Türk Ceza Kanunu’nun Çevreye Karşı Suçlar bölümünde, 183. maddesinde düzenlenmiştir. Gürültüye neden olma suçu, ilgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak bir kimsenin sağlığına zarar verecek boyutta olan gürültüye neden olmasıdır. Suçun yer aldığı bölümden de anlaşıldığı üzere gürültüye neden olma suçu çevre kirliliğinin ve insan sağlığının bozulmasını önleyici bir suçtur.
Türk Ceza Kanunu’nun 123. maddesinde yer alan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile gürültüye neden olma suçu uygulamada karıştırılmaktadır. Ancak her iki suç birbirinden farklıdır. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, belli bir kişiye yönelik işlenen suçtur, ancak gürültüye neden olma suçu topluma karşı işlenen bir suç olup kime işlendiği belli olmamakta, mağdur toplumdaki herkestir.
Ayrıca Yargıtayın birçok yerleşmiş kararında belirtildiği üzere “2872 Sayılı Çevre Yasasının 14. Maddesinde“ kişilerin huzur ve sükununu beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde ilgili yönetmeliklerle belirlenen standartlar üzerinde gürültü ve titreşim oluşturulması yasaklanmış, ulaşım araçları, şantiye, fabrika, atölye, işyeri eğlenme yeri, hizmet binaları ve konutlardan kaynaklanan gürültü ve titreşimin yönetmeliklerle belirlenen standartlara indirilmesi için faaliyet sahipleri tarafından gerekli tedbirlerin alınması gerektiği düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye dayalı olarak 04/06/2010 tarihli Resmi Gazetede Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği yayımlanmıştır.
2872 sayılı Çevre Yasasının 12. maddesine göre Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Çevre ve Orman Bakanlığı ile denetleme yetkisinin devredildiği kurumlara aittir.
Aynı yasanın 12. maddesi uyarınca Çevre ve Orman Bakanlığınca çıkarılan 2006/16 sayılı "Yetki Devri" kodlu genelge ile bazı mahalli idarelere denetim yapma, yaptırım uygulama konusunda yetki devri yapılmıştır. Katılan ... Belediyesinin de yetki devri yapılan belediyelerden olduğu anlaşılmıştır.”
Gürültüye neden olma suçunda en önemli unsur, gürültünün insan sağlığını bozmaya elverişli olmasıdır. Kişinin sağlığının bozulmasına dair bir şart bulunmamaktadır, somut tehlike suçudur. Gürültüye neden olma suçuna ilişkin birçok Yargıtay kararında gürültünün insan sağlığını bozmaya elverişli olup olmadığına dair bilirkişi raporunun alınmaması nedeniyle bozma kararı verişmiştir. İnsan sağlığını bozmaya elverişli olması halinde suç işlenmiş olacaktır.
Gürültüye neden olma suçu ancak kasıtla işlenebilir, taksirle işlenmesi mümkün değildir. Kişi bilerek ve isteyerek gürültüye neden olma suçu işleyebilecektir. Gürültü kirliliğine neden olan ve insan sağlığını bozmaya elverişli gürültü çıkaran kimse kastla suç işlemiş olacaktır.
Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesinde suçun yaptırımına dair düzenleme bulunmaktadır. Gürültüye neden olma suçunu işleyen kimse 2 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. Görüldüğü üzere cezanın yaptırımında hapis veya adli para cezası olarak belirtilmiştir. Hakim tarafından yaptırım 1 yıl veya altında olur ise hapis cezası adli para cezasına çevrilebilmektedir.
Gürültüye neden olma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararının verilmesi mümkündür. 2 yıl veya altında verilen cezalar adına verilmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık denetim süresi içerisinde bir daha suç işlememesi kaydıyla hüküm hiçbir sonuç doğurmadan dosya sona erecektir.
Ceza ertelenmesi kararının verilmesi de mümkün olup gürültüye neden olma suçunda 2 yıl veya altında olan cezalarda verilmektedir. Kesinleşmiş cezalar adına verilmektedir ve cezanın infazından vazgeçilmesidir. Ancak belli koşulları bulunmaktadır, bunlardan birisi sabıkasının olmaması ve bir daha suç işlemeyeceği kanaatinin oluşmasıdır.
Şikayete tabi olan suçlar Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir. Şikayete tabi olan suçlarda soruşturma şikayete tabi olmaktadır. Şikayetin geri çekilmesi halinde yargılama aşaması da sona erecektir. Ancak gürültüye neden olma suçu şikayete tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Bu nedenle soruşturma savcılık tarafından resen başlatılacaktır.
Uzlaşmaya tabi olan suçlar kanunda düzenlenmiş olup soruşturma aşamasında savcılık tarafından dosya uzlaşma bürosuna gönderilecektir. Tarafların uzlaşması halinde dosya sonlanacaktır. Ancak gürültüye neden olma suçu uzlaşmaya tabi olmadığından tarafların uzlaşması halinde yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.
Dava, suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemesinde görülecektir.
