Mala zarar verme suçu, seçimlik hareketle işlenebilen suçtur. Kanunda belirtilen hareketlerden birisi ya da birden fazlası uygulandığında suç işlenmiş olacaktır. Kanunda belirtilen hareketler;
Manevi unsur, suçun kasten mi işlendiği ya da taksirle mi işlendiği ile ilgili bir konudur. Kast, bir suçun bilerek ve isteyerek işlenmesi demektir, taksir ise failin yapmış olduğu hareketin öngörmediği netice ile suç işlemesidir. Mala zarar verme suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Kişi bilerek ve isteyerek mala zarar verme eylemini gerçekleştirebilir.
Kast, failin yapmış olduğu eylemin suç olduğunu bilmesi ve yaptığı hareketin sonucunun suça vücut vereceğini bilerek hareket etmesidir. Kanunda suçun oluşması için belirtilen tipik hareketin ya da unsurun fail tarafından kasıtlı olarak yapılması halinde suç işlenmiş olacaktır.
Mala zarar verme suçu, genel kastla işlenebilen bir suçtur. Özel bir kast aranmamaktadır.
Olası kast, kastın bir türü olup failin yapmış olduğu hareketin suç oluşturacağı öngörse dahi bu durumu kabullenerek suçu işlemesidir. Aslında olası kastta fail yapmış olduğu hareket ile suç işleme amacıyla hareket etmemektedir. Ancak fail, sonucu öngörerek olursa olsun diyerek hareket etmektedir.
Yargıtay kararlarında mala zarar verme suçunun olası kastla işlenemeyeceği görüşündedir. Yargıtay kararlarında mala zarar verme suçunun doğrudan kastla işlenebileceğini, olası kastın suç işlemek için yeterli olmayacağını belirtmiştir.
Taksir, failin hareketi bilerek ve isteyerek yapması ancak neticeyi istememesi halidir. Her ne kadar failin suç işleme kastı bulunmasa da vermiş olduğu zarar nedeniyle cezalandırılacaktır. Her suç taksirle işlenememektedir ve ancak kastla işlenebilir.
Mala zarar verme suçunun da taksirle işlenmesi mümkün değildir. Ancak doğrudan kastla mala zarar verme suçu işlenebilmektedir.
Meşru müdafaa, kendisine veya başkasına yönelmiş haksız bir saldırının önlenmesi için savunma eyleminde bulunmasıdır. Meşru müdafaa, hukuka uygunluk nedeni olup meşru müdafaada bulunduğu kabul edilen kişi hakkında ceza verilmemektedir. Ancak meşru müdafaa hükümlerinin uygulanması için belli başlı şartlar bulunmaktadır. Öncelikle saldırı ile orantılı olan bir savunma olmalı, devam eden bir saldırı olmalı (biten ve kesilen saldırıya karşı savunma gerçekleştirilemez), saldırıyı engelleyecek savunma hareketinde bulunulmalıdır.
Mala zarar verme suçunda meşru müdafaa hükümleri uygulanabilmektedir. Örneğin; taraflar arasında çıkan bir tartışmada, fail yumruk vururken kendisini korumak amacıyla elini kaldırır ve o esnada yumruk vuracak kişinin telefonunu düşürür, telefonu kırılır ise mala zarar verme suçundan meşru müdafaa hükümleri uygulanabilecektir.
Zorunluluk (ıztırar) hali, kendisine veya başkasına yönelmiş ağır tehlike nedeniyle korumak amacıyla yapmış olduğu harekettir. Örneğin; evde çıkan yangın nedeniyle kendisini korumak amacıyla yan bahçeye ağaca atlayan kimse zorunluluk halinden yararlanabilecektir. Zorunluluk hali, kişinin ya da başkasının hakkına yönelik olan tehlike nedeniyle kendisini koruması adına yapmış olduğu hareket olup hukuka uygunluk nedenidir.
