Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Millete ve Devlete Karşı Suçlar kısmında Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar bölümünde yer almaktadır. Kanunda 264. maddede düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesine göre;
Yetkisi olmadığı halde başkalarını yanıltacak şekilde kamu görevlisine ait üniforma, resmi elbise ile hak edilmeyen nişan ya da madalya takan kişi, söz konusu suçu işlemiş olacaktır. Söz konusu kıyafet ya da madalya, nişan türü eşyalar başkalarını yanıltacak şekilde giyilmeli, takılmalıdır.
Suç ile korunmak istenen hukuki değer, kamu idaresine ve kamu idaresine mensup olan kişilere olan güveni, saygınlığın korunmasının istenmesidir.
Polis kıyafeti giymeye hakkı olmayan bir kimsenin polis kıyafeti giyerek insanları yanıltacak şekilde hareket eden kişi özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçunu işlemiş olacaktır.
Askerlerin resmi üniformasını giymeye hakkı olmayan bir kimse insanları yanıltacak şekilde hareket etmesi halinde suç işlemiş olacaktır.
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçunun cezası üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak elbisenin sağlayacağı kolaylık ile fail bir suç işler ise verilecek ceza üçte bir oranında artırılacaktır.
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçu hakkında verilecek ceza, adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Bir yıl veya altında olan hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilecektir. Suçun yaptırımı üç aydan bir yıla kadar hapis cezası olduğundan verilecek hapis cezası, adli para cezasına çevrilebilir. Ancak adli para cezasının ödenmemesi halinde ceza, hapis cezasına çevrilecektir.
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçu hakkında verilecek ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının verilmesi mümkündür. Ancak belli başlı koşullar altında verilebilir. Öncelikle iki yıl veya altında süre olan cezalarda, kişinin sabıkası yok ise ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşılık onayı bulunuyor ise verilebilecektir.
Ayrıca hapis cezasının ertelenmesi kararının da verilmesi mümkündür.
Polis kıyafeti giymekte hakkı olmayan kişilerin insanları yanıltacak şekilde giymesi halinde verilecek olan ceza, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır.
Şikayete tabi suçlar listesinde yer almamaktadır, bu nedenle şikayet koşulu bulunmamaktadır. Savcılık tarafından soruşturma resen soruşturulacaktır.
Şikayete tabi olmayan suç aynı zamanda uzlaşmaya tabi suçlar arasında da yer almamaktadır. Soruşturma aşamasında savcı, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından dosya uzlaşmaya gönderilmeyecektir.
Zamanaşımı süresi suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içerisinde dava açılmaz veya dava açılsa da kanuni süre içerisinde sona ermez ise zamanaşımının dolması nedeniyle dava düşecektir.
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçunda görevli mahkeme, asliye ceza mahkemesidir. Dava, suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemesinde görülecektir.
Sanık, katılanın çalıştığı ganyan bayiine üstünde üsteğmen üniformasıyla gelerek kartının borcu olduğunu, borcunu yatırdıktan sonra para çekip getireceğini söyleyerek 1.500 TL para almıştır. Ancak katılan, sanığa ulaşamamış, sanık hakkında dolandırıcılık ve özel kıyafetleri usulsüz kullanma suçu işlediğine dair iddiada bulunarak kamu davası açılmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından dolandırıcılık ve özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık eyleminin oluşturup oluşturmayacağına dair delillerin değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Nitelikli dolandırıcılık suçunun olması halinde görevli mahkemesinin ağır ceza mahkemesi olduğunu gözeterek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği belirterek sanığın itirazları yerinde görülmüştür. Bütün bu nedenlerle Yargıtay mahkemenin vermiş olduğu hükme karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/3322 Esas, 2018/1124 Karar)
Sanık askeri üniforma ile binaya gelerek kendisini …’nın nişanlısı olarak kendisini tanıtmıştır. Söz konusu olayda katılanın annesi tanık ve diğer tanık gördüklerine dair beyanda bulunulmuştur.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından tehdit, hakaret, şantaj, kişilerin huzur ve sükununu bozma, özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkeme tarafından beraat kararı verilmiştir. Beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, tanıkların beyanında üniforma ile gördükleri kişinin sanık olup olmadığına dair teşhis konulmadan hukuki durum belirlendiğini belirtmiştir. Mahkemenin teşhis yapmadan eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçe ile beraat kararı verildiği belirtilerek Yargıtay tarafından bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/18490 Esas, 2017/26927 Karar)
Sanık, amblemi polis kıyafeti giymiş, katılanlardan birisi evlilik vaadiyle kandırıp belli zaman aralıklarda altın ve cep telefonunu almıştır. Diğer katılanı da ablasının … Devlet Hastanesi’nde doktor olduğundan onu işe aldırabileceğini belirterek kandırmıştır. Sanık muhtelif zamanlarda masraf adı altında paralar ortadan kaybolmuştur.
