Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu ve Cezası

Siyasi haklar, vatandaşın devlet yönetiminde katılım sağlayan, serbest ve hür bir şekilde kullandığı haklardandır. Siyasi hakların kullanılması Anayasa ile de korum altına alınmış olup Türk Ceza Kanununda da siyasi hakların engellenmesinde cezai yaptırım uygulanmıştır. Siyasi hakların engellenmesi suçunda korunan durum kişilerin haklarını kullanması özgürlüğünü ve siyasi partilerin faaliyet özgürlüğünü korumayı amaçlamıştır.

Önceki yasal düzenlemede, 765 Sayılı Türk Ceza Kanununun 174. Maddesinde düzenlenmiş, bu düzenlemede siyasi haklar ibaresi genel olarak belirtilmiştir. Önceki düzenlemede, siyasi haklar ibaresi ile belirsizlik ortadan kaldırılmıştır. Yeni düzenleme ile siyasi hakların engellenmesi suçu, Türk Ceza Kanununun 114. maddesinde düzenlenmiş ve siyasi hakların engellenmesi suçunda hangi eylemlerin siyasi hakların engellenmesi suçu oluşturulduğu somutlaştırılmıştır:

(1) Bir kimseye karşı;

a) Bir siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasi partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden veya siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,

b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya,

Zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”

Seçim hakkının cebir veya tehdit yoluyla engellenmesi fiilleri, siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçu kapsamına girmemektedir. Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 152. maddesinde seçim hakkının engellenmesi ayrıca düzenlenmiştir. Seçim propagandası toplantısına engel olan veya imkan vermeyecek hareketlerle ihlal eden kişiler adına ayrı ceza ayrı yaptırım öngörülmüştür.

Siyasi Hakların Kullanmasının Engellenmesi Suçunun Unsurları

• Suçun faili herkes olabilmektedir.

• Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunun düzenlendiği kanun maddesinin ilk fıkrasında korunmak istenilen hukuki değer, bir kişinin siyasi partiye girme veya girmeme, faaliyetine katılma ya da katılmaması, kamu görevine aday olması, ayrılmasıdır. Suçun maddi unsuru, cebir veya tehdit ile işlenmesidir. Suçun cebir ve tehditle gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Görüldüğü üzere, suç, bağlı hareketli bir suçtur. Mağdur, herkes olamayacaktır. Mağdur, on sekiz yaşını bitirmeli, Türk vatandaşı olmalı, kamu görevlisi olmaması ve siyasi hakları kullanmaktan yasaklı bulunmaması, Siyasi Partiler Kanununun 11. Maddesinin 2, 3, 4 fıkralarında sayılan suçlar ile terör eyleminden mahkum olmaması gerekmektedir.

• Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunun düzenlendiği kanun maddesinin ikinci fıkrasında ise siyasi partilerin faaliyet özgürlüğüdür. Suçun maddi unsuru ise cebir veya tehdit ya da hukuka aykırı eylemle siyasi partinin faaliyetinin engellenmesidir. Suçtan zarar gören siyasi parti olup mağdur, siyasi parti yöneticisidir.

• İkinci fıkrada belirtilen eylem neticeye ulaşmalıdır, birinci fıkrada belirtilen hükmün neticeye ulaşması

• Suça iştirak ve teşebbüsü de mümkündür. Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunun birden fazla kişi ile işlenmesi mümkündür. Ayrıca hareketi gerçekleştirip neticesinin kendi elinde olmayan nedenlerle sonuçlanamaması hali teşebbüs olup siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunda teşebbüs mümkündür.

• Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunun aynı kişiye veya siyasi partiye karşı değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır.

• Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunun işlendiği yer asliye ceza mahkemesi görevli ve yetkili olacaktır.

• Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunun zamanaşım süresi sekiz yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içerisinde dava açılmaz veya dava açıldıktan sonra kanuni süre içerisinde sonuçlanmazsa zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle dava düşecektir.

Siyasi Hakların Kullanmasının Engellenmesi Suçunun Cezası

Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunun ilk fıkrası görüldüğü üzere bir yıldır. Mahkeme tarafından cezanın alt sınırdan verilmesi halinde hakim, hapis cezasını adli para cezasına çevirebilecektir. Adli para cezasın çevrilen ceza ödenmediği takdirde hapis cezasına çevrilir. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması ile cezanın ertelenmesi yönünde karar verilebilecektir.

Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunun cebir veya tehditle işlenerek siyasi partinin faaliyetinin engellenmesi halinde ceza, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunda alt sınır iki yıl olup yaptırım iki yıldan başladığından adli para cezasına hükmedilemeyecektir. Ancak hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı ile cezanın ertelenmesi kararının verilmesi mümkündür.

Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunun nitelikli hallerinin işlenmesi halinde ise faile verilecek olan ceza, bir kat artırılacaktır.

Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunu işlerken kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinden birini işleyen kimse ayrıca kasten yaralama suçundan ceza alacaktır.