Mala zarar verme suçunda da zorunluluk hali şartları taşıması halinde uygulanması mümkündür. Örneğin; sel felaketinden kaçmak için bir başkasının balkonuna tırmanan ve kapıyı kırarak içeri girmesi halinde fail, birden fazla suç işlemiş olacaktır. Bu suçlardan birisi de mala zarar verme suçu olup fail, zorunluluk hali hükmünden faydalanarak ceza almayabilir.
İspat unsuru her davada önemlidir. İspat yükümlülüğü genelde iddia edendedir. Mahkeme tarafından verilecek karar, iddiasını ispat edemeyen taraf aleyhine sonuçlanacaktır. Mala zarar verme nedeniyle şikayette bulunan kişi, iddiasını ispatlamalıdır. Malına zarar verdiği kişinin kim olduğunu biliyor ise malına gelen zarar ile mala zarar veren kişinin suçu işlediğine dair delillerini de sunmalıdır.
Türk Ceza Kanunu’nun 152. maddesinde mala zarar verme suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Mala zarar verme suçunun daha ağır ceza gerektiren halleri;
Kanunda belirtilen nitelikli hallerden birinin işlenilmesi halinde faile verilecek ceza, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.
Türk Ceza Kanunu’nun 152. maddesinin ikinci fıkrasında ise diğer nitelikli haller düzenlenmiştir:
Türk Ceza Kanunu’nun 152. maddesinin üçüncü fıkrasında ise diğer nitelikli hal düzenlenmiştir:
Türk Ceza Kanunu’nun mala zarar verme suçunun nitelikli halini düzenleyen 152. Maddede devlet malına verilen zarara ilişkin ceza düzenlenmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarına ait kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yerde, binada, tesiste veya diğer eşya hakkında verilen zararda faile 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilecektir.
Türk Ceza Kanunu’nun 167. maddesinin ilk fıkrasında cezasızlık halleri düzenlenmiştir:
Türk Ceza Kanunu’nun 167. maddesinin ikinci fıkrasında ise cezada indirim uygulanacak kişiler düzenlenmiştir.
Etkin pişmanlık, suçun işlenmesinden sonra pişman olan ve suç nedeniyle uğranılan zararı kısmen ya da tamamen giderilmesi halinde cezadan indirim uygulanmasıdır. Etkin pişmanlık hükümleri her suç için geçerli değildir, kanunda belirtilen bazı suçlar adına uygulanabilmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesine göre mala zarar verme suçundan etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilmektedir.
Mala zarar verme suçunun basit, temel hali şikayete tabidir. Ancak şikayet için belli bir süreye tabidir. Şikayet fiilin ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 6 aydır. Bu süre içerisinde şikayete başvurulmaz ise şikayet hakkından vazgeçilmiş sayılacaktır.
Mala zarar vermenin nitelikli hali, daha ağır ceza gerektiren halleri ise şikayete tabi değildir. Soruşturma savcılık tarafından resen (kendiliğinden) yapılacaktır. 8 yıllık dava zamanaşım süresi içerisinde soruşturma başlatılabilecektir.
Mala zarar vermenin basit, temel hali şikayete tabidir. Bu nedenle şikayetçi, şikayetinden feragat eder ise feragat nedeniyle dava sona erecektir. Ancak şikayetinden vazgeçmez ise yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.
Mala zarar verme suçunun nitelikli hali (daha ağır ceza gerektiren hal) ise şikayete tabi değildir. Bu nedenle mala zarar verme suçundan mağdur olan kişi, şikayetçi olmadığını ya da şikayet etmiş ise şikayetini geri çektiğini belirtir ise yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır. Şikayete tabi olmadığından soruşturma savcılık tarafından kendiliğinden başlatılacaktır.
Uzlaşmaya tabi olan suçlarda soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından dosya uzlaştırma bürosuna gönderilecektir. Bir uzlaştırmacı tarafından tarafların uzlaşmayı kabul edip etmediği sorulur, uzlaşma gerçekleşir ise uzlaşma nedeniyle dosya sona erecektir.
Mala zarar verme suçunun basit hali (TCK 151/1-2) uzlaşmaya tabidir. Taraflar uzlaşır ise dosya sona erecektir. Ancak taraflar uzlaşma sağlayamaz ise dosyanın yargılama aşaması kaldığı yerden devam edecektir.
