair kanıtlar gösterilemeden mahkumiyetine karar verildiği tespit edilmiştir. Bu nedenle mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları kabul edilerek bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2014/17377 Esas, 2015/19882 Karar)
Müştekinin cep telefonu iş yerindeki masa üzerinden çalınmıştır. Müştekinin telefonu çalındıktan 4 gün sonra 3 gün süre boyunca sanık tarafından kullanıldığı tespit edilmiştir. Sanık, telefonu kullandıktan sonra telefonu 100 TL karşılığında satmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından hırsızlık suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık savunmasında sokakta telefon satan çocuklardan arada bir telefon satın aldığını ve suça konu olan telefonu da telefon satan çocuklardan aldığını belirtmiştir. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın savunmasını göz önünde bulundurarak sanığın hırsızlık suçunu işlemediğini belirten savunması bulunduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturup oluşturmayacağına dair tartışılması gerektiği belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle sanığın temyiz itirazları yerinde görülerek mahkemenin kurmuş olduğu hükme karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2014/30804 Esas, 2015/15893 Karar)
Sanık, suçun işlendiği tarihlerde katılanın şirketinde depo sorumlusu olarak görev yapmaktadır. Sanık, çalıştığı sürede depo içerisinde yer alan 31.300 metrelik kumaşı almış ve piyasaya sürmüştür. Diğer sanık ise kumaşı kabul ederek piyasa fiyatının çok altında satışa sürmüştür.
Sanıklar hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık savunmasında, dört adet depo bulunduğunu ve bu depoların başında her daim durmadığını, bu depolarda başka kimselerin de görev aldığını belirtmiştir. Sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık sanıklar müdafii tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın savunmasında depo başında bulunan diğer kişiler hakkında da delil tespiti açısından tanık olarak çağrılması gerektiğini belirtmiştir. Tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılması ve beyanına başvurulması, sanığın savunmasının doğrulanması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme tarafından eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olduğundan mahkemenin hükmüne karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2597 Esas, 2015/5044 Karar)
Müşteki, … Bankası’nda şubede hesabından sanığın aynı bankanın bir başka şubesindeki hesabına 5.881 TL para havale edilmiştir. Sanık, para transferi yapıldığı günden iki gün sonra hesap numarası ve müşteri numarası yazılı bulunan kağıtla hesabının bulunduğu bankaya giderek 1.130 TL çekmek istemiştir. Sanık, parayı çekmek isterken yakalanmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan mahkumiyet hükmü verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle hırsızlık suçu oluşturduğu gözetilmeden karar verildiğini belirtmiştir. Bu nedenle mahkemenin suç vasfında yanılgıya düştüğü tespit edilerek hukuka uygun olmayan karar verdiğini tespit etmiştir. Tüm bu nedenlerle sanığın temyiz itirazları kabul edilerek mahkemenin kurmuş olduğu hükme karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2014/13416 Esas, 2015/17638 Karar)
Müştekinin cep telefonu suçun işlendiği tarihte, çalıştığı şubeden çalınmıştır. Çalınan telefon katılana sanık tarafından satılmıştır. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından hırsızlık ve dolandırıcılık suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık savunmasında üzerine atılı olan suçlamayı kabul etmemiş, telefonu kendisine cezaevinden tanıdığı arkadaşı tarafından satıldığını belirtmiştir. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde suç tarihinden itibaren telefonun kim tarafından kullandığına dair tespitin yapılamadığını belirtmiştir. Sanığın, müştekinin telefonunun çalınmasından itibaren iki yıl geçmesinden sonra satıldığı tespit edildiğinden sanığın telefonu çaldığına dair kesin ve yeterli delil olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kullanılması suçunun oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiğini belirtmiştir. Bu durumun tartışılmadan hırsızlık suçundan hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Tüm bu nedenlerle mahkeme tarafından kurulan hüküm karşısında bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2014/24315 Esas, 2015/12801 Karar)