Siyasi Hakların Kullanmasının Engellenmesi Suçunun Nitelikli Halleri

Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçunun nitelikli halleri Türk Ceza Kanununun 119. maddesinde düzenlenmiştir. Siyasi hakların kullanmasının engellenmesi suçu;

“a) Silahla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.”

119/2 uyarınca bu suçun işlenmesi sırasında, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin meydana gelmesi durumunda, fail ayrıca kasten yaralama suçundan ceza alır.

Siyasi Hakların Kullanmasının Engellemesi Suçu Yargıtay Kararları

Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi ve Hakaret

Sanıklar hakkında yapılan yargılamada, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi ve hakaret suçlarından yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Sanıklar yerel mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Yargıtay, mahkemenin hakarete ilişkin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunun reddi kararı vermiş ve siyasi hakların engellenmesi suçundan kurulan hükme karşılık temyiz incelemesinde bulunmuştur.

• Öncelikle Yargıtay, sanıkların siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi eylemlerini aynı zaman diliminde gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağını mahkeme tarafından düşünülmemesi,

• Bunun yanında suçun silahla ve birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi karşısında, nitelikli hallerin iki halinin gerçekleştiği gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ceza tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmediğinden bahisle hükümler kurulmuştur. Yargıtay, tüm bu gerekçelerle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/2566 Esas, 2018/13339 Karar)

Suça Sürüklenen Çocuğun Siyasi Hakların Engellenmesi Suçunun İşlenmesi

Suça sürüklenen çocuk hakkında siyasi hakların engellenmesi suçunun birden fazla kişi tarafından işlenmesi nedeniyle mahkumiyet kararı verilmiştir. Yerel mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Yargıtay, dosya incelemesinde, yerel mahkeme tarafından suça sürüklenen çocuk hakkında siyasi hakların kullanılmasının birden fazla kişiyle engellenmesi suçundan mahkumiyet kararının verildiği, suçu birlikte işlediği iddia edilen ve on sekiz yaşından büyük olan diğer sanıklar hakkında beraat kararı verildiği anlaşılmıştır. Ancak temyiz edilen ilamın Yargıtay 18. Ceza Dairesinde başka bir dosya üzerinden derdest olduğu anlaşılmıştır.

Yargıtay, her iki dosyanın birlikte görülmesi zarureti olması nedeniyle her iki dosyanın mümkün olduğu takdirde birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği ve delillerin birlikte değerlendirerek hukuki durumun belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz nedenlerini yerinde görerek mahkemenin vermiş olduğu hükme karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/14171 Esas, 2016/14506 Karar)

Yerel Yönetim Aday Mağdurunun Adaylıktan Çekilmesi İçin Tehditte Bulunma

Siyasi hakların engellenmesi suçundan yargılama yapılmış ve mahkumiyet kararı verilmiştir. Yerel mahkemece verilen hükme karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Dosyaya konu edilen somut olayda, sanık 29 Mart 2009 tarihinde yapılan yerel yönetim seçimlerinde aday olan mağduru arayarak adaylıktan çekilmesi için tehditte bulunmuştur. Tehdit ettikten altı dakika sonra aynı amaçla diğer aday olan mağdura iletilmek üzere mağdurun akrabalarını arayarak tehdit etmiştir. Yerel mahkeme, sanığın eylemini zincirleme suç hükümlerini uygulamıştır.

Yargıtay, dosya incelemesinde, eylemin doğru olarak nitelendirildiği, kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, eylemin sanık tarafından işlendiği, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığından yerel mahkemenin vermiş olduğu kararda hukuka aykırılık tespitine rastlanılmamıştır. Bu nedenle yerel mahkemenin vermiş olduğu hükümde düzeltilebilir bir yanılgı düzeltilerek onanmıştır. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/792 Esas, 2016/9880 Karar)

Siyasi Hakların Engellenmesi Suçunun Birlikte İşlenmesi

Siyasi hakların engellenmesi suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, yerel mahkeme tarafından hükme karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Dosyaya konu olan somut olayda, sanık, 12.06.2011 tarihinde yapılacak olan genel seçimlere yönelik olarak pazar yerinde bir siyasi partinin tanıtım ve üyelik çalışmasını yapan katılan ve tanığa yönelik “Sizi yok edeceğiz, bitireceğiz, tahammül edemiyoruz” diyerek tehditte bulunmuştur.

Sanık tehditten sonra siyasi parti standını tekmelemiş ve cebir gerçekleştirmiştir. Sanığın arkasından suça sürüklenen çocuk olan oğlu ve kimliği belirlenemeyen ancak sanığın çalışanı olarak tahmin edilen başka kişi hakkında da aynı suç nedeniyle savcılık tarafından ayırma kararı verilmiştir. Sanığın oğlu ve çalışanı adına ayrı bir dosya numarası üzerinden yürütülmüştür.

Yargıtay, mahkemenin siyasi hakların engellenmesi suçunun nitelikli hali olan suçun birden fazla kişi ile birlikte işlenmesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmadığını belirtmiştir. Mahkemenin vermiş olduğu kararın kanuna aykırı olduğu ve sanık müdafiinin temyiz nedenlerinin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/585 Esas, 2016/9881 Karar)

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