Mala zarar verme suçunun nitelikli hali uzlaşmaya tabi değildir. Taraflar arasında uzlaşma gerçekleşse dahi yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.
Mala zarar verme suçunun temel halinin üst sınırı nedeniyle görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Dava, suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemesinde görülecektir.
Tazminat davasının konusu, haksız eyleme uğrayan kişinin haksız eylem nedeniyle uğradığı zararların tazmin edilmesi talebinde bulunmasıdır. Mala zarar verme suçu işleyen kimseye karşı mağdur tazminat davası açabilecektir.
Tazminat, zararların giderilmesi talebi olup zenginleşme aracı değildir. Bu nedenle mağdur yalnızca uğradığı maddi ve manevi zararların tazminini talep edebilecektir. Örneğin; mağdurun köpeği öldürülmüş ise mağdur, failden maddi ve manevi zararların ödenmesini talep edecektir.
Tazminat davası açmak isteyen mağdurların bilmesi gereken nokta asliye hukuk mahkemelerinde dava açılabileceğidir. Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir, dava dilekçesinde mala zarar verme davasının görüldüğü ceza dosyası bilgilerinin de belirtilmesi gerekmektedir.
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
MÜŞTEKİ: Ad Soyad (TC Kimlik No)
Adres
VEKİLİ: Av. Ad Soyad
Adres
ŞÜPHELİ: Ad Soyad
Adres
SUÇ: Mala zarar verme suçu, tehdit
SUÇ TARİHİ: …/…/…
KONU: Şüpheli hakkında işlediği suç nedeniyle soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması talepli şikayet dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR:
1-) Müvekkil, …/…/… tarihinden bu yana … adresinde ikamet etmektedir. Müvekkilin ikamet ettiği apartman önünde yasal olarak park etme hakkı bulunmakta ve adreste ikamet ettiği günden bu yana aracını apartman önüne park etmektedir.
2-) Şüpheli, yaklaşık 4 ay önce kadar apartman altına çiğ köfte satan bir dükkan açmış ve müvekkilin dükkanının önüne aracını çekmemesi konusunda tehditlerde bulunmuştur. Müvekkil ise apartman önüne aracını park etmesin herhangi bir yasal sakıncası olmadığını ve park etme konusunda yasal hakkının bulunduğunu belirtmiştir. Taraflar arasında o gün ufak bir tartışma yaşanmış ve müvekkil ise tartışma daha fazla uzamasın diye aracını başka bir dükkan önüne çekmiştir.
3-) Müvekkil, şüpheli ile yaşadığı tartışmadan bu yana bir daha şüphelinin dükkanının önüne aracını park etmemiştir. Ancak buna rağmen şüpheli, …/…/… tarihinde müvekkilin aracının sileceklerini sabah saat 08:15’te kırmıştır. Müvekkil, şüphelinin kırdığını ise apartmanın güvenlik kayıtlarını izlediğinde tespit etmiştir.
4-) Şüphelinin müvekkilin aracının sileceği sildiğine dair video ve fotoğraf görüntüleri şikayet dilekçe ekindedir.
HUKUKİ SEBEPLER: TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER: Tanık, video kaydı, fotoğraf görüntüleri ve ilgili her türlü yasal delil.
SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheli hakkında soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımla vekaleten talep ederim.
Müşteki Vekili
Av. Ad Soyad
İmza
Sanıklar, müştekinin bahçesine giderek alacak-verecek meselesi nedeniyle konuşmaya başlamış ve dosyaya konu olay bu bahçede gerçekleşmiştir. Sanıklar mala zarar verme, tehdit ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında ilk derece mahkemesi beraat kararı vermiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde olayın meydana geldiği bahçenin konumunun tespit edilmesi, müştekiye ait bahçenin ev eklentisi olup olmadığına dair keşif icra edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/4621 Esas, 2019/6848 Karar)
Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuk mahkemesinde mala zarar verme suçundan adli para cezası verilmiş, hırsızlık suçundan da mahkumiyet kararı verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf mahkemesi, cezanın nitelik ve niceliğine göre istinaf kanun yoluna başvurulamaz nitelikte olduğunu belirtmiş, ret kararı vermiştir.
