Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu ve Cezası

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu (Suçu Örtbas Etmek)

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Adliyeye Karşı Suçlar bölümünde, 281. maddesinde düzenlenmiştir.

Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek kastıyla;

  • Suçun delillerini yok eden, 
  • Delilleri gizleyen, 
  • Delilleri silen, 
  • Delilleri değiştiren veya bozan kişi hakkında cezaya hükmedilecektir.

Halk dilinde delilleri karartma suçu olarak bilinmektedir. Kanun maddesinde sayılan eylemlerden birisinin yapılması halinde suç işlenmiş olacaktır. Önemli olan suça konu olan delillere dair yok etme girişiminde bulunulmasıdır.

Örneğin; bir cinayette işlenen bıçak delil niteliğindedir, bıçağın bulunmaması adına yakınlarda baraja atan kişi hakkında suç delillerini yok etme, gizleme, değiştirme veya bozma suçu işlemiş olacaktır. Ancak cinayeti işleyen kişinin söz konusu bıçağı baraja atması ya da gömmesi eylemi ile yok etmesi halinde ayrıca bu suçtan hüküm giymeyecektir. Suçu işleyen kimsenin delilleri yok etmesi halinde şahsi cezasızlık hali getirilmiştir.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Unsurları

  • Suç herkes tarafından işlenebilmektedir, özgü bir suç değildir.
  • Seçimlik hareketle işlenebilen bir suçtur. İlgili kanun maddesinde belirtilen hareketlerden birisinin yapılması halinde suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu işlenmiş olacaktır.
  • Kast ile işlenebilen bir suçtur. Kişi suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu bilerek ve isteyerek işleyebilecektir. Taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Cezası

  • Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu işleyen kimse hakkında 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası verilecektir.
  • Kendi işlediği suç adına delillerini yok eden, silen, gizleyen kişi hakkında ceza verilmeyecektir.
  • Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu işleyen kimse kamu görevlisi ise hakkında verilecek cezada yarı oranında artırım yapılacaktır. Kamu görevlisi Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesinin ilk fıkrasının c bendinde tanımlanmıştır. Kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişidir. Polis, jandarma, kaymakam, devlet memuru gibi devlet tarafından ataması yapılan meslek grupları kamu görevlisi olarak belirtebiliriz.
  • Adli para cezası, 1 yıl veya altında olan hapis cezaları adına verilmektedir. Hapis cezasının para cezasına çevrilmesi halidir. Yasadaki koşulları taşıması halinde faile verilecek ceza, adli para cezasına çevrilebilecektir. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda verilecek ceza adli para cezasına çevrilebilecektir.
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı, 2 yıl veya altında olan cezalar adına verilmektedir. Hagb kararı, yasada belirtilen belli koşullar altında verilmektedir. Hagb kararının verilmesi halinde, belli bir denetim süresi boyunca yasadaki koşullara uygun hareket etmeli (Örneğin; başka bir suç işlememesi gerekmektedir.), koşullara uyması halinde denetim süresi sonunda hakkında verilen hüküm hiçbir sonuç doğurmadan sona erecektir. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi mümkündür.

Ceza erteleme kararı, kesinleşen hapis cezası adına verilmektedir. Ceza ertelenmesi kararıyla hükümlü, cezanın infazından şartlı olarak vazgeçmektedir. Ancak yasada belli koşulların bulunması gerekmektedir. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda hapis cezasını erteleme yönünde karar verilmesi mümkündür.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık hükümleri, suçu işleyen kimsenin işlemiş olduğu suçtan pişmanlık duyması ve suçun getirmiş olduğu olumsuzlukları gidermeye çalışmasıdır. Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması halinde faile verilecek cezada indirim uygulanabilecek veya ceza verilmeyebilecektir. Ancak her suç adına etkin pişmanlık uygulanmamaktadır, kanunda belirtilen bazı suçlar adına uygulanmaktadır.

