Mühürde sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 202. maddesinde Kamu Güvenine Karşı Suçlar bölümünde düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık tarafından kullanılan mührü sahte olarak üretilmesi veya kullanılması halinde mühürde sahtecilik suçunu işlemiş olacaktır.
Aynı şekilde kamu kurum veya kuruluşlarının veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının onaylama amacıyla kullandığı ya da belgeleyen mührün sahte olarak kullanılması veya üretilmesi halinde de mühürde sahtecilik suçu işlenmiş olacaktır.
Türk Ceza Kanunu’nda şikayete tabi olan suçlar belirtilmiş olup şikayet süresi de belli bir süreye tabi tutulmuştur. Mühürde sahtecilik suçu ise şikayete tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Bu nedenle mühürde sahtecilik suçunda şikayete ilişkin belli bir süreye tabi tutulmamıştır. Savcılık soruşturmayı re’sen (kendiliğinden) başlatacaktır.
Uzlaşmaya tabi olan suçlarda soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından dosya uzlaştırma bürosuna gönderilecektir. Ancak mühürde sahtecilik suçu uzlaşmaya tabi suçlar arasında yer almadığından uzlaşma prosedürü uygulanmayacaktır. Uzlaşmaya tabi olan suçlar arasında yer almadığından taraflar arasında uzlaşma gerçekleşmiş olsa dahi yargılama aşamasına bir etkisi olmayacak, kaldığı yerden devam edecektir.
Zamanaşım süresi, yargılama adına tanınan belli bir süredir. Zamanaşım süresinin başlangıcı, suçun işlendiği tarihten itibaren başlamaktadır ve mühürde sahtecilik suçunda olağan dava zamanaşımı 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içerisinde dava açılmamış veya dava açılmış olsa bile sona ermemiş ise zamanaşımının dolması nedeniyle düşme yönünde karar verilecektir.
Mühürde sahtecilik suçunun cezasının sınırı nedeniyle görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Dava suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemesinde görülecektir.
Sanıklar aracın brandasına takılı olan mührün sahte olduğu iddia edilmiş, gümrük beyannamesi ve ekinde ibraz edilen belgelerin denetimi ile gümrük müdürlüğünce mühürlenip onaylanmıştır. Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından resmi belgede sahtecilik ve mühürde sahtecilik suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet, mühürde sahtecilik suçundan ise karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir. Karara karşılık katılan vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde dosyaya konu olan mührün sahteliği konusunda bilirkişi raporu alınarak aldatma kabiliyetine dahil olup olmadığının mahkeme tarafından tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu duruma ilişkin bilirkişi raporunun alınması sonrasında hukuki durum takdiri ve tayinin yapılması gerektiğinden bozma yönünde hüküm verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/7458 Esas, 2019/6095 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından mühürde sahtecilik suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık katılan kurum vekili ile sanık müdafii tarafından bozma talepli temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde suça konu olan mühürlerin sanığın takip ettiği işlerde kullanıldığı iddia edilmiş, ancak mühürleri içeren delil veya belge elde edilememiştir. Bu nedenle sanığın değişmeyen ifadeleri, katılan kurumla ilgisi bulunmaması, sanığın mühürlerden haberi olmaması gibi tüm nedenlerle mahkumiyetine yeterli delil olmadığı tespit edilmiştir. Mahkemenin kararına karşılık mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/11187 Esas, 2019/4565 Karar)
Sanıkların şirket adına düzenlemiş olduğu ATR dolaşım belgesi üzerindeki mühür ve memur kaşesi Gümrük Müdürlüğü tarafından sahte olduğu iddia edilmiştir. Sanıklar hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından mühürde sahtecilik suçundan yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanıkların işlediği iddia edilen suçta mühür ele geçirilmemiş, ancak sahte ATR dolaşım belgesi düzenlendiğinden resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı kabul edilmiştir. Ancak sanıkların eylemine uyan suçun cezasının alt ve üst sınırı itibariyle 12 yıllık kesintili dava zamanaşım süresinin suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davası hakkında düşme yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/26172 Esas, 2019/36 Karar)
Olayın olduğu gün Motorlu Araç Trafik Belgesinin aracın muayenesine ilişkin bölümünde mühür izinin sahte oluşturulduğu tespit edilmiştir. Sanık hakkında mühürde sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş, karara karşılık daire tarafından bozma kararı verilmiştir. Kararın bozulması üzerine mahkeme tarafından sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sahte olarak düzenlenen mührün ele geçmediği ancak sahteciliğin bütün halinde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu tespit edilmiştir. Mahkemenin suç vasfında yanılgıya düştüğü ve mühürde sahtecilik suçu gözetilmediği belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/9167 Esas, 2018/14011 Karar)
Sanık sahte posta alındı belgesi düzenlemiş olduğundan hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından mühürde sahtecilik suçundan yargılanmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sahte olan belgede kullanılan mührün ele geçmediği tespit edilmiştir. Bunun yanında sanığın savunması ile zamanaşımı süresinin kesildiği ve 8 yıllık asli dava zamanaşım süresinin dolduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkemenin zamanaşımının dolması nedeniyle düşürülmesi yerine hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/21184 Esas, 2018/12193 Karar)
Sanık, … Şirketi’nin sahibi ve yetkili temsilcisidir. Şirket adına 21.09.2010 tarihine kadar suç kurs katılım belgesi ve psikoteknik değerlendirme raporu düzenleme ve verme yetkisinin bulunduğu ancak şirketin psikolog ve psikiyatr bulundurmaması nedeniyle kaldırılmıştır.
