Tahliye davası, kiraya verenin kiracının kiraya verdiği taşınmazdan kanunda belirtilen nedenlerle boşaltılması için açmış olduğu davadır. Tahliye davasına ilişkin hükümler Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmekle beraber İcra İflas Hukuku’nda da düzenleme mevcuttur. Tahliye davası, kira sözleşmesini sona erdirerek kiracının taşınmazı tahliye etmektedir.
Kira sözleşmesi, belirli veya belirsiz süreli olmak üzere düzenlenebilmektedir. Belirli sözleşmenin süresinin sona ermesi halinde sözleşme sona erecektir. Belirli süreli sözleşme süresinin bitiminden en az 15 gün önceden bildirim bulunmaz ise sözleşme aynı koşullarla 1 yıl uzatılmış sayılacaktır. Belirsiz süreli kira sözleşmesi, daha uzun veya başka bir fesih dönemi kararlaştırılmış olmadıkça yasal fesih dönemine uyarak sözleşme feshedilebilecektir.
Bildirim yoluyla tahliye talebi, Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesinde düzenlenmiştir. Kira sözleşmesinin 10 yıllık uzama süresinin sonunca kiraya veren, her uzamana yılının bitiminden en az 3 ay önce bildirimde bulunarak sözleşmeye son verebilecektir.
Dava yoluyla tahliye talebinde bulunma, kiraya verenden ve kiracıdan kaynaklanan sebepler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 350. maddesi ve 352. maddeleri arasında tahliye talebinde bulunulması için nedenler hüküm altına alınmıştır.
Kiracı, kira borcunu ifa etmez ise yazılı olarak kiraya veren kiracıya süre (en az 30 gün süre) verebilir ve bu sürede ifa etmez ise sözleşmenin feshedileceği belirtilecektir. Kiracı, kendisine verilen süre içerisinde kira bedelini ödemez ise, kiraya veren temerrüt nedeniyle tahliye davası açabilir.
Tahliye davasının şartları kanunda belirtilmiştir. Kiraya verenden kaynaklanan nedenler ve kiracıdan kaynaklanan nedenler olmak üzere şartlar ikiye ayrılmaktadır.
Gereksinim, yeniden inşa ve imar:
Yeni malikin gereksinimi:
Tahliye davasında görevli mahkeme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesine göre kiralanan taşınmazların tüm uyuşmazlıklarına dair davalarda sulh hukuk mahkemesidir. Ancak ilamsız icra yoluyla tahliye talepli davalar hariç olmak üzere görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.
Tahliye davasında yetkili mahkeme, taşınmazın bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesidir. Ancak tahliye davası, taşınmazın aynına ilişkin olmadığından taşınmazın bulunduğu yer, kesin yetkili mahkeme değildir. Davalının yerleşim yeri ya da sözleşmenin ifa edileceği yerde de dava açılabilir.
Tarafların tacir olmaması halinde şahsi kişiler yetki sözleşmesi ile kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme belirleyemeyeceklerdir.
Tahliye davasında harç, nisbi harca tabidir. Tahliye davası açılırken yıllık kira bedeli üzerinden nisbi oranda dava harçları alınacaktır.
Her dava mahkemenin iş yoğunluğu, delillerin toplanması, adli tatil, duruşma aralıklarının uzunluğuna göre dava süresi de değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle tahliye davasının ne kadar sürede sona ereceğine dair kesin bir süre verilemez.
Tahliye davası sonucunda mahkeme tarafından davanın kabulüne ve kiracının tahliyesi yönünde karar vermesi halinde kiraya veren, kiracı aleyhine ilamlı icra takibi başlatabilecektir. Kiraya veren, mahkemenin vermiş olduğu ilam ile birlikte icra takibi başlatarak kiracının taşınmazdan çıkarılmasını talep edebilecektir.
Taşınmazın tahliyesi yönünde verilmiş bir karar, taşınmazın ayni haklarına dair hüküm olmadığından karar kesinleşmeden icra takibine konulabilecektir. Kiracı, ilamlı icra takibine karşı itiraz ederek icra takibini durduramayacaktır.
İSTANBUL ( ). SULH HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI: Ad Soyad (TC Kimlik No:…)
Adres
VEKİLİ: Av. Ad Soyad
Adres
DAVALI: Ad Soyad (TC Kimlik No: …)
Adres
KONU: Tahliye talepli dava dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR:
1-) Davacı müvekkilin sahibi olduğu konut üzerinden kiracı davalı ile kira sözleşmesi düzenlenmiştir. İlgili sözleşme …/…/… tarihinde aylık 2.000,000 TL bedel olmak kaydıyla taraflar arasında anlaşma sağlanmıştır.
2-) Ancak taraflar arasındaki kira sözleşmesinin süresi sona ermeye yakın olan …/…/… tarihinde, noterlik tarafından kira sözleşmesinin yenilemeyeceği bildirilmiş, sözleşme süresinin sona erdiği gün davaya konu olan yerin tahliye edilerek anahtar teslimi ihtarında bulunulmuştur.
3-) Kira sözleşmesinden ileri gelen hükümlere uymamış olduğundan sözleşme hükümlerini ihlal etmiştir.
SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda belirtilen ve gerekçelendirilen nedenlerle; sözleşmenin feshi ile taşınmazın tahliyesine karar verilmesini vekaleten talep ederim.
Davacı Vekili
Av. Ad Soyad
İmza
Davacı, davalı vakıf ile arasında 01.02.2010 başlangıç tarihli 10 yıl süreli aylık 100.000 USD+KDV bedelli kira sözleşmesi imzalamıştır. Ancak 2012 yılı Eylül ayında davalının kira bedelini ödememesi nedeniyle icra müdürlüğünde davalı aleyhine icra takibi başlatılmıştır. Davalılar ödeme emrine süresi içerisinde borca itiraz etmiştir. Davacı yasal 30 günlük süre içerisinde kira bedeli ödenmediğini belirterek davalıların itirazın iptali ile aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi yönünde kiralananın tahliyesi davası açmıştır. Davalılar, davacının açmış olduğu davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme tarafından yapılan incelemede Eylül ayına ait olan kira bedelinin muaccel olmadan önce takibe konulduğu ve borcun ödenmesi için 30 günlük süre verilmediği tespit edilmiştir. Davaya konu olan Eylül ayı kira bedelinin diğer ödenmeyen kiralarla birlikte toplanarak ödeme takvimine bağlandığı ve ödemenin bu çerçevede yapıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık yapmış olduğu incelemede bilirkişi raporu alınarak temerrüt nedeniyle tahliye şartının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, dava tarihi sonrası yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınması yönünde hüküm kurulmadığından mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından bozma kararına karşılık karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Karar düzeltme talebine istinaden yapılan incelemede, kira sözleşmesinde, kira bedelini net olarak her ayın 1. Günü kiraya verenin kestiği fatura karşılığında o ayın sonuna kadar banka hesabına yatıracağı düzenlendiğinden 2012 yılı Eylül ayı kira bedeli takip tarihinde talep edilebilir olmadığı, bu nedenle davanın reddine dair verilen kararın zuhulen bozulduğundan davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/4079 Esas, 2020/601 Karar)