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık, dolandırıcılık, özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, mahkumiyet kararına karşılık sanık tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın savunması, katılan ile tanığın beyanları, kamera görüntüleri, yakalama tutanağında sanığın suçu işlediği sabit olduğunu belirtmiştir.
Sanık, katılanlara karşı eyleminde, gerçekte var olmadığı halde devlet hastanesinde ablasının doktor olduğunu ve onun vasıtası ile işe aldıracağını belirterek menfaat temininde bulunduğu, ancak sanığın gerçek ve somut bir kamu görevlisi söz konusu olmadığından suçu oluşturmayacağını belirtmiştir. Sanık her iki katılana karşı eyleminde, kamu kurumunun üniformayı kullanması nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden karar verildiğini belirtmiştir. Yargıtay, mahkemenin suç vasfında yanılgıya düşüldüğünden kararına karşılık bozma kararı oy birliği ile verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/2891 Esas, 2017/24052 Karar)
Sanıklar, olay günü belediyeye ait vidanjör görüntüsü verilmiş, suç için özel olarak hazırlanmış araç ile olay yerine gelmiştir. Sanıklar özel belediye işçi kıyafetlerini giyerek yetkisi olmadan resmi tavır takınmış ve yer altı telefon kablolarını çalmaya kalkıştığı sırada yakalanmıştır.
Sanıklar hakkında asliye ceza mahkeme tarafından hırsızlık ve özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçunda yargılanmıştır. Sanıklar hakkında söz konusu suçlardan mahkumiyet kararı verilmiş, mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanıkların belediye görevlisi süsü vermek için kıyafet giymesi hırsızlık suçunun ağırlaştırıcı nedeninin oluşturması nedeniyle yargılanması gerektiğini belirtmiştir. Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma ve hırsızlık suçu olarak her iki suçtan hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Yargıtay hırsızlık suçunun olması nedeniyle özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bütün bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu hükme karşılık bozma kararı oy birliği ile verilmiştir. (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/19781 Esas, 2017/1667 Karar)
Sanık, … Eğitim Alay Komutanlığında askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada askeri birlikten firar etmiştir. … İlçesine gelmiş, askeri kıyafetini giymiş, yediemin otoparkına gitmiştir. Sanık otopark bekçisine kendisine jandarma asayiş görevlisi olarak tanıtmış, otoparkta bulunan motosikleti acil olarak alması gerektiğini söyleyerek motosikleti alıp götürmüştür.
Sanık hakkında resmi sıfat takınarak hırsızlık ve özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçlarından asliye ceza mahkemesinde yargılanmıştır. Mahkeme tarafından her iki suçtan 4 yıl 2 ay ve 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmıştır, mahkumiyet kararına karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Yargıtayın ilgili dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde, olayda bileşik suçun meydana geldiğini, kanunda bileşik suçta biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması halinde tek fiil sayılacağını belirtmiştir. Bu tür suçlarda içtima uygulanmayacağı hüküm gereğince belirtilmiştir. Asker kıyafeti başkalarını yanıltıcı şekilde giymesi, hırsızlık suçunun ağırlaştırıcı nedenini oluşturduğundan özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme tarafından verilen karar hukuka aykırı bulunmuştur. Bütün bu nedenlerle Yargıtay, özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüş, mahkemenin kesinleşen kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2016/741 Esas, 2016/5842 Karar)
Sanık, arkadaşlık sitesinde tanıştığı kişiye kendisini teğmen olarak tanıtmıştır. Sanık askeri üniforma giyerek mağdurun yaşadığı yere gitmiş ve ailesi ile tanışmıştır. Mağdur ile sanığın görüştüğü dönem içerisinde, birkaç olay nedeniyle hapis cezası aldığını, bunların paraya çevrilebileceğini, kanser hastası olduğunu, tedavisi için gerekli olduğunu belirterek yaklaşık olarak 25.000 TL para aldığı iddia edilmiştir.