İlk derece mahkemesinin mahkumiyet kararı vermesindeki gerekçe arabanın dış yüzeyinden alınan parmak izinin suça sürüklenen çocuğa ait olmasıdır. İstinaf mahkemesi, hırsızlık suçundan mahkumiyeti yerine beraat kararı verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkumiyet için yalnızca parmak izinin yeterli olmadığını belirtmiş ve suça sürüklenen çocuğun babasının şirketine ait broşürleri diğer çalışanlarla birlikte dağıttığı ve suça sürüklenen çocuk hakkında yeterli delillin olmadığı belirtilmiştir. İstinaf mahkemesinin vermiş olduğu kararda, mala zarar verme suçuna ilişkin beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilerek kanun yararına bozma isteminde bulunulmuştur.
Yargıtay dosya incelemesinde, yerel mahkemenin hırsızlık suçundan vermiş olduğu mahkumiyet kararının kaldırılması gerektiğine ve mala zarar verme suçundan beraat yerine mahkumiyet kararı verilmesini doğru bulmamıştır. Kanun yararına bozma istemi yerinde görülerek mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/10595 Esas, 2019/6760 Karar)
Dosyaya konu olan olayda, sanıklar ile maktulün olay günü evlerine doğru pompalı av tüfeği ile ateş etmiştir. Sanıklar, suça sürüklenen çocuğu da yanına alarak maktulü takip etmiş ve suça sürüklenen çocuk yardımıyla maktulü öldürmüşlerdir.
Ağır ceza mahkemesi tarafından sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında kasten öldürme, suça yardım, mala zarar verme suçlarından yargılanmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından suça sürüklenen çocuk ve sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf başvurusunun esastan reddine kararı verilmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde, suça sürüklenen çocuğa yönelik olarak haksız tahrik teşkil edecek veya maktulden kaynaklı bir davranış ile maktule ateş edildiğine dair bir hareket olmadığından suça sürüklenen çocuk hakkında eksik ceza tayin edildiğini belirtmiştir. Tüm bu nedenlerle Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülerek bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2019/359 Esas, 2019/2182 Karar)
Suçun işlendiği tarihte, mağdurların aracı köy yakınında gece vakti mahsur kalmış, mağdur köy kahvesine gelerek aracın çekilmesi için uygun traktör olup olmadığını sormuştur. Sanıklardan birisi mağdurun bu köyde gece vakti ne işi olduğunu sormuş, mağdur seyyar satıcı olduğunu söylemiştir. Sanık, mağdurun köyde evli bir kadın ile ilişkisi olduğuna dair söylenti çıktığını bildiğinden mağdura kızgın tavır sergilemiştir. Sanıklar mağduru darp etmiş, köy çeşmesindeki suya sokup ıslatmış ve mağduru sandalyeye oturtup hareket etmemesini söylemiştir.
Sanıklar, mağdurun aracının bulunduğu yere gitmiş, diğer mağduru araçtan alıp köy meydanına getirmiş üzerinden cep telefonunu alarak sopa ve sandalye ile darp etmiştir. Mağdurlar, sanıklardan şikayetçi olmuş ve köye Jandarma ekibi gelmiştir. Jandarma tarafından mağdura ait olan araç içerisinde cep telefonunun yakılmış olarak bulunduğunu belirtmiştir.
Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından yağma, yaralama, mala zarar verme ve hürriyeti tahdit suçlarından yargılama yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından kurulan mala zarar verme suçundan beraat ve hürriyeti tahdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay, dosya incelemesinde sanıkların eylemlerinde yağma suçunu ve hürriyeti tahdit suçunu oluşturduğunun gözetilmeden karar verildiğini belirtmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğü, yeterli olmayan gerekçe ile hüküm kurulduğunu belirtmiştir. Tüm bu nedenlerle Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı yerinde görülerek bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/2963 Esas, 2019/2307 Karar)
Müşteki, iş yerini akşam saat 21:30’da kilitleyerek kapatmış, ertesi gün sabah saat 06:30’da açmıştır. Müşteki sabah dükkana geldiğinde hırsızlık olduğunu anlamıştır. Bunun üzerine müşteki şikayetçi olmuştur. Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık, iş yerinin dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme suçlarından çocuk mahkemesinde yargılama yapılmıştır.
