Kişinin hatırasına hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Kişilere Karşı Suçlar kısmında Şerefe Karşı Suçlar bölümünde 130. maddesinde düzenlenmiştir. Korunmak istenen hukuki değer, ölen kimsenin hatırasıdır. Kişinin hatırasına hakaret suçunda iki eylemin cezalandırılacağı belirtilmiştir:
Kişinin hatırasına hakaret suçunda bir kimsenin ölenin hatırasına hakaret etmesi suçunda en az üç kişiyle ihtilat etmesi gerekmektedir. İhtilatın sözlük anlamı karşılaşıp görüşme anlamı taşımaktadır. Kişinin hatırasına hakaret suçunun işlenebilmesi için ölen hakkında edilen hakaret en az üç kişi ile görüşülmeli, en az üç kişinin hakareti duymuş olması gerekmektedir.
Kişinin hatırasına hakaret suçunun işlenebilmesi için en az üç kişi ile yüz yüze görüşülmesi şartı bulunmamaktadır. Ölen kimseye hakaret; sesli mesaj, video, mesaj, mektup ya da e-mail gibi iletilerle de en az üç kişinin bilmesinin sağlanması ile de suç işlenmiş olacaktır. Ölen kimseye yapılan hakaret en az üç kişiye ulaşmaması halinde, kişinin hatırasına hakaret suçu işlenmiş olmayacaktır.
Türk Ceza Kanunu’nun 131. maddesinin ikinci fıkrasında, kişinin hatırasına hakaret suçunda şikayet hakkının kimler tarafından kullanabileceği düzenlenmiştir. İlgili maddede, ölen kimsenin ikinci dereceye kadar üstsoyu veya altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayet hakkının kullanabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, şikayete tabi suçlar arasında yer almaktadır. Şikayet hakkı, fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 ay süre içerisinde kullanılmaktadır. Şikayete tabi bir suç olması nedeniyle şikayet hakkının geri alınması halinde, ceza davası düşecektir.
Ancak bilinmesi gereken önemli olan diğer husus ise kişinin hatırasına hakaret suçunun kamu görevlisine görevi nedeniyle işlenmesi halinde şikayete tabi olmadığını belirtmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun 131. Maddesinin ilk fıkrasında kamu görevine kamu görevi nedeniyle kişinin hatırasına hakaret suçunun işlenmesinin şikayete tabi olmadığı belirtilmiştir. Bu halde işlenen suç, savcılık tarafından resen soruşturulacaktır. Mağdurun şikayetçi olmadığını bildirmesi ya da sonradan şikayetini geri çekmesi halinde yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.
Kişinin hatırasına hakaret suçu, uzlaşmaya tabi suçlar arasında yer almaktadır. Savcılık soruşturma aşamasında, mahkeme kovuşturma aşamasında dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderecektir. Tarafların uzlaşması halinde dosya uzlaşma nedeniyle sona erecektir. Uzlaşma, yargılamanın her aşamasında sağlanabilir.
Kişinin hatırasına hakaret suçunda, zamanaşım süresi 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren kanuni süre içerisinde dava açılmaz ya da dava açılsa da süre içerisinde sona ermez ise dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşecektir.
Kişinin hatırasına hakaret suçundan görevli mahkeme, asliye ceza mahkemesidir. Dava, suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemesinde görülecektir.
Dosyaya konu olan olayda …’un vefatı nedeniyle haber sitelerinde aynı başlık ile haber yapılmış ve haberde “Dolandırıcılıktan sabıkası olduğu öğrenilen … av tüfeğiyle sırtından vurularak öldürüldü” olarak belirtilmiştir.
Şirket sorumlusu olan şüpheli ve diğer şüpheliler kişinin hatırasına hakaret suçu nedeniyle savcılık tarafından soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Savcılık tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilmiş, itiraz mercii sulh ceza hakimliği de itirazın reddine kararını vermiştir. İtirazın reddi kararına karşılık Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozma istemi ile başvuruda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde dosyaya konu olan haber içeriğinde yer alan ifadeleri rahatsız edici bulunmuş ve haber başlığı Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında ifade özgürlüğü bakımından değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Şüpheliler tarafından yapılan haberde, somut bir olgu işaret edilmiş, haber içeriğindeki bilgilerde diğer kişileri aldatma amaçlanmamış ve buna dair bir delil bulunmamıştır. Yargıtay, söz konusu haberde, okuyucunun ilgisinin çekilmesi amacıyla bu tarz bir ibare kullanıldığını belirtmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında da yer aldığı üzere gazetecilerin bir dereceye kadar abartma hakkına sahip olduğunu ve haberde yer alan ibarenin kişinin şeref, onur ve haysiyetini zedeleyecek boyutta olmadığı belirtilmiştir. Söz konusu haber, eleştiri niteliğinde olduğundan savcılığın verdiği takipsizlik kararı ile savcılık kararı adına verilen itiraz talebinin reddi yerinde bulunmuştur. Tüm bu nedenlerle Yargıtay, kanun yararına bozma isteminin reddine dair kararı oy birliği ile vermiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/6059 Esas, 2018/4027 Karar)
Kişinin hatırasına hakaret suçuna ilişkin eylem, sanığın ölenlerden birisine küfür ederek tekme attığı olarak iddianamede belirtilmiştir. Kişinin hatırasına hakaret suçu nedeniyle sulh ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Yargılama neticesinde sanık hakkında beraat kararı verilmiştir. Beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, kişinin hatırasına hakaret suçunun takibinin şikayete bağlı bir suç olduğu belirtilmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun 131. Maddesinin ikinci fıkrasında mağdur olan kişinin şikayet hakkını kullanmadan ölmesi veya suç ölen kişinin hatırasına hakaret etmesine karşılık işlenmiş ise ölen kişinin ikinci dereceye kadar yakınları tarafından şikayet etme hakkının olduğunu belirtmiştir. Ancak kanunda belirtilen kişiler tarafından şikayet hakkının kullanılmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi yerine kamu davasının düşmesine kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle kişinin hatırasına hakaret suçundan dolayı sanığın beraatine olan kısım hükümden çıkarılmış ve kamu davasının düşmesine ibaresi yazılarak düzeltilerek onanma suretiyle karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/6463 Esas, 2015/5765 Karar)
Dosyaya konu olan olayda sanık ile yeğeni olan katılan arasında sınır nedeniyle uyuşmazlık çıkmıştır. Sanık, katılana yönelik olarak ”Sen o… çocuğusun, senin annen kırk kocalı, senin baban F… değil, senin asıl baban H..’dir” demiştir. Bu nedenle yerel mahkemede sanığın eyleminin onur, şeref ve saygınlığı rencide edici nitelikte olduğu ve katılanın annesi ve katılanın ölü olan babasına hakaret ettiğinden bahisle hakkında kamu davası açılmıştır.
Sulh ceza hakimliği tarafından hakaret ve kişinin hatırasına hakaret suçundan yargılama yapılmıştır. Mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen hükme karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanığın tek eyleminin birden fazla suç oluşturduğu ve fikri içtima hükümleri uyarınca cezası ağır olan suçtan hüküm kurulması gerektiğini belirtmiştir. Ancak hakaret ve kişinin hatırasına hakaret suçunun cezasının aynı olması nedeniyle aynı suç içinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle verilecek olan cezanın artırılması gerekirken her iki suçtan ayrı ayrı mahkumiyet kurulması hukuka aykırı bulunmuştur. Bu nedenle kanuna aykırı olarak verilen hükmün bozulmasına kararı oy birliği ile verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/39895 Esas, 2014/35289 Karar)