Resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan söyleme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 206. maddesinde Kamu Güvenliğine Karşı Suçlar kısmında düzenlenmiştir. Resmi belgeyi düzenlemeye yetkili olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunulması bu suç kapsamındadır. Fikri sahtecilik suçuna da benzemektedir. Fikri sahtecilik suçu, kamu görevlisi tarafından işlenirken resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan söyleme suçu üçüncü bir kişi tarafından işlenmektedir.
Kişiler resmi belge düzenlenmesinde görevli olan memura doğru bilgi vermekle yükümlüdür. Kişinin resmi belgede yalan beyanda bulunması halinde sahte bir belge düzenlenmesine neden olmaktadır.
İmar barışı, imara aykırı yapılan yapıların arındırılması için getirilen fırsattır. İmar affı yasasından yararlanmak isteyen vatandaşlara Yapı Kayıt Belgesi ile müracaat etmeleri isteniliyor. Ancak imar barışı adına yapılan müracaatlarda memura yalan veya yanlış beyanda bulunması halinde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu işlenmiş olacaktır.
Türk Ceza Kanunu’nda şikayete tabi suçlar belirtilmiş olup, resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan söyleme suçu şikayete tabi değildir. Bu nedenle soruşturma savcılık tarafından resen (kendiliğinden) başlatılacaktır. Suçtan zarar gören kişi davaya müdahil olmuş ve şikayetini geri çekmiş ise yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.
Suçun uzlaşmaya tabi olması halinde soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından dosya uzlaşma bürosuna gönderilecektir. Ancak resmi belgenin düzenlenmesine memura yalan söyleme suçu uzlaşmaya tabi değildir. Suçtan zarar gören ve davaya müdahil olan kişi uzlaşmayı kabul etse dahi yargılama aşamasına bir etkisi olmayacaktır.
Resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan söyleme suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Dava suçun işlendiği yerde görülecektir.
Resmi belgenin düzenlenmesine yalan söyleme suçunda zamanaşım süresi 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içerisinde dava açılmaz veya dava açılsa da bu süre içerisinde sona ermez ise zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle dava hakkında düşme kararı verilecektir.
Sanık olayın olduğu gün alkol alıp çevreye rahatsızlık vermiş, polis memurları tarafından sanığın kimliği sorulmuştur. Sanık işlemiş olduğu suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını engellemek için mağdurun kimlik bilgilerini vermiştir. Sanığın eylemi nedeniyle mağdur hakkında idari para cezası düzenlenmiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından iftira suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediğini tespit etmiştir. Mahkemenin suç vasfında yanılgıya düşmesi nedeniyle karara karşılık bozma isteminde bulunulmuştur. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/8033 Esas, 2019/6784 Karar)
Sanık, başka bir suçtan aranmakta olup trafik kontrolü esnasında kendisini başka birisi olarak tanıtmıştır. Sanığın gerçek kimliği kolluk tarafından yapılan araştırma sonucunda ortaya çıkmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan söyleme suçunun unsurlarının oluşması için yetkili kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Dosyada suçun unsurlarının tespiti yapılmış ve sanığın gerçeğe aykırı olarak belirttiği bilgilere göre bir belgenin düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması gerektiğini belirtmiştir. Tüm bu nedenlerle sanığın temyiz talebi kabul edilmiş, mahkemenin eksik araştırma ile hüküm kurduğu tespit edilmiştir. Mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2843 Esas, 2019/4263 Karar)
Sanık, karayolu yük taşımacılığı yağan kişinin iş yerinde çalışmadığı halde çalışıyormuş gibi işe giriş belgesi düzenlemiştir. Sanık işe giriş belgesini … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne vermiş ve böylelikle sanığın sigortalılık tescili sağlanmıştır. Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesine yalan beyan suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık katılan vekili bozma talepli temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde kamu zararının oluşmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu beraat kararında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Mahkemenin kararının hukuka uygun olması nedeniyle onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/26881 Esas, 2019/4594 Karar)
Sanık, haciz esnasında evde kendisinin misafir olduğunu, ev sahibinin evde olmadığını ve herhangi bir işlem yaptırmayacağını söylemiştir. Haciz tutanağına da tüm bu söylediklerini yazdırmıştır. Söylediklerinin bitmesinden sonra gerçek kimliğini beyan etmiş ve haciz işlemi sonlanmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık sanık ve mahalli Cumhuriyet savcısı temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Yargıtay, Ceza Genel Kurulu’nun kararı ile resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan söyleme suçunun oluşması için birisinin beyanı doğrultusunda resmi belge düzenlenmesi gerektiği ve kamu görevlisinin bilgilerin doğruluğunu inceledikten sonra resmi belgenin düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Dosyaya konu olan olayda sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği, bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu mahkumiyet kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3835 Esas, 2019/4150 Karar)
Sanık olayın olduğu gün kendi adına kayıtlı olan araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmiş, elektrik direğine çarpmıştır. Sanık tek taraflı olarak trafik kazasına neden olmuştur. Sanık alkollü olduğundan olay yerini terk etmiş ve kazayı üstlenmesi için diğer sanığı yönlendirmiştir. Diğer sanık aracı kendisi kullandığını belirterek yalan beyanda bulunmuştur. Böylelikle sanık, katılanın şirketinden 10.000 TL ödeme sağlamıştır.
Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanıklar savunmasında üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir. Ancak sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık sanık müdafileri temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde teknik incelemede bulunulduğunu ve kaza sırasında aracı sanığın kullandığına dair bulgu bulunamadığını tespit etmiştir. Bunun yanında sanığın aracı kullandığına dair tanık beyanı, video kaydı ya da alkol testi de bulunmadığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine sanıkların kendi aralarında olayın olduğu gün telefon konuşması yapıp yapmadığına dair telefon kayıtlarının da bulunmadığı da tespit edilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararında vurgulandığı üzere şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. Sanıklar aleyhine somut delil bulunmamış olduğundan mahkumiyetlerine yeterli delil bulunmadığı belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/4190 Esas, 2019/4141 Karar)
Sanık olayın olduğu gün iş yerinde kaçak akaryakıt ile yakalanmıştır. Bunun üzerine jandarma ekipleri tutanak tutmuş, sanık kardeşinin kimlik bilgilerini kullanmıştır. Ancak jandarma ekipleri sanığın tutanak tutulurken çelişkili beyanda bulunmasından şüphelenmiş ve gerçek ismi tespit edilmiştir.
Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan sulh ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, sanık temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Yargıtay, sanık hakkında kurulan hükümde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan düzenlenmesini yasaya aykırı bulmuştur. Sanık başkasına ait kimlik bilgilerini kullanarak kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemesinin iftira suçunu oluşturacağı belirtilmiştir. Bu nedenlerle sanık hakkında kurulan mahkumiyet kararında suç niteliğinde hataya düşüldüğü tespit edilmiştir. Sanığın kazanılmış hakkı saklı tutularak mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/5955 Esas, 2019/3999 Karar)
Olayın olduğu gün sanık, kolluk memurlarına kimliği hakkında gerçek olmayan bilgiler vermiş, ekip memurları bu durumdan şüphelenmiştir. Bu nedenle sanığın parmak izi alınmış, parmak izi ile kişinin gerçek kimliği ortaya çıkmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan söyleme suçunun unsurlarında kamu görevlisinin belge düzenlemesi yapması esnasında yalan söylemesi gerektiği belirtilmiştir. Sanığın her ne kadar memura doğru bilgi vermesi gerekse de dosya içerisinde herhangi bir tutanak ya da belge düzenlemesi olmadığı görülmüştür. Suçun unsurları oluşmadığından sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/1811 Esas, 2019/4008 Karar)
Suç işlendiği tarihte, sanık hız sınırını aştığı gerekçesiyle görevliler tarafından ceza işlemi uygulanırken müştekinin bilgilerini içeren sahte sürücü belgesi sunulmuştur. Sanık, müştekinin bilgileri üzerinden trafik ceza tutanağı düzenlettirmiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgede sahtecilik suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara bozma taleple temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın sahte olarak sunmuş olduğu sürücü belgesinin ele geçirilememiş olması nedeniyle duruşmaya getirilerek aldatma kabiliyeti olup olmadığı konusunda inceleme yapılamadığını tespit etmiştir. Bu nedenle sanık hakkında yapılan yargılamada resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan yargılama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme suç vasfında yanılmış olduğundan karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/11396 Esas, 2019/3849 Karar)
Somut olayda, sanıkların … Komutanlığını arayarak … Kasabası ve … Mevkiinde erkek cesedi bulduğunu belirterek asılsız ihbarda bulunmuştur. Asılsız ihbar nedeniyle jandarma ekiplerini belirttikleri adrese yöneltmiştir.
Sanıklar hakkında sulh ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Mahkeme tarafından ihbara ilişkin ses kaydında bulunan sesin sanıklara ait olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu alınmış ve tüm deliller değerlendirilmiştir. Sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanıkların jandarma ekiplerine yalan ihbarda bulunmasının resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan söyleme suçunu oluşturmayacağı belirtilmiştir. Sanıkların eyleminin suç uydurma suçu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi gerektiği ve mahkemenin suç vasfında yanıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusu kabul edilerek bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/10046 Esas, 2019/3490 Karar)
Sanık, amcasının oğlunun kimlik bilgilerini kullanarak … Devlet Hastanesinin acil bölümüne giriş yaptırmıştır. Hastanede tedavi gören sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgede sahtecilik suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık sanık temyizde bulunmuştur.