TCK madde 281/3’te suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği ve hangi şartlarda uygulanabileceği belirtilmiştir. Mahkeme tarafından hüküm verilmeden önce gizlenen deliller mahkemeye teslim edilir ise kişi hakkında verilecek cezada 4/5. Oranında indirim uygulanacaktır.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu Şikayet

Türk Ceza Kanunu’nda şikayete tabi suçlar belirtilmiştir. Şikayete tabi olan suçlarda soruşturma ve kovuşturma şikayete tabi tutulmuştur. Ancak suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu şikayete tabi suçlardan değildir. Bu nedenle savcılık tarafından soruşturma re’sen başlatılacaktır.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu Uzlaşma

Uzlaşmaya tabi olan dosyalar kanunda belirtilmiş olup uzlaşmaya tabi olan dosyalar uzlaşma bürosuna gönderilmektedir. Tarafların uzlaşması halinde ise yargılama aşaması uzlaşma nedeniyle sona erecektir. Ancak suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu uzlaşmaya tabi suçlardan değildir. 

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu Zamanaşımı

Suçun zamanaşım süresi 8 yıldır. Zamanaşım süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren işlemektedir. Suçun işlendiği tarihten itibaren zamanaşım süresi olan 8 yıl içerisinde dava açılmaz, dava açılsa dahi sonuçlanmaz ise zamanaşımının dolması nedeniyle dava hakkında düşme yönünde karar verilecektir.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu Görevli Mahkeme

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Dava, suçun işlendiği yerde görülecektir.

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu Yargıtay Kararları

Suç Delillerini Yok Etme ve Gizleme Suçundan Mahkumiyet Verilmesi

3 sanık ağır ceza mahkemesi tarafından birden fazla suçtan (nitelikli şekilde öldürme, fuhuşa zorlama, kasten yaralama ve suç delillerini yok etme, gizleme) yargılanmıştır. Yargılama sonucunda sanıklar adına üç ayrı hüküm kurulmuştur. Mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Yargıtay, mevcut olayı sanıklar yönünden iki ayrı inceleme ile değerlendirmiştir. İlk inceleme sanık müdafiinin temyiz talebi üzerine, mağdur sanığı kasten yaralayan ve fuhuşa zorlayan sanık hakkında gerçekleştirilmiştir.

Yargıtay, yapmış olduğu incelemede sanığın savunmasının geçerli gerekçelerle reddedildiğini ve kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığını belirtmiş, mahkemenin sanık için vermiş olduğu kararların yargılamaya konu suçların niteliği bakımından uygun olduğuna karar vermiştir. Sanığın müdafiinin delillerin yanlış değerlendirildiği, eylemde suç kastı bulunmadığı ve delillerin mahkumiyet için yetersiz olduğu iddialarını ve beraat ya da lehe hüküm uygulanması istemlerini, kanuna aykırı bularak reddetmiştir. Sonuç olarak Yargıtay sanık hakkında verilen kararı kanunen uygun bularak onama yönünde karar vermiştir.

Olayda sanıklara yardım eden biri daha vardır. Bu kişi ile sanıkların daha önceden gelen özel bir arkadaşlıkları olduğu belirlenmiştir. Olayda da bu kişi ile sanıkların beraber maktulü öldürme planları yaptığı görülmektedir. Sanık maktul uyuduktan sonra diğer sanığı gizlice eve almıştır. Eve gizlice giren sanık, maktulün yüzünü yastıkla kapatarak yanında getirdiği tabanca ile maktulü vurur ve öldürür. Ardından sanıklar maktulü bir kuyuya atarlar. Yapılan bir diğer inceleme de bu olay hakkında yani maktulü kasten öldürme suçundan yargılanan sanık ve mağdur sanık hakkındadır.

Yargıtay incelemeleri sonucunda, kasten öldürme ile ilgili verilen hükmün ilgili maddenin ilgili bentleri göz önüne alınmadan verildiğine kanaat getirmiştir. Sanık ve mağdur sanık tasarlayarak kendini savunamayacak durumda olan birine karşı kasten öldürme suçunu işlemişlerdir. Ceza tayini de suçun bu nitelikleri göz önünde bulundurularak yapılmalıdır.

Sanığın yargılandığı bir diğer konu ise suç delillerini gizlemedir. Ancak Yargıtay kararında suçun, suç vasfı göz önünde bulundurulduğunda delilleri gizleme suçuna dönüşemeyeceğini dile getirmiştir. Ayrıca incelemede bu suç hakkında müstakil kamu davası bulunmadığı da gözetilmeden karar verildiğini belirtilmiştir. (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2019/3206 Esas, 2019/5579 Karar)

Cesedi Taşımalarında ve Gömmelerinde Yardım Edilmesi

Olayda hamile olan maktul, sanıklardan birinin sevgilisidir. Olay günü maktul ve sanık sevgilisi diğer sanık ve sevgilisi ile arabayla bir gezintiye çıkmış ve alkol almışlardır. Arabadan inen sanık ve hamile sevgilisi maktulün aralarında kavgaya tutuştukları görülmüştür. Bu kavga sonucunda sanık, yanlarında bulunan diğer sanıklara hamile sevgilisi maktul için onu orada öldürmesi gerektiğini eğer öldürmezse ertesi gün karakola gidebileceğini dile getirmiştir. Daha sonra da maktulü bıçaklamak sureti ile öldürmüştür.

