İlgilinin rızası, Türk Ceza Kanunu’nda hukuka uygunluk sebebidir. Failin eylemi, hukuka uygunluk nedenlerinden biri olan ilgilinin rızası nedeniyle fail ceza almayacaktır. Ancak her eylem, her hareketten mağdur olan kişinin rızasının olması ile hukuka uygun sayılmayacaktır.
Türk Ceza Kanunu’nun 26. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir:
“Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.”
İlgili maddeden de anlaşıldığı üzere hukuken kişinin üzerinde tasarruf etmesine imkân tanınan bir hakkı için vermiş olduğu rıza beyanı sonucu ortaya çıkan fiilden dolayı, rızayı alan kişinin hukuka uygun olarak hareket etmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. İlgilinin rızası olması halinde failin fiili suç olmaktan çıkacaktır.
Ancak burada maddede dikkat edilmesi gereken temel husus, ilgilinin eylem için vermiş olduğu rızanın geçerli olup olmamasıdır. Örneğin hukuk düzenince yasaklanmış olan kişinin kendisine zarar verme eylemi için bir başka kişiye bu eylem için izin vermesi bu madde kapsamına girmeyecektir.
Çünkü kişinin burada üzerinde tasarruf edebileceği bir hakkı bulunmamaktadır. Devlet, kişiyi kendisinden dahi korumakla yükümlü olduğu için rızayı alan kişinin bu eylemi hukuka uygunluk sebeplerinden yararlanmayacaktır.
Dosyaya konu olan olayda hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları nedeniyle yargılama yapılmıştır. Dosyada geçen olayda, sanık borcu nedeniyle mahkeme tarafından katılanın dairesine ait kira borcunun ödenmesine ve tahliye edilmesi kararı çıkarılmıştır. İlgili icra müdürlüğü tarafından katılan vekilinin talep etmesi ile evdeki eşyaların haczine ve yediemin olarak katılanın vekiline teslim edilmesine karar verilmiştir.
Sanığa icra müdürlüğü tarafından “ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde hacizli malları teslim almanız, almadığınız takdirde satışının gerçekleştirileceğine dair” ihtarda bulunulmuştur. Bunun üzerine sanık, suç tarihinde katılana ait daireye çilingir marifetiyle girmiş ve hacizli eşyaları almış ve yeni anahtarı apartman yöneticisine teslim etmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığa ait olan taşınır malın rızası olmaksızın bulunduğu yerden alınması olduğunu belirtmiştir. İlgilinin rızası her ne kadar hukuka uygunluk nedeni ise de sanığın suçu işlemede kastı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu kast olmadığından verilen beraat kararına karşılık onama kararı verilmiştir. (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/11522 Esas, 2018/1955 Karar)
Dosyada, hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali nedeniyle yargılama yapılmıştır. Suça sürüklenen çocuklardan müşteki, şikayetçi olmuş ve müştekinin şikâyet konusu, müştekinin bahçesindeki kiraz ağaçlarından kiraz yemek ve kiraz yerken ağaçların dalını kırması nedeniyle gerçekleşen hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlalidir. Mahkeme, suça sürüklenen çocuklar hakkında mahkumiyete karar vermiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde suça sürüklenen çocuklar hakkında verilen mahkûmiyet kararını doğru bulmamıştır. Dosyanın 11.10.2012 tarihli duruşmasında müşteki, ağaca zarar verilmesinden önce evin yanındaki bulunan bahçede bulunan ağaçlardan komşuların faydalanmasına müsaade ettiğini ifade etmiştir.
Suça sürüklenen çocukların müştekinin konutunun eklentisi olan bahçeden gündüz saatlerinde girmesi fiili, ilgilinin rızası hukuka uygunluk nedeninin mevcut olduğundan beraat kararı verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu mahkûmiyet kararı Yargıtay tarafından bozulmuştur. (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2014/16390 Esas, 2015/3661 Karar)
Oto hırsızlık olayı ile ilgili olarak bir araç üzerinde inceleme yapılmış ve inceleme sonucunda elde edilen biyolojik bulguların tespiti ve müştekiden alınan kan ile karşılaştırma yapılması için genetik moleküler inceleme kararı verilmesi adına İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı talebi, reddedilmiştir.
Müştekinin rızasının bulunması halinde, herhangi bir emir ya da karara gerek duymaksızın delil mukayesesi için herhangi bir karara gerek olmadığı mahkeme tarafından talep bu gerekçe ile reddedilmiştir. Bunun üzerine Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemi ile dosya Yargıtaya gelmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde, ilgilinin rızasının bulunması halinde hukuka uygunluk olduğunu belirtmiştir. Vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnek alınması işleminde kişinin rızasının bulunması halinde hâkim ya da mahkemeden ya da Cumhuriyet savcısından herhangi bir karar alınmasına gerek olmadığının kanun maddesinde düzenlendiği belirtilmiştir.
Örneklerin mağdura ait olup olmadığının tespiti için CMK madde 78 ve 79/1 uyarında mutlaka hâkim kararının alınması gerektiği de düzenlenmiştir. Bu nedenle mağdurdan alınan kan örneği ile suç konusu araçtan elde edilen bulguların karşılaştırılması için hâkim kararına gerek olduğu belirtilerek mahkeme kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2012/17565 Esas, 2012/17565 Karar)