Yargıtay, dosyaya konu olan kimliğin ele geçirilemediği ve bu nedenle resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarını oluşturup oluşturmadığının tespitinin yapılamadığı belirtilmiştir. Bu nedenle sanığın resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanıldığı tespit edilmiştir. Tüm bu nedenlerde mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/6368 Esas, 2019/3304 Karar)
Sanık, kardeşi yerine motorlu taşıt sürücü adaylığı sınavına girmiştir. Sanık cevap kağıdına ad, soyad ve ad bölümünü imzalarken sanığın durumu görevlilerce anlaşılmış, sanığın gerçek kimlik belgesinde tahrifat yapmadan imzaladığı tespit edilmiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgede sahtecilik suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın belge denetimine olanak verecek şekilde aday yoklama listesinin getirilerek incelenmesi gerektiğinden dosya arasına konulması gerektiği belirtilmiştir. Bunun yanında sanıklar hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediği gözetilerek mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle temyiz nedenleri yerinde görülmüş, mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/6153 Esas, 2019/2549 Karar)
Sanık, hakkında çıkan yakalama emri sonrasında kolluk kuvvetleri tarafından kimlik kontrolü yapılmıştır. Sanık, kimlik kontrolünden kurtulmak için kendi akrabasının kimlik bilgilerini vermiştir. Sanık hakkında başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan yargılama yapılmış, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmiştir. İlgili karara karşı Yargıtay, karar hakkında bozma kararı vermiş ve mahkumiyete dair karar vermiştir. Sanık hakkında verilen mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, yapılan incelemede mahkemenin sanık hakkında kurulan hükümde suç vasfında yanıldığını, sanığın eyleminin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. Sanık hakkında kurulan hükümde suç vasfında yanıldığından bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/1604 Esas, 2019/3551 Karar)
Sanık, olayın olduğu gün devlet hastanesine başvurmuş ve merdivenden düştüğünü, yüzünün kanadığını belirtmiştir. Doktor ise adli vaka olduğunu polise haber vermiş, sanık ise polis gelmeden hastaneden ayrılmıştır. Sanığın daha sonra ifadesi alınmış, merdivenden düşerek yaralandığını ve kimseden şikayetçi olmadığını belirten ifade vermiştir. Ancak bilgi sahibi olan kişi, sanığın arkadaşlarıyla kavga ettiğini ve arada kaldığından gözüne yumruk yediğini belirtmiştir. Sanık adli vaka olarak girilmesi nedeniyle olayın büyümemesi için hastaneden ayrıldığını belirtmiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanığın eyleminin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun yasal unsurlarının oluşmadığını ve bu nedenle sanık hakkında beraat kararı yerine mahkumiyet kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. Mahkemenin kurmuş olduğu hükme karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2889 Esas, 2019/2354 Karar)
Sanık, diğer sanığın yerine ehliyet sınavına girmiş, sanık sınavın sonunda yakalanmıştır. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık beyanında kimlik ve sınav giriş belgesini bina dışındaki görevlilere, kendi adına düzenlenen formu da bina girişindeki görevlilere göstererek sınava girdiğini belirtmiştir. Sanık ifadesinde sınavı bitirip çıkacağı sırada görevlilerin geldiğini ifade etmiştir. Sanık hakkında suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmiş, beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanık adına görevlilerce tutulan tutanakta sınav gözetmenleri tarafından ifadelerinin alınmadığı tespit edilmiştir. Sanık adına tutulan tutanakta, sanığın eyleminin sınav esnasında mı yoksa sınav sonrasında mı ortaya çıktığı anlaşılamamıştır. Ancak sanığın sunduğu gerçek kimlik ile sınav giriş belgesinde tahrifat yapılmadığı aday yoklama listesine sanığın imza atması resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturmaktadır. Bu nedenle sanık hakkında kurulan hükme karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2435 Esas, 2019/1801 Karar)
Dosyaya konu olayda, sanık, kendisiyle aynı adı taşıyan oğlu yerine … Açık İlköğretim Okulu sınavına girmiştir. Sanık, cevap kağıdı üzerinde işaretlemelerde bulunmamış, yalnızca soru kitapçığına ad ve soyad ile TC Kimlik numarası yazmıştır. Sınav devamında görevlilerin kontrolü esnasında sanığın yalan söylediği ortaya çıkmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, suçun oluşması için Ceza Genel Kurulu’nun kararına göre yalan beyanın resmi belge düzenleme yetkisine sahip olan kamu görevlisine yapılmış olması gerektiğini belirtmiştir. Dosyada sanığın yalan beyanda bulunduğu bir belgenin mevcut olmadığı ve görevliler tarafından herhangi bir belge bulunmadığı belirtilerek suçun unsurlarının oluşmadığını belirtmiştir. Bu nedenle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği, mahkumiyet kararının hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/14247 Esas, 2019/1710 Karar)
Sanığın içinde bulunduğu araba kolluk görevlileri tarafından şüphe üzerine durdurulmuştur. Sanık ilgili memurlara kimlik ibrazında bulunamamış ve kendisini kardeşinin ismiyle tanıtmıştır. Bunun üzerine sanık, kimlik tespitinin yapılması için emniyet müdürlüğüne götürülmüş ve sanığın parmak izi incelemesi yapılmıştır. Sanığın parmak izini vermesi sonrasında gerçek kimliği tespit edilmiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir.