Belgelerin düzenlenmesi iptal edilmesine rağmen sanık yönetici sıfatıyla suça konu olan belgeleri düzenleme işlemlerini devam ettirmiştir. Müşteki ve katılanlara söz konusu belgeleri düzenleyip verebileceğini belirtmiştir. Müşteki ve katılanlara para karşılığında suça konu olan belgeleri düzenleme işlemi sürdürmüş ve karşılığında para almıştır. Sanık belgeleri görevli olan doktorların imzalarını, kaşesini, mührünü sahte olarak düzenlemiştir.
Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından mühürde sahtecilik, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından yargılama yapılmıştır. Bir sanık hakkında mahkumiyet, diğer sanıklar hakkında ise beraat kararı verilmiştir. Mahkemenin beraat kararına karşılık katılan vekili, mahkumiyet kararına karşılık sanık müdafii tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu kararda hukuka aykırılık tespit etmemiştir. Bu nedenle mahkemenin kararına karşılık onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/9237 Esas, 2018/5962 Karar)
Tedaş görevlileri tarafından kaçak elektrik tespit tutanağı tutulmuş, tutanakta sayaçta bulunan mühürlerin sahte olduğu tespit edildiği belirtilmiştir. Sayaçtaki orijinal mühürler yerinden çıkarılarak sahte mühürlerin taktırıldığı tespit edilmiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından mühürde sahtecilik ve mühür bozma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık bozma talepli temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sahte mühürlerin takılması nedeniyle sanık hakkında orijinal mühürleri bozarak mühürde sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle dava açıldığı, kaçak elektik kullanımından dolayı mührün bozulduğunun belirtilmemesi konusunda elektrik şirketinin davaya katılma hakkı bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddi yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/25595 Esas, 2018/1851 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından mühürde sahtecilik suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosyaya konu olan vekalet mührünün sahteliği ve iğfal kabiliyet sahibi olup olmadığına dair rapor alınması gerektiğini belirtmiştir. Mahkemenin T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nden rapor almadan beraat kararı vermesini hukuka uygun bulmamıştır. Mahkemenin eksik araştırma ile hüküm kurması doğru bulunmadığından bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/21442 Esas, 2018/214 Karar)
Sanıklar suç tarihinde katılana ait otobüsü çalmıştır. Sanıklar çalmış oldukları otobüsün plakasını değiştirip araca zarar vermiştir. Sanıklar hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından hırsızlık, mala zarar verme ve mühürde sahtecilik suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanıklardan birinin aynı suçtan evrakının ayrıldığı ve dava açıldığı tespit edilmiştir. Açılan dosyanın getirilerek davanın birleştirilmesi, onaylı örneklerinin dosyaya eklenmesi gerektiği belirtilmiştir. Tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hukuki durumlarının takdirinin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/2210 Esas, 2017/12499 Karar)
Dosyaya konu olan somut olayda, Motorlu Araç Trafik Belgesinin araç muayenesine ilişkin bölümünde bulunan mühür izleri ile TCK hologramlarının sahte olarak oluşturulduğu iddia edilmiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından mühürde sahtecilik suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sahte mühür ve hologramlarının suça konu belgelerin zorunlu ve tamamlayıcı unsuru olduğu, sanığın eyleminin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu belirtilmiştir. Mahkemenin suç vasfında yanıldığını ve mühürde sahtecilik suçundan hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/800 Esas, 2017/12236 Karar)
Sanıklar hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından mühürde sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yargılama yapmıştır. Sanık hakkında beraat karar verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan kanuna göre 7 yıl 6 aylık kesintili dava zamanaşımının suç işlendiği tarihten itibaren dolduğunu tespit etmiştir. Mühürde sahtecilik suçunun zamanaşımının dolması nedeniyle davanın düşürülmesi yönünde karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/8872 Esas, 2017/11620 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından resmi belgede sahtecilik ve mühürde sahtecilik suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık savunmasında kimliğini kaybettiğini ve suçun işlendiği yere bağlı ile hiç gitmediğini ifade etmiştir. Sanık suçun faili olmadığını belirterek beraatini talep etmiştir. Sanık hakkında her iki suç hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın savunmasında resim ve parmak izi karşılaştırılması talebinde bulunduğunu belirtmiştir. Bu nedenle mahkeme tarafından parmak izi ve fotoğraf karşılaştırılması yapılması gerektiği ve gerekirse canlı teşhis yapılması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme tarafından eksik araştırma ile hüküm kurulduğundan bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/18930 Esas, 2017/10589 Karar)
Sanıklar hakkında 7 adet motorlu taşıt egzoz emisyon ruhsatında bulunan katılana ait iş yerine ilişkin kaşe iznini sahte olarak üretildiği iddia edilmiştir. Sanıklar hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından mühürde sahtecilik suçundan yargılanmıştır. Sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık sanık müdafileri tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde mahkemenin kayıtlı ruhsat asıllarının getirtilerek incelenmesi, duruşma tutanağına yazılması, dosya içine konulması gerektiği belirtilmiştir. Sanıkların eyleminin bütün halinde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu tespit edilmiştir. Mahkemenin sanık eyleminde belirtilen suç vasfında yanıldığını belirtmiş, bu nedenle kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2367 Esas, 2017/3276 Karar)