Suça sürüklenen çocuk hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay dosya incelemesinde, suça sürüklenen çocuğun eyleminin gece vakti gerçekleştirdiğine ilişkin şüphe bulunduğunu belirtmiştir. Şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği sanığın suçu gündüz vakti işlediğini kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkeme tarafından verilen karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/619 Esas, 2019/4766 Karar)
Olay günü şüphe üzerine sanığın kamyoneti durdurulmuştur. Sanığın kamyonetinin arka kasasında aynı gün çalınan … Boru Hattından çalınan 4380 litre yakıt ele geçirilmiştir. Sanık ise kamyoneti kendisi kullanılması için kendisine verildiğini, ancak kamyoneti veren kişinin kimliği tespit edilememiştir.
Sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi, kamu malına zarar verme suçlarından ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan mahkumiyet, kamu malına zarar verme suçundan beraat kararı verilmiştir. Yerel mahkemenin vermiş olduğu karar karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin suç vasfında yanılgıya düşüldüğünü belirtmiştir. Sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğunu ve bu nedenle sanık hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulması gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle sanık hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulması, kamu malına zarar verme suçundan ise beraat kararı verilmesi gerektiğinden mahkemenin vermiş olduğu karar doğru bulunmamıştır. Tüm bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/44 Esas, 2019/6707 Karar)
Katılan olay günü saat 15:25’te evinin pencerelerini kapatmış ve giriş kapısını kilitleyerek evden ayrılmıştır. Katılan eve 17:30’da anahtarla kendi imkanlarıyla kapıyı açmaya çalışmış, kilit göbeklerinin kırık olduğunu fark etmiştir. Ancak yine de kendi imkanlarıyla kilit göbeğini açmış ve kilit göbeklerini çilingir vasıtasıyla yaptırmıştır.
Sanık hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay, dosya incelemesinde mala zarar verme suçuna ilişkin bozma talebine iştirak etmediğini belirtilmiştir. Katılanın giriş kapısını çilingir vasıtasıyla yaptırması ve giriş kapısına kendi imkanıyla girmiş olmasının mahkeme tarafından gözetilmediği belirtilmiştir.
Mahkeme tarafından sanıkların neden olduğu yargılama giderlerinden ayrı ayrı ve eşit olarak sorumlu tutulması gerektiği ve yargılama giderlerine ait tahsilatın müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle mahkeme kararına ilişkin düzeltilerek onama kararı verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/1235 Esas, 2019/6775 Karar)
Sanık, suç tarihinde katılanların temizlik işçisi olarak görev yapmaktadır. Sanık … Araştırma Hastanesindeki odalarda bulunan iki bölmeli dolaba zarar vererek açmış ve katılanlara ait olan çantaları çalmıştır.
Sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın işlediği suçun iddianamede kamu malına zarar verme suçundan dava açıldığı ve hastanenin katılma hakkı bulunduğunu belirtmiştir. Bu nedenle hastanenin katılma hakkı bulunmasına rağmen davadan haberdar edildiğine dair bilgi ve belgeye rastlanılmadığı tespit edilmiştir. Hastaneye usulüne uygun olarak tebligatın yapılması gerektiği belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/6791 Esas, 2019/6770 Karar)
Somut olayda, suça sürüklenen çocuk, okula ait bilgisayar ve kayıt cihazlarını çalmış ve okulda sayman olarak görev yapan katılanın da çantasından şahsi gözlüğünü çalmıştır. Aynı zamanda katılan tarafından işletilen kantinden de 250,00 TL ve DVD cihazı çalınmıştır.