Yargıtay, dosya içerisinde sanığa ait parmak izi basım formu haricinde başka bir belge bulunup bulunmadığının tespit edilmediği belirtilmiştir. Ayrıca sanığın savcılığa sevk edildiği, akabinde serbest bırakıldığı ve suçun unsurlarının tespitinin önlenmesi bakımından dosyanın akıbetinin araştırılarak aslı ve onaylı örneğinin dosya arasına getirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca sanığın eyleminin Kabahatler Kanunu’nda belirtilen kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğu belirtilmiştir. Sanık hakkında eksik araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurulduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında kurulan hükme karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/6836 Esas, 2019/13 Karar)
Sanık, sosyal paylaşım sitesi olan Facebook üzerinden akrabasının fotoğraflarını kullanarak farklı bir isimle sahte hesap açmıştır. Sanık bu hesap üzerinden birçok infaz koruma memuruna, öğretmene, polis memuruna arkadaşlık teklifi göndermiştir. Sanık her birinin telefon numaralarını almış ve her biriyle görüşmeye başlamıştır. Daha sonra sanık kadın sesi taklidi yaparak her birinin kurum amirlerini aramış ve kendisini baş müfettiş, emniyet müdürü ya da Cumhuriyet savcısı olarak tanıtmıştır.
Kendisini bu yönde tanıttıktan sonra sosyal medya üzerinden arkadaş olduğu kimselerden tacize uğradığını belirtmiştir. Ayrıca sanık, bu kişilerin haklarında işlem yapılacağını, meslekten atılacağını söylemiştir. Kendisiyle iletişim kurma hususunda ikna ettiğini, sanığa aldığı uçak bileti parasının kendisine gönderilmesi üzerine şikayetinden vazgeçeceğini belirtmiştir. Bunun üzerine müştekiler sanığın hesabına 400 TL parayı sanığa vererek hesabına yatırmıştır. Ancak şikayetçilerden birisi durumu anlayarak göndermiş olduğu paraya sanığa varmadan bloke koydurmuş, bir başka şikayetçinin ise parayı yatırmadığı anlaşılmıştır. Sanığın havalimanına uçaktan indiği sırada şüphe üzerine polis memurları tarafından yakalanmıştır.
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan beyanda bulunma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık sanık müdafii tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu kararda isabetsizlik bulmamıştır. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık hukuka uygun olduğundan onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/8295 Esas, 2018/9665 Karar)
Sanık benzinlik işletmekte, diğer iki sanıklar ise muhasebecilik yapmakta ve diğer iki sanık iş yerinde çalışmadığı halde sigortalı olarak gösterilmektedir. Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, özel belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık katılan vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanıkların savunması, iş yerinin gerçek iş yeri olması, kurumun denetim imkanını ortadan kaldıran hileli hareketinin bulunmaması durumları ile SGK kurumunun bir zararı oluşmadığı belirtilmiştir. Tüm dosya incelemesinde suçun oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat kararının hukuka uygun olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/55 Esas, 2018/8837 Karar)
Sanık, katılanın şirketten yaptırmış olduğu kaskolu aracıyla kaza yapmıştır. Sanık, kaza tespit tutanağını trafik görevlilerine düzenletmiş, akabinde katılan şirkete hasar tazmini başvurusunda bulunmuştur. Ancak yapılan incelemede kaza ile meydana gelen hasarın uyumsuz olduğu tespit edilmiştir.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, beraat kararına katılan vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu kararda isabetsizlik görmemiştir. Bu nedenle bozma istemli temyiz başvurusunun reddi yönünde karar verilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/3884 Esas, 2018/8760 Karar)
Sanığın başka suçtan yakalama kararı bulunmaktadır. Olayın olduğu gün sanık adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile ikamet ettiği bildirilen sanık, polis memuru tarafından yakalanmıştır. Sanık, polis memurlarına kendi fotoğrafının bulunduğu ancak sahte olarak düzenlenen nüfus cüzdanını ibraz etmiştir. Bunun üzerine sanık yakalanmış, ancak sanık hakkında herhangi bir tutanak ya da resmi belge düzenlenmemiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmış, mahkumiyetine karar verilmiştir. Ancak söz konusu olayda, kamu görevlisine tutanak düzenletilmediğinden resmi belgenin düzenlenmesine yalan beyanda bulunma suçunun unsurları oluşmamıştır. Bu nedenle sanık hakkında verilen mahkumiyet kararı hukuka aykırı bulunmuştur. Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğinden mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3383 Esas, 2018/9445 Karar)