Sanık, asliye ceza mahkemesinde dolandırıcılık, özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan yargılanmıştır. Sanık hakkında mahkeme tarafından adli para cezasına hükmedilmiş, verilen karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay dosya incelemesinde, mahkemenin sanığın eylemine ilişkin nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşturup oluşturmayacağına dair delillerin takdir edilmeden karar verdiğini belirtmiştir. Sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçu olması halinde delillerin takdirinin ağır ceza mahkemesi tarafından gözetilmesi gerektiği, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin kararına karşılık temyiz itirazları yerinde görülmüş, bozma talepli temyiz başvurusu kabul edilmiştir. (Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/5352 Esas, 2016/3271 Karar)
Sanık, oto kiralama işi ile uğraşan katılana kendisini Jandarma Genel Komutanlığında görevli üsteğmen olarak tanıtmıştır. Sanık, katılana oto kiralamak istediğini söylemiştir, bunun üzerine katılan kiraya vermek istediği aracı Jandarma Genel Komutanlığının önüne getirmiştir. Kimliği belirsiz olan sanık, başlangıçta üsteğmen elbisesi giymiş bir halde beklemiş, iki günlük kira ücretini katılana ödemiştir. Sanık, başkası adına düzenlenen askeri kimlik kartı ve sürücü belgesi fotokopisini de katılana vermiştir, aracı kiraladıktan sonra sanığın hal ve tavırlarından katılan şüphelenmiştir.
Bunun üzerine Jandarma Genel Komutanlığını arayarak ismini verdiği üsteğmen bulunup bulunmadığını sormuş, ismini verdiği üsteğmenin orada olmadığını öğrenmiştir. Katılan, almış olduğu bilgi ile polise varmıştır. Katılan sanığı fotoğraflardan teşhis etmiş, iki gün süre geçtikten sonra 3 gün daha bekleyerek kiraladığı aracı bir cami önünde park halinde olduğunu katılana söylemiştir. Katılana park ettiği yerden almasını söylemiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından dolandırıcılık, özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan yargılanmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde suça konu olarak gelişen olayda sanığın askeri kimlik kartı ve sürücü belgesi fotokopisini kullandığı iddiasının nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağının gözetilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemenin bu durumu gözeterek ağır ceza mahkemesine gönderilmesi gerektiğine karar verilmeden hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Bütün bu nedenlerle Yargıtay, mahkemenin kararına karşılık oy birliği ile bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/6099 Esas, 2016/2955 Karar)
Sanık, suç tarihinde zabıta kıyafeti ile suça sürüklenen çocukla birlikle bir araçla lokanta önünde durmuş ve şikayetçiyi işaret ederek yanına çağırmıştır. Sanık iki adet döner siparişi vermiş, araçtan inerek sipariş sayısını artıracağını söyleyerek toplam 16 adet dönere çıkarmıştır. Sanık, borcunu sorduğunda 48 TL olarak söylenmiştir, sanık ise üzerinde parada olmadığını, zabıta merkezinden parayı alıp kendisine vereceğini söylemiştir.
Zabıta merkezindeki parasının 200 TL olduğunu, kendisinin ona 150 TL para üstü vermesi gerektiğini belirtmiş, yanındaki çırağını para üstü ile birlikte göndermesini istemiştir. Şikayetçi yanında çalışan çocuğa 100 TL para vererek, çocuğu sanığın aracına bindirerek göndermiştir. Sanık, araç içerisinde çalışan çocuğa para üstünü vermesini istemiş, para üstünün eksik olduğunu söylemiş, parayı almış ve çocuğu araçtan indirmiştir. Sanık, aracı hızlı bir şekilde hareket ettirerek suça sürüklenen çocuk ile olay yerinden kaçıp gitmiştir.