Suça sürüklenen çocuklar hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma, kamu malına zarar verme, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından yargılama yapılmıştır. Suça sürüklenen çocuklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay, suça sürüklenen çocuğun işlemiş olduğu hırsızlık suçunda mağdur sayısı kadar hırsızlık suçunu işlediğinin kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme tarafından tek suç olarak ceza verilerek suça sürüklenen çocuk hakkında eksik ceza tayin edildiği belirtilmiştir.
Ancak ceza sürelerinin aynı olmasından kaynaklı olarak bozma nedeni yapılmayarak hırsızlık suçundan kurulan hükme karşılık onama kararı verilmiştir. Bunun yanında fiili işlediği sırada 18 yaşını bitirmeyen çocuk hakkında sosyal inceleme raporu alınmadan hüküm kurulması hukuka uygun bulunmamıştır. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık olarak bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2017/3428 Esas, 2019/6754 Karar)
Olayda, suçun işlenildiği tarihte sanık ve suça sürüklenen çocuk müştekinin sokakta park ettiği aracın kapısını zorlayarak açmıştır. Aracın kapısının açılmasından sonra kontak kısmı zorlanılmış ve düz kontak yapılmaya çalışıldığı esnada etraftan kişiler geldiği için araba çalıştırılamadan kaçmışlardır.
Sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanık ve suça sürüklenen çocuğun eyleminin hırsızlık suçu ile mala zarar verme suçunun konusunun aynı olması nedeniyle hukuki yararın tek olduğunun mahkeme tarafından gözetilmediğini belirtmiştir. Bu nedenle sanık ile suça sürüklenen çocuk hakkında ayrıca mala zarar verme suçundan da cezalandırılmasına gerek olmadığına karar verilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkeme tarafından kurulan hükme karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/1916 Esas, 2019/6753 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından silahla tehdit, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, mala zarar verme suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet ve mala zarar verme suçundan ise ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Suçun işlendiği tarihte sanık, silahla havaya ateş açmıştır. Sanık silahla ateş açması nedeniyle katılana ait olan kıraathanenin camlarının kırılmasına neden olmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin mala zarar verme, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarını oluşturarak fikri içtima hükmünün uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle sanık hakkında genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği, sanık hakkında da mala zarar verme suçundan karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği de kararda eklenmiştir.
Mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık ceza verilmesine yer olmadığı kararının çıkartılarak karar verilmesine yer olmadığı ibaresi eklenerek karar düzeltilmiştir. Bu bağlamda mahkemenin kararı hakkında onanma kararı verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/51055 Esas, 2019/5951 Karar)
Suçun işlendiği tarihte müşteki aracını gece park etmiş ve sabah saat 08:00’de olayı fark etmiştir. Sanık ise suçu saat kaçta işlediğine dair bir bilgi vermemiştir. Bu nedenle mahkeme tarafından sanığın suçu gündüz işlediği kabul edilmiştir.
Sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçundan asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın eylemine uyan cezanın alt ve üst sınırına göre 8 yıllık asli zamanaşım süresinin dolduğunu belirtmiştir. Dava zamanaşım süresi, sanık hakkında verilen mahkumiyet kararı olan 11.06.2008 tarihinden bu yana geçmiş olduğu belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle kamu davalarının zamanaşım nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir. (Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/297 Esas, 2019/4407 Karar)
Müşteki, olay günü aracını sokağa park etmiş ve kilitlemiştir. Suça sürüklenen çocuk ise park edilen aracı tornavida ile kelebek camını kırmış ve kapıyı açmıştır. Suça sürüklenen çocuk araç içerisindeki teybi ve dikiz aynasını almıştır.
Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından çocuk mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Suça sürüklenen çocuk hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, suça sürüklenen çocuğun eyleminin Türk Ceza Kanunu’nun 142. Maddesindeki tanımlanan hırsızlık suçu oluşturduğunu belirtmiştir. Mahkeme tarafından suçun vasfında ve niteliğinde yanılgıya düşüldüğünü belirtmiştir. Ancak her iki bentteki cezaların aynı olması nedeniyle itirazlar yerinde bulunmamıştır. Mahkemenin kararına karşılık onanma kararı verilmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2018/891 Esas, 2019/6227 Karar)