Olayın olduğu gün emniyet görevlileri tarafından genel denetim yapılmış, denetim esnasında sanık durdurularak nüfus cüzdanı ve sürücü belgesi kontrolü yapılmıştır. Sanık üzerinde alkol ölçümü yapılmış sanığın 3.40 promil alkollü olduğu tespit edilmiştir. Bunun üzerine sanık, istasyon içerisine götürülmüş ve sürücü belgesi bilgileri sorgulanmıştır. Ancak sanığın ibraz etmiş olduğu sürücü belgesinin başkasına ait olduğu tespit edilmiştir. Sanığın daha önceden alkollü araç kullandığından ehliyetin geri alındığı anlaşılmıştır. Bu nedenle sanık hakkında tutulan tutanak iptal edilmiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın başkasının bilgileri ile ehliyet kullanıldığının tespit etmesi karşısında görevlilerin tutanağı iptal ettiğini belirtmiştir. Bu nedenle sanığın eyleminde resmi belgenin düzenlenmesine memura yalan beyan suçunun unsurları oluşmamıştır. Sanık hakkında ancak kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunma kabahati oluşturduğu gözetilmeden hüküm kurulmuştur. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusu kabul edilmiş, bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3953 Esas, 2018/9503 Karar)
Sanık suçun işlendiği tarihlerde cezaevi firarisidir. Sanık polisleri gördüğü vakit polislerden kaçmış ve kaçma sonucu yakalanmıştır. Yapılan işlemler sonrasında kolluk görevlilerine kardeşinin adını vererek kardeşinin kimliğine girmiştir. Ancak sanığın babasının adını söylemesiyle gerçek kimliği ortaya çıkmış ve tutanak sanığın gerçek kimliği ile tutulmuştur.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesine yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın yalan beyanda bulunduğunu ancak kolluk görevlileri tarafından tutulan tutanakta yalan beyana dayanarak tutulmadığı tespit edilmiştir. Sanık memura yalan beyanda bulunsa da tutanak sanığın gerçek kimlik bilgileri ile düzenlenmiştir. Bu nedenle sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan beyanda bulunma suçunun unsurlarının oluşmadığı ancak sanığın eyleminin kimliği bildirmeme kabahatinin oluştuğu belirtilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında yapılan yargılamada kurulan hükmün bozulması yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/5350 Esas, 2018/9112 Karar)
Sanık, suçun işlendiği tarihte muhasebecilik yapmaktadır. Sanık, mağdurun şirketinin muhasebe işlemlerini yapmaktadır. Sanık, SGK binasının inşaat işlerini yüklenmiş ve inşaat işlerinin yapılması esnasında adı geçen şirketi taşeron firma olarak göstermiştir. Taşeron firma göstererek sanıkların inşaatta çalıştığına dair kuruma sigortalı bildiriminde bulunulmuştur.
Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli dolandırıcılık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından yargılama yapılmıştır. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan mahkumiyet, nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat kararı verilmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde kurumun zararının olmadığı ve yasal unsurlarının oluşmadığı iddia edilmiştir. Mahkemenin kararında isabetsizlik bulunmamıştır. Bu nedenle sanıklar hakkında verilen karara karşılık onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/3336 Esas, 2018/7817 Karar)
Sanık, temyiz dışı olan diğer sanığa ait sağlık karnesi, nüfus cüzdanı ile … Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları hastanesine kontrollerini yaptırmıştır. Ayrıca sezaryen yoluyla doğum yaptırmıştır. Yetkililerin doğumda şüphe görmesi üzerine yetkililer tarafından araştırma yapılmış ve durum tespitinde bulunulmuştur.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından dolandırıcılık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında her iki suçtan beraat kararı verilmiştir. Katılan vekili tarafından beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanığın ibraz ettiği belgelerde bulunan fotoğrafın kendisine benzemediğini ilk bakışta fark edilebilir olması, basit inceleme ile durumun anlaşılması nedeniyle hile boyutuna ulaşılmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle mahkemenin vermiş olduğu kararda hukuka aykırılık görülmemiştir. Mahkemenin kararına karşılık onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/4088 Esas, 2018/7708 Karar)
Suçun işlendiği tarihte, müştekinin arabasına çarparak hasar oluşmuştur. Kazaya neden olan aracın sürücülüğünü yapmadığı halde sürücü olduğunu sanık beyan etmiştir. Sanık hakkında sulh ceza mahkemesi tarafından suç üstlenme suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin suçu üstlenme suçunu oluşturmayacağını belirtmiştir. Sanığın yalan beyanda bulunarak trafik tespit tutanağı düzenletilmesi nedeniyle resmi belgenin düzenlenmesine yalan beyanda bulunma suçu oluşturacağı belirtilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında kurulan hükümde suç vasfında yanıldığı belirtilmiştir. Tüm bu gerekçelerle bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/8724 Esas, 2018/10724 Karar)
Sanık Almanca öğretmeni olup yeminli tercüme bürosu bulunmaktadır. Sanık yalnızca Almanca dilini bilmesine rağmen on beş evrak üzerinden farklı diller üzerinden tercüme yapmıştır. Sanığın yapmış olduğu çeviriler, … Noterliği tarafından onaylanmıştır.
