Alacaklı, vadesi gelmiş para alacağına dair ihtiyati haciz kararı talep edebileceği gibi vadesi gelmemiş para alacağı adına da başvuruda bulunabilecektir. İİK 257’de de belirtilmiş olduğu üzere; alacaklı rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş olan para borcunu kanıtlaması halinde ihtiyati haciz kararı talebinde bulunabilecektir. Vadesi gelmemiş para borcuna ihtiyati haciz talep edebilmek ister ise;
Borçlunun mallarına ihtiyati haciz kararının verilmesi sonrasında alacaklı dava veya icra takibi açar ve sonucunda haklı bulunur ise tedbir konulan mallar icra dairesi tarafından satışa çıkarılacaktır. Satılan malların bedeli üzerinden alacaklının alacak bedeli ödenecektir.
Alacaklı, mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermesinden itibaren 10 gün içerisinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemelidir, başvurmaz ise karar kendiliğinden kalkacaktır. (İİK madde 261)
Karar, ancak mahkeme kararıyla mümkündür, alacaklı ihtiyati haciz kararı verilmesi için hazırlamış olduğu dilekçe ile yetkili ve görevli mahkemeye başvuruda bulunmalıdır. Mahkeme talebi değerlendirmesini dosya üzerinden gerçekleştirebilecek, duruşma yapmadan karar verebilecektir. İhtiyati haciz kararına dair yargılama, basit yargılama usulüne tabidir. Bu nedenle kısa sürede sonuçlanacak, mahkeme duruşmasız da karar verebilecektir.
Teminat, alacaklının ileride haksız çıkması nedeniyle borçlunun ve 3. kişinin uğrayacağı zararları karşılamak için alınmaktadır (İİK madde 259). Mahkemelerde genellikle alacağın yatıracağı teminat oranı %10-%15 oranındadır. Alacak bir ilamdan kaynaklanıyor ise teminat göstermesi gerekmemektedir. Ancak ilam niteliğinde bir belge olması halinde alacaklının teminat yatırıp yatırmaması konusunda mahkeme takdir edecektir (İİK madde 259/3). Alacaklının borçlu aleyhine başlatmış olduğu icra takibinin kesinleşmesinin ardından teminat olarak yatırdığı değeri geri alabilecektir.
Kanunda yer almamakta fakat uygulamada çok fazla karşılaşılmaktadır. Alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunurken alacak miktarının yüksek olması nedeniyle alacak miktarından daha düşük değerde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmektedir. Nedeni ise alacaklının tüm alacağı üzerinden hesaplanacak olan teminat değerinin yüksek olması ve daha düşük miktardaki bedelden teminat yatırabilmesidir.
Borçlu aleyhine icra takibi açılması sonrasında veya takibe itiraz edilmiş olması halinde ihtiyati haciz kararı alınabilmektedir. Yargıtayın yerleşmiş kararlarında da ihtiyati haciz kararının takip sonrasında veya takibe itiraz halinde tedbir mahiyetinde alınabileceği ve haciz kararı alınarak icra takip dosyasında uygulanacağı belirtilmiştir.
Mahkemenin vermiş olduğu ihtiyati haciz kararına itiraz etmek mümkündür. İİK madde 265’e göre, haciz tutanağına dair tebligatın gerçekleşmesinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz edilebilmektedir. İtiraz gerekçesi olarak;
Mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık borçlu ve menfaati ihlal edilen 3. kişinin itiraz etmeye hakkı bulunmaktadır. Mahkemeye ihtiyati haciz kararının usulüne ilişkin nedenler sürerek itiraz hakkı bulunmaktadır. Borçlu İİK madde 265’te belirtilen sebeplere dayanarak itiraz edebilir, alacaklının alacağa dair sunmuş olduğu nedenlere itiraz edemez.
İhtiyati haciz kararı veren mahkemeye itiraz edilmektedir. Mahkeme, itirazı değerlendirerek kabul veya reddetmektedir. İtiraz üzerine mahkeme duruşma günü vererek her iki tarafı dinleyerek itiraz reddini haklı görür ise kararını değiştirebilir veya tamamen kaldırabilecektir (İİK madde 265/4). Mahkemenin itiraz üzerine vermiş olduğu karara karşılık istinaf yolu açıktır. İstinafa başvurması halinde ihtiyati haciz kararın icrasını durdurmayacaktır.
Alacaklı, icra takibi başlatmadan veya dava açmadan önce mahkeme tarafından ihtiyati haciz kararı almış ise kararın alacaklıya tebliğden itibaren 7 gün içerisinde dava açmalı veya icra takibi başlatmalıdır. Eğer borçlu, icra takibine itiraz etmez ve takip kesinleşir ise kendiliğinden kesin hacze dönüşecektir.
Borçlu ihtiyati haciz kararının kaldırılması amacıyla 2 yola başvuruda bulunabilmektedir;
Yer yönünden yetkili mahkeme, takibe konu olan borcun kaynağına göre yetkili icra dairesinin bulunduğu yerdir.
Görevli mahkeme ise para alacağına ilişkin olduğundan asliye hukuk mahkemesi veya asliye ticaret mahkemesidir. Ancak borcun konusuna göre hangi mahkemeden talep edileceği de değişkenlik göstermektedir. Ticari davalardan kaynaklanan borca dayalı olarak talep ediliyor ise asliye ticaret mahkemesine başvurulacaktır. Ancak tacir olmayan kimseler arasındaki borçtan ve para alacağından kaynaklanması halinde asliye hukuk mahkemesine başvurulmalıdır.
Tedbir kararı alınması adına başvuruda bulunacak dilekçe, kanuna ve usule uygun olmalıdır. Dilekçe, dava dosyasının en önemli belgelerinden birisi olup bu nedenle titizlikle ve hukuki tecrübeye sahip olan avukat tarafından düzenlenmektedir.
Vadesi gelmemiş veya vadesi gelmiş para borçlarında alacaklının kanunen kanıtlaması gereken ve dilekçesinde sunması gereken delilleri bulunmaktadır. Bu nedenle maktu ihtiyati haciz tedbir talepli dilekçe her alacak için geçerli olmayabilir. Borcun kaynağı, görevli veya yetkili mahkemenin belirlenmesi, deliller kanuna göre hazırlanmalıdır.
İhtiyati haciz talebinde bulunulacak olan dilekçe uzman bir avukat aracılığıyla hazırlanmalı, internet üzerinden sabit yazılan dilekçeler üzerinden değiştirilerek düzenlenmemelidir. Aksi halde hukuki ve teknik ileriye dönük kayıplarınız meydana gelebilecektir.