Asliye ceza mahkemesi tarafından gürültüye neden olma suçundan sanık hakkında yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay dosya incelemesinde, sanık üzerine isnat edilen suçun gürültüye neden olma suçu olduğunu tespit etmiştir. Söz konusu suçun belli bir mağduru olmadığı, toplumdaki herkesin bu suçtan mağdur olabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle kişinin huzur ve sükununu bozma suçundan ayrılmaktadır. Suçun oluşması için gürültüye maruz kalan kişinin sağlığının bozulması gerekmemektedir, gürültünün insan sağlığını tehlikeye düşürmesi yeterli olacaktır.
Dosya arasındaki bilirkişi raporunun eksik olarak gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Gürültü ölçümünün hangi mesafelerden yapıldığı, kaç adet hoparlör kullanıldığının belirtilmesi tespit edilmiştir. Bu nedenle tanıklar dinlenerek hangi mesafeden ölçüm yapıldığının tespiti yapılarak yeniden değerlendirmek adına ek bilirkişi raporu alınarak hukuki durumun değerlendirilmesi gerekmektedir. Tüm bunlar gerçekleştirilmeden kurulan mahkeme kararı hukuka uygun olmadığından bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/6863 Esas, 2019/3251 Karar)
Gürültüye neden olma suçundan asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmış, beraat kararı verilmiştir. Verilen beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde insan sağlığına zarar verecek nitelikte gürültü olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle odyoloji uzmanının gürültünün insan sağlığına zarar verecek nitelikte olup olmadığı yönünde raporlandırılarak hukuki durumunun belirlenmesi gerekmektedir. Yetersiz ve yasal olmayan gerekçe ile verilen beraat kararı hukuka uygun olmadığından bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/12485 Esas, 2018/10097 Karar)
Sulh ceza mahkemesi tarafından gürültüye neden olma suçundan yargılama yapılmış, yargılama sonucunda beraat kararı verilmiştir. Beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay dosya incelemesinde emniyet birimine e-mail gönderildiğini ve ihbarda bulunulduğunu tespit etmiştir. Sanığın işlettiği iş yerinde daha önceki sahibi olan diğer kimsenin evinden ölçüm işlemi yapıldığı ve duruşmaya çağrılarak, gürültünün süresi ve niteliği konusunda beyanlarına başvurulması ve akabinde dosyanın bilirkişiye gönderilerek gürültünün insan sağlığına zarar görmesi yönünde rapor alınarak hukuki durum belirlenmemiştir. Tüm bu nedenlerle hükmün bozulması yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/39835 Esas, 2017/14320 Karar)
Sulh ceza mahkemesinde gürültüye neden olma suçundan yargılama yapılmış, sanık hakkında beraat kararı verilmiştir. Beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay dosya incelemesinde suça konu olan olayda gürültünün insan sağlığına zararlı olup olmadığına dair bir rapor alınmadığını tespit etmiştir. Sanıkların hukuki durumu belirlenmesinde bu unsur gözetilmeden hüküm kurulduğundan bozma yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/40017 Esas, 2017/1902 Karar)
Sulh ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmış, yargılama sonucunda kurulan hükme karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay dosya incelemesinde şikayetçilerin duruşmaya çağrılmadığını tespit etmiş ve duruşmaya çağrılarak şikayet tespitinin yapılmasını, gürültü süresi konusunda beyanına başvurulması, dosyanın uzman bilirkişiye gönderilmesine ve insan sağlığına zararlı olup olmadığı yönünde rapor aldırılması gerektiğini belirtmiştir. Tüm bu nedenlerle bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/7959 Esas, 2015/5947 Karar)
Sulh ceza mahkemesi tarafından gürültüye neden olma suçundan yargılama yapılmış, sanık hakkında beraat kararı verilmiştir. Beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay dosya incelemesinde mahkemenin kurmuş olduğu hükümde hukuka aykırılık tespiti bulmamıştır. Adli tıp raporunda da 12 dBA miktarındaki gürültünün başkasının sağlığına zarar verecek nitelikte olmadığı tespit edilmiş olduğundan hükmün onanması yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/1852 Esas, 2015/1756 Karar)
Sanık, ekmek fırını işletmecisi olup fırının bulunduğu sokakta ikamet eden kişi tarafından şikayetçi olunmuştur. Fırın işletmesinin sabaha karşı saat 04:00-04:15 arasında gürültüye karşı yalıtım olmadığı ve hamur karma makinesinin bulunması nedeniyle 2010 tarihli Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde belirtilen gürültü seviyesinin aşıldığını tespit etmiştir. Sanığa yalıtım yapması adına ihtarda bulunulmuş ve idari para cezası verilmiştir. Sulh ceza mahkemesi tarafından gürültüye neden olma suçundan yargılama yapılmıştır. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada sanığın fırından kaynaklanan gürültünün yasal unsurları oluşmadığı ve idari yaptırıma konu olan eylemin suçun söz konusu olmadığını belirterek beraat kararı vermiştir.
Yargıtay dosya incelemesinde şikayetçinin açık adresi olmasına rağmen duruşmaya çağrılıp dinlenmediğini ve dosyada bilirkişi raporunun bulunmadığını tespit etmiştir. Bu nedenle öncelikle şikayetçinin duruşmaya çağrılarak dinlenilmesi gerektiği, gürültü düzeyinin insan sağlığını olumsuz yönde etkileyip etkilemeyeceğine dair bilimsel ölçütlerce