Sanık hakkında bildiği dilleri bilmemesine rağmen biliyormuş gibi çeviri yapması ve noter tarafından çevirilerin yapılması nedeniyle sulh ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır.
Sanık ise savunmasında Almanca öğretmeni olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığı isteği üzerine İngilizce eğitim verecek düzeyde olduğunu, Arapça ile Osmanlıcayı dışarıdan gittiği kurslardan öğrendiğini belirtmiştir. Ayrıca sanık yapmış olduğu tercümeleri de sözlükten, tecrübelerinden ve bilgisayar aracılığıyla yaptığı araştırmalardan yaptığını belirtmiştir. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan söyleme suçunun oluşması için kamu görevlisine resmi belge düzenlenirken yalan söylemek gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle sanığın eyleminde suça ilişkin unsurların oluşmadığı ve başka bir suç oluşturup oluşturmadığının değerlendirilmesinin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle sanık hakkında yeniden hukuki durum takdiri ve değerlendirilmesinin yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Tüm bu nedenlerle sanık hakkında kurulan mahkumiyet kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/9028 Esas, 2018/6236 Karar)
Sanık, olayın olduğu gün yankesicilik nedeniyle hırsızlık ve teşebbüsten yakalanmıştır. Sanık, kardeşinin kimlik bilgilerini vermiş ve kardeşi adına ifade vermiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, resmi belgede yalan söyleme suçunun unsurlarının oluşmadığını belirtmiştir. Bu nedenle sanık hakkında kurulan mahkumiyet kararı hukuka aykırı bulunmuştur. Mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/12413 Esas, 2018/5558 Karar)
Sanık, 1998 yılında evlenmiş ve eşiyle resmi olarak 3 ay evli kalmıştır. Tarafların evliliğinin devamında eşi sanığı bırakarak başka bir şehre taşınmış, sanık, eşinden bir daha haber alamamıştır. Ancak sanığın başka bir kimse ile tanışmış ve bu kişi ile gayri resmi olarak yaşamaya başlamıştır. Sanığın talepte bulunarak resmi evli olarak göründüğü kişi hakkında … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından gaiplik kararı verilmiştir. Sanık Nüfus Müdürlüğüne gittiği vakit, memurun eşi ile birlikte mi yaşıyorsun sorusuna evet yanıtını vermiştir.
Sanık hakkında sulh ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık savunmasında nüfus memurunun sorusunu anlamadığını karı koca hayatı yaşadığından evet yanıtını verdiğini, suç işleme kastı olmadığını ve yanlış anlaşılma olduğunu belirtmiştir. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık bozma talepli temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın birlikte yaşadığı kimse ile aynı soyadına sahip olması, yoğunluk nedeniyle yanlışlıkla sanığın imzasının alınmamış olması ve mahkemenin yasal, yeterli gerekçesi olmadığından bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/9883 Esas, 2018/5230 Karar)
Sanık abisine ait olan sağlık karnesini almış ve hastaneye giderek kendisini abisinin kimliğinden tanıtmıştır. Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık bozma talepli temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sağlık karnesi incelemesinde sanığın başkasına ait olan kimlik bilgileri ile doktor muayenesine girmesinin anlaşılabilir bir vaziyette olduğunu belirtmiştir. Sağlık karnesinin başkasına ait olduğu denetimle kolay olduğu mümkün olduğu belirtilmiştir. Siroz hastası olan sanık, ağır ve muhakkak olan tehlikeden korunmak amacıyla başkasına ait olan sağlık karnesini kullanmıştır. Bu nedenle suçun unsurlarının oluşmamasından beraat kararı verilmesi gerektiği, mahkumiyet kararının ise hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/15258 Esas, 2018/3559 Karar)
Sanık hakkında sahte altın sattığına dair ihbar gelmiş ve sanık, güvenlik güçleri tarafından yakalanmıştır. Sanığa görevliler tarafından kimlik bilgileri sorulmuş, sanık gerçek kimliğini saklamıştır. Görevliler MERNİS ve KİHBİ sorgulaması yaptığında sanığın vermiş olduğu kimlik bilgilerinin yanlış olduğu tespit edilmiştir. Sanığa parmak izi incelemesi yapılmış ve sonrasında gerçek kimliği tespit edilmiştir.