Diğer sanıklar, maktulün sevgilisi olan sanığa cesedi taşımalarında ve gömmelerinde yardım etmiş fırsatları olduğu halde sanığı durdurmamış ya da gerçekleşen olayı polise bildirmemişlerdir. Mevcut olay üzerine ağır ceza mahkemesi sanıkları nitelikli şekilde öldürmek suçu bildirmeme ve suç delillerini yok etme veya değiştirme suçlarından yargılamıştır. Katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin temyiz başvurusu üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiştir.

Yargıtay incelemesi sonucunda, diğer sanıkların hamile olan maktulü öldüren sanığa olayın öldürme, gizleme ve kaçma aşamalarında bilgi sahibi olup yardım ettikleri saptanmıştır. Ayrıca sanıkların bu konuda birçok fırsatı olmasına rağmen de kolluk kuvvetlerine haber vermedikleri görülmüştür.

Dosya kapsamına bakıldığında sanıkların yakalanacaklarını anlamaları üzerine gidip işledikleri suçu itiraf ettikleri sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle sanıkların delilleri yok etme ve gizleme ve nitelikli kasten öldürmeye yardım suçlarından yargılanması gerekirken, mahkeme, suç vasfında yanılgıya düşmüştür. Ayrıca bu aşamada dosya kapsamındaki mevcut suçlar için kamu davası açılıp açılmayacağına dair cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması gerekirken, sanıklara ek savunma verilmiş ve buna istinaden sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. 

Yargıtay sanıkların yalnızca suçu bildirmeme değil, nitelikli kasten öldürmeye yardım ve delilleri yok etme ve gizleme suçlarını da işlediğine kanaat getirmiş, karar verilmeden önce savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerektiğini gerekçe göstererek mahkemenin vermiş olduğu mahkumiyet kararı hakkında bozma yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2019/2735 Esas, 2019/5226 Karar)

Suç Delillerini Yok Etme Girişiminde İken Polislerin Yakalaması

Ağır ceza mahkemesi, töre sebebiyle işlenen cinayet suçundan üç sanığı yargılamıştır. Yargılama sonucunda mahkeme tarafından cinayeti işleyen sanık ile diğer iki sanığa hapis cezası veriliş, sanık müdafii temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Yargıtay incelemesinde, mahkemenin elindeki belge, delil ve tutanaklara bakarak, sanıklar hakkında töre saikiyle öldürme ve öldürmeye azmettirme suçlarından vermiş olduğu mahkumiyet hükümlerinin de beraat hükümlerinin de yerinde ve hukuka uygun olduğu kanısına varmıştır. Bu nedenle sanık müdafilerinin itirazlarını reddetmiş, mahkemenin vermiş olduğu kararların onanması yönünde karar almıştır.

Yargıtay ayrıca sanıklardan biri hakkında maktulü tasarlayarak öldürmeye yardım suçundan verilen hükmü de incelemiştir. Her ne kadar iddialar sanıkların maktulü öldüren sanık ile haberleştikleri, karşılaştıkları ve birbirlerine güzergah hakkında bilgi verdikleri yönünde olsa da bunu kanıtlayacak yeterli delil bulunmadığına kanaat getirmiştir. Bu yönden maktulü öldürmeye yardım suçundan sanıklara verilen mahkumiyet kararı hakkında bozma yönünde karar vermiştir.