Sanıklar ağır ceza mahkemesinde nitelikli dolandırıcılık, özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan yargılanmıştır. Mahkeme tarafından sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, sanık müdafii ile suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanık ile birlikte olay yerinde olan suça sürüklenen çocuğun aynı hareketleri bütün içinde birleştirmediği, iştirak iradesinde olmadığını belirtmiştir. İştirak iradesinin hakim olmadığını belirtmiştir. Bunun yanında asli faile yardım eden, yardım sağlayan kişi de suça iştirak hükümleri uygulanacaktır. Somut olayda da suça sürüklenen çocuk, dosyaya konu olan olayda, yalnızca otomobilde bulunmuş, hareketlerini kolaylaştırmakla sınırlı kaldığından bahisle iştirak hükümlerinin uygulanmaması gerektiği gözlemlenmiştir. Bütün bu nedenlerle Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu hükme karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/23473 Esas, 2016/2090 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından dolandırıcılık, özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan yargılama yapılmıştır Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Sanık, suç tarihinde, katılanın sahip olduğu kiralık oto şirketini arayarak askeri savcı üsteğmen olarak tanıtmış, araç kiralamak istediğini söylemiştir. Sanık, kiralık aracı getirilmesini istediği yerde teslim alacağını söylemiş, katılan söz konusu aracı teslim etmek üzere söylenilen yere götürmüştür. Sanık, katılanı askeri resmi kıyafetle karşılamış, taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi düzenlenmiştir. Aracın sanıkta bulunduğu dönemde, sanık sürekli katılanı oyalamış, aracı teslim etmemiş ve herhangi bir bedel de ödememiştir. Sanık, sonraki tarihlerde katılanı arayarak çeşitli bahanelerle kira sözleşme süresini uzatmıştır, ödeme yapmamıştır. Katılan, aracın bir olaya katılması nedeniyle araçtan haberdar olmuş ve Adana’ya giderek aracı teslim almıştır.
Yargıtay, sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık hükümlerinin uygulanıp uygulanmaması gerektiğine dair mahkemenin inceleme yapmadığını belirtmiştir. Nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdiri ağır ceza mahkemesine ait olduğundan görevsizlik kararı vermesi gerekirken hüküm kurulmadı doğru bulunmamıştır. Bütün bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık Yargıtay, bozma kararını oy birliği ile vermiştir. (Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2715 Esas, 2015/4288 Karar)
Sanık, olay günü kendisini katılana zabıta görevlisi olarak tanıtmıştır. Sanık, katılanın … isimli nakliyeciyi aradığını söylemiştir. Ancak katılan sözü geçen nakliyeciyi aramış, nakliyeci, taşıma konusunda kimse ile sözleşmediğini söylemiştir. Katılan, sanığa nakliyeciyi aradığını sorduğunda sanık, katılana boşvermesi gerektiğini söylemiş, çek yatının alınması için teklifte bulunmuştur. Katılan, sanığın teklifini kabul ettikten sonra kamyonete binmiş ve taraflar devlet hastanesine gelmişlerdir. Hastane önüne geldiklerinde sanık kayınbiraderinin içeride olduğunu ve bakıp geri geleceğini söylemiştir. Sanık, 2-3 dakika sonra geri gelmiş, yabancı paraları çıkararak acele para gerektiğini söylemiştir. Sanık, katılanın dolar bozup bozamayacağını sormuş, katılandan doları bozmasını, mümkün değil ise iade etmek üzere vermesini istemiştir. Katılan, sanığa 500 TL vermiş, bunun üzerine sanık hastaneye yeniden girmiş, falan bir daha gelmemiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesinde dolandırıcılık ve özel işaretleri ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan yargılama yapılmıştır. Dolandırıcılık suçundan sanık mahkumiyet, diğer suç olan özel işaretleri ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan beraat kararı almıştır. Mahkemenin kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın zabıta kıyafetiyle hastaneye geldiği hastanenin güvenlik kamera kayıtlarında sabit olduğu, şapkasını katılanın aracında unuttuğunun belirlenmesi karşısında özel işaret ve kıyafetlerin usulsüz kullanılması suçundan beraat kararı verilmesini doğru bulmamıştır. Yargıtay, mahkemenin kararının mahkumiyet olması gerektiğini belirterek oy birliği ile bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/10303 Esas, 2015/23086 Karar)
Sanık üzerinde üsteğmen üniforması ile katılanın yanına gelmiş, ilçeye görev amacıyla geldiğini, bankamatik kartının ATM cihazının içerisinde kaldığını belirtmiştir. Bankanın kapalı olması nedeniyle kartını alamadığına dair yalan söylemiş, katılan bu duruma inanmıştır. Bu nedene katılan, sanığa 200 TL ödünç vermiştir. Sanık bir daha katılanın yanına gelmemiştir. Katılan polnet sistemi üzerinden sanığı teşhis etmesi üzerine sanık hakkında kamu davası açılmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından dolandırıcılık ve özel kıyafetleri usulsüz kullanma suçundan yargılanmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın eyleminin kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması ile dolandırıcılık suçunu işlediğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı hüküm kurulmasını doğru bulmamıştır. Dolandırıcılık suçunda görevli mahkeme, ağır ceza mahkemesi olduğundan mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/7213 Esas, 2015/650 Karar)