Sanık hakkında sulh ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beya suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, mahkumiyet kararına karşılık temyizde bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın gerçek kimlik bilgileri ile tutanak düzenlendiği ve sanığın üzerine atılı suç olan yalan beyanda bulunma suçunun unsurları oluşmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Tüm bu gerekçeyle bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7470 Esas, 2018/4263 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma ve çocuğun soy bağını değiştirmek suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun babası nikahlı eş olup evliliğin bitiminden itibaren 300 gün içerisinde doğan çocuğun babası eski eştir. Bu nedenle başka bir erkek adına baba olarak kayıt yapılması, bağın geçersiz kılınması mümkün olmadıkça mümkün olmayacaktır. Resmi nikahlı eş üzerine kayıt yaptırmanın yasadan kaynaklı olması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Tüm bu nedenlerle sanık hakkında verilen mahkumiyet kararı hakkında bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8033 Esas, 2018/3403 Karar)
Sanık, diğer suça konu sanığın yerine alkol metreye üflemiş ve sanık adına alkolsüzdür raporu tanzim edilmiştir. Sanık, diğer sanık adına alkolsüzdür raporunun düzenlenmesi ile bir ilgisi bulunmadığını belirtmiştir. Sanık, diğer sanığın hastaneye çağırması üzerine polislerin de bulunduğu yerde alkol metreye üfleyeceksin demesi üzerine üflediğini ifade etmiştir. Sanıklar hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgede sahtecilik suçundan yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanıkların eylemine ilişkin resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan söyleme suçunu oluşturduğu belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemenin suç vasfında yanıldığı belirtilerek bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/92 Esas, 2018/3322 Karar)
Sanık, kendi ailesinin nüfusa büyük yazdırdığını düşünerek kendisi doğmadan önce 15 yaşında vefat eden 1942 doğumlu ablasının nüfus bilgilerini kullanmıştır. Sanık 1994 yılında evlenmiş ve dünyaya gelen çocuklarını yine 1942 doğumlu olan ablasının adına kaydettirmiştir. Sanık, dedesinden kalan taşınmazları tapu kaydındaki pay dağılımı için babası ve amcasının nüfus kaydı örneğini almıştır. 1942 yılında ölen ablasının sağ ve kendisinin nüfus kaydının sağ olarak görünmesi nedeniyle sanık, 1965 yıl doğumlu sanığın ölü olduğunu muhtara bildirmiştir. Sanık olan muhtar, ölüm formunu doldurmuştur.
Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve görevi kötüye kullanma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında beraat kararı vermiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanıkların suç kastının olmadığını ve mahkemenin vermiş olduğu beraat kararının hukuka uygun olduğunu tespit etmiştir. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu beraat kararının onanması yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/1574 Esas, 2018/2956 Karar)
Sanık başka bir kimsenin nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırıp kullanmıştır. Kimliği kullandığı esnada sanık hakkında yakalama emrinin bulunması nedeniyle yakalanmış ve savcılığa ifade vermiştir. Sanığın ifade vermesi sonucunda sanık hakkında verilen yakalama kararı kaldırılmıştır. Sanık vermiş olduğu ifadede aslında kimliğini kullandığı kişiyi tanımadığını, onun kimlikteki fotoğrafının üzerine kendi fotoğrafını yapıştırarak 7-8 ay kullandığını belirtmiştir. Aslında yakalama emri çıkarılan kişinin kendisi olmadığını, kimliğini kullandığı kişiyi de tanımadığını ifade etmiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgede sahtecilik ve başkasının kimlik bilgilerini kullanma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanık hakkında verilen kararın hukuka aykırı olduğunu tespit etmiştir. Sanığın eyleminin aslında zincirleme şekilde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturduğu gözetilmeden karar verildiği tespit edilmiştir. Tüm bu nedenlerle sanık hakkında kurulan mahkumiyet kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/2367 Esas, 2018/2536 Karar)
Olayın olduğu tarihte sanık, kullandığı araçla kırmızı ışıkta duran müştekinin aracına arkadan çarpmıştır. Sanık nedeniyle trafik kazası meydana gelmiştir. Sanığın alkollü olması nedeniyle hakkında ceza uygulamasını engellemek amacıyla olay yerine bir kişiyi çağırmıştır. Kolluk görevlilerine çağrılan kişi, sürücü olduğunu söylemiş, ancak olay yerinde bulunan diğer kişiler aracı sanığın sürdüğünü söylemiştir. Bunun üzerine tutanağa aracı sanığın kullandığı yazılmıştır.