Yargıtayın yapmış olduğu bir diğer inceleme ise delilleri yok etme ve gizleme suçundan verilen hüküm hakkındadır. Dosya kapsamına göre sanıklar kullandıkları aracı petrol istasyonundan çıkarmaya çalışmışlar ancak bu amaçlarına ulaşamadan polisler tarafından engellenmişlerdir. Bu durum kanunen suç sayılmadığından haklarında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmiştir. Yargıtay, eylemin suç sayılmadığı gerekçesi ile bu hüküm hakkında da bozma yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2017/3271 Esas, 2019/4409 Karar)

Suç ve Suçluyu Gizlemek

Polis rutin devriye görevini yerine getirirken sanıklardan birinin diğerine evinin camından bir poşet vermeye çalıştığını fark eder. Polis ekibini fark eden camdaki sanık evin kapısının önünde oturan diğer sanığa elindeki poşeti fırlatır. Oturan sanık da aldığı poşeti açık olan evin kapısından içeriye atar. Daha sonra bu sanığın cebinden düşürdüğü anahtar ile zor kullanılarak eve girildiğinde yerlerde tabletlerin saçılmış olduğu ve ayrıca evde esrar ve AM2201 içeren maddelerin olduğu görülür. Bu olay gerekçe gösterilerek ağır ceza mahkemesinde yargılanan sanıklara mahkumiyet hükmü verilir. Temyiz başvurusu üzerine de dosya incelenmesi adına Yargıtaya gönderilir.

Yargıtay incelemesi sonucunda eve zorla girildiğinden ve aslında arama izni olmaksızın girilemeyeceğinden bahsetmiştir. Şayet arama izni varsa aslı ve onaylı örneğinin mahkemeye sunulması gerektiğini aksi takdirde bu aramanın kanuna aykırı olduğunu belirtmiştir. Bu gerekçe ile eksik yargılama yapıldığına kanaat getiren Yargıtay mahkemece verilen mahkumiyet kararı hakkında bozma yönünde karar vermiştir.(Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2017/1735 Esas, 2019/5128 Karar)

Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme ve Değiştirme Suçunda Zamanaşım Süresinin Dolması

Asliye ceza mahkemesinin suç delillerimi yok etme, gizleme ve değiştirme suçundan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar kaldırılmış ve sanık hakkında mahkumiyet kararı vermiştir. Bu karar sanık tarafından temyiz edilerek, tarafından incelenmesi ve görüşülmesi üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiştir.

İncelemesinde Yargıtay sanığa yüklenen suç için yasalarda öngörülen ceza ve bu cezanın üst sınırı itibariyle belirlenmiş olan 7 yıl 6 aylık zamanaşımı süresi olduğunu belirtmiştir. Bu zamanaşımı süresinin de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında durma süreci de dahil edildiğinde suç tarihinden temyiz tarihine kadar dolduğu belirlenmiştir.

Zamanaşımı süresinin dolduğunu belirten Yargıtay bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu mahkumiyet kararına bozma yönünde karar verirken aynı zamanda tekrar yargılamaya da gerek görmeyerek davayı düşürmüştür. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/13690 Esas, 2019/10150 Karar)

Suça Konu Olan Silahın Sanık Tarafından Saklanması

Ağır ceza mahkemesi tarafından kasten öldürme, kanuna muhalefet, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme ve ruhsatsız tabanca taşıma suçundan birden fazla sanık hakkında yargılama yapmış ve suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu haricindeki tüm suç için sanıklara mahkumiyet verilmiştir. Temyiz başvurusu üzerine dosya incelenmesi ve görüşülmesi için dosya Yargıtaya gönderilmiştir.

Yargıtay öncelikle verilen mahkumiyet hükümleri ile ilgili bir inceleme gerçekleştirmiş ve mahkemenin bu konuda yeterli araştırmayı yaptığı, gerekli incelemeleri ve değerlendirmeleri gerçekleştirdiği ve verilen kararlarda herhangi bir isabetsizlik olmadığı kararına varmıştır. Sanık müdafilerinin bu konudaki itirazlarını reddederek mahkemenin vermiş olduğu mahkumiyet hükümleri ile ilgili onama yönünde karar almıştır.

Yapılan diğer bir inceleme ise delilleri yok etme gizleme ve değiştirme suçundan verilen beraat hükmü yönünden gerçekleştirilmiş. Dosyada maktulü öldüren sanığın suçu işlerken kullanmış olduğu tabancayı diğer sanığın alıp sakladığı görülmektedir. Silahı saklayan sanık her ne kadar silahı alıp götürmesinin asıl nedeni olarak daha fazla kişinin zarar görmemesi olarak beyanda bulunsa da Yargıtay bu konuda tam tersini düşünmüştür. Çünkü silahı saklayan sanık, diğer sanığın bu silahla birini öldürdüğünü bilmektedir ve silahı kolluk kuvvetlerine teslim etmediği gibi silahı suç mahallinden aldığından da haberdar etmemiştir. Bu da Yargıtayın verilen beraat kararını bozmasına neden olan gerekçedir. (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2017/2672 Esas, 2019/2699 Karar)