Sanık hakkında sulh ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, kolluk görevlisinin tutmuş olduğu tutanakta sanığın sürücü olarak kaydını yaptırdığı ve yalan beyana ilişkin tutanak tutulmadığını tespit etmiştir. Bu nedenle sanık hakkında mahkumiyet hükmü yerine beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sanık hakkında verilen mahkumiyet kararına ilişkin bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/69 Esas, 2018/2062 Karar)
Suçun işlendiği tarihte hamile olan sanık, sosyal güvencesi bulunmadığı ve maddi imkanlarının yetersiz olması nedeniyle eltisinin yeşil kartını kullanmıştır. Sanık, eltisinin kimlik bilgileri ile doğum yapmıştır.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında ceza tertibine mahal olmadığı kararı verilmiştir. Karara ilişkin mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanık savunması ve tanık beyanlarıyla sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair verilen kararda isabetsizlik bulmamıştır. Bu nedenle temyiz itirazlarını reddederek onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/2144 Esas, 2018/1297 Karar)
Sanık, trafikte kendi adına kayıtlı aracını haricen satmış, daha sonrasında trafik tescil kaydını 5838 sayılı yasa kapsamında trafikten men etmiştir. … Emniyet Müdürlüğü, sorumluluk sahasında yapılan trafik sahasında motosikleti tespit etmiştir.
Sanık hakkında sulh ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık savunmasında söz konusu motosikleti 15 yıl önce başkasına sattığını, ancak 3 yıl önce vergi borcu olduğundan ödeme emri geldiğini belirtmiştir. Bunun üzerine vergileri ödediğini ve bir daha vergi borcu ödememek için trafik kaydının silinmesi için müracaatta bulunduğunu belirtmiştir. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay sanığın vergi borcundan kurtulmak için trafik kaydını sildirme amaçlı beyanda bulunmuştur. Ancak sanığın beyanda bulunduğu tutanakta, kamu görevlisine yalan beyanda bulunma suçunun olduğunu bilerek imzaladığı tespit edilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında verilen beraat hükmü hukuka aykırı bulunmuştur. Sanık hakkında verilen beraat kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4877 Esas, 2018/457 Karar)
Sanık, evinin çatısından kuş uçurmuş, çatıdan aşağıya düşerek ayağı kırılmıştır. Bunun üzerine sanık acil olarak devlet hastanesine kaldırılmış ve sanık herhangi bir kimlik ibrazında bulunmamıştır. Sanığın sosyal güvencesi olması ve hakkında yakalama müzekkeresi bulunması nedeniyle gerçek kimliğini gizleyerek kendisini kaydettirmiştir.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir. Sanık hakkında verilen karara ilişkin katılan vekili bozma talebinde bulunmuştur.
Yargıtay, sanığın başına gelen kaza nedeniyle acile götürüldüğü ve acil girişlerinde de herhangi ücret talep edilmediğinden herhangi bir kurum zararı bulunmamaktadır. Bu nedenle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan yasal unsuru oluşmadığı ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunması konusunda karar verilmesine yer olmadığı kararı isabetli bulunmuştur. Tüm bu nedenlerle sanık hakkında verilen karara karşılık onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/334 Esas, 2018/50 Karar)
Suçun olduğu gün, hakkında yakalama kararı olan sanık, sahte kimlik ile … plakalı aracı kullandığına dair ihbarda bulunulmuştur. Bunun üzerine sanık söz konusu aracın içerisinde olduğu vakit, görevliler tarafından yakalanmıştır. Sanık kardeşine ait olan gerçek ehliyet belgesini sunmuş, polis memurlarının sanığın gerçek kimliğini bilmesi üzerine tutanak sanığın gerçek kimliği ile tutulmuştur.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosyaya konu olan olayda sanığın gerçek kimliğini saklamasına rağmen kardeşinin kimlik bilgileriyle tutanak düzenlenmediğini tespit etmiştir. Bu nedenle sanığın üzerine isnat edilen suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle sanık hakkında verilen mahkumiyet kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/15101 Esas, 2017/8676 Karar)
Sanığın adına kayıtlı olan telefon numarasından katılan tarafından kullanılan telefon numarasına hakaret içerikli mesajlar gönderilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında soruşturma başlatılmış, sanık, şüpheli sıfatıyla … Polis Merkezi Amirliğine ifade vermesi için çağrılmıştır. Sanık, ifadesinde hattın damadı tarafından kullanıldığını bilmesine rağmen bu hattan haberi olmadığını ve hattın kim tarafından kullanıldığına dair bir bilgisi olmadığını belirtmiştir.
Sanık hakkında sulh ceza mahkemesi tarafından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Sanık hakkında verilen karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın savunma kapsamında beyanda bulunduğunu belirtmiştir. Bu nedenle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği de eklenmiştir. Yalan tanıklık suçundan ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini doğru bulmamıştır. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/5570 Esas, 2017/8553 Karar)