Suça Yardım Eden ile Suç Delillerini Yok Eden Kişinin İşlediği Suç Yönünden Benzerliği

Olayda, maktulün daha önce kendisinin çalmış olduğu araç ile sanıklar ve suça sürüklenen çocuk tarafından önünün kesildiği, arabadan inen birinin tabanca ile ateş açması sonucu vurularak öldürüldüğü görülmektedir. Ağır ceza mahkemesinin bu olayı gerekçe göstererek yürüttüğü yargılama sürecinde, yargılanan birden fazla sanık ve bir de suça sürüklenen çocuk bulunmaktadır. Suça sürüklenen çocuk kasten öldürme suçundan beraat alsa da suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçu hakkında ceza almıştır. Diğer sanıklar için de aynı kararlar verilmiştir.  Sanık müdafi tarafından karar temyiz edilmiş, duruşmalı inceleme talebinde bulunulmuş, fakat ceza miktarına göre buna yasal imkan bulunmadığından Yargıtay bu talebi reddetmiştir.

Yargıtay, suça sürüklenen çocuk için suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçu yönünden dosya üzerinde inceleme yapmıştır. Yapılan incelemede çocuğun suç tarihinde içerisinde bulunduğu yaş da göz önüne alındığında kanunen öngörülen 7 yıl 12 aylık zamanaşımı süresinin suç tarihinden inceleme tarihine kadar olan süre içerisinde dolduğu gözlemlenmiştir. Bu durum gerekçesi ile Yargıtay suça sürüklenen çocuk yönünden davanın düşürülmesine ve tekrar yargılama yapılması gerekmediğine karar vermiştir.

İncelemenin devamı da diğer sanıklar hakkında verilen mahkumiyet ve beraat kararları yönünde gerçekleşmiştir. Yargıtay kasten öldürme suçundan verilen hükümlerin incelemeleri doğrultusunda mahkemenin yargılama aşamasında gerekli incelemeleri yapmış, işlenen suç kasten öldürme nedeniyle yargılanabilecekleri bir nitelik ve derecede olmadığından vermiş olduğu beraat kararını uygun ve yerinde bulmuştur. Bu nedenle mahkemenin beraat hükmü hakkında onama yönünde karar vermiştir.

Yapılan bir diğer inceleme de sanık hakkında yardım eden sıfatı ile kasten öldürme suçundan verilen mahkumiyet kararı ve suça sürüklenen çocuk hakkında kasten öldürme suçundan verilen beraat kararı yönündendir.

Suça yardım eden sıfatı ile yargılanan sanığın, olayların başından beri eylemi gerçekleştiren kişi ile uyum içerisinde hareket ettiği ve sürdüğü aracı da eylemi gerçekleştiren kişi ile ortak fikirleri doğrultusunda kullandığı görülmektedir. Cezalandırılması gerektiği göz önünde bulundurulmamış ve suçun işlenişine yardım eden sıfatı ile yargılanmıştır. Yargıtay bu noktada, sanığın ilgili kanun maddesinin öngördüğü şekilde cezalandırılması gerektiğini savunmaktadır. Ayrıca suça sürüklenen çocuğun kesin deliller ile maktulü vuran kişi olduğu ispatlanmamıştır. Ancak bu saldırıdan haberdar olmasına rağmen eylemi gerçekleştiren kişiler ile aynı araca binip, olayın yaşandığı yere gitmiştir. Bu da faildeki suç işleme kararına destek verdiği anlamına gelmektedir. Bu nedenle suça sürüklenen çocuğun da suça yardım eden sıfatı ile yargılanması gerektiğine kanaat getirilmiştir.

Bunlarla birlikte bir de delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme yönünden kurulan mahkumiyet hükmü hakkında inceleme yapan Yargıtay sanıkların çelişkili savunmalarının başlı başına delilleri yok etme, gizleme ve değiştirme suçunu oluşturmayacağını belirtmiştir.

Yukarıda belirtilen nedenlerle Yargıtay belirtilen suçlar hakkında verilen hükümler için bozma yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2016/5989 Esas, 2018/3373 Karar)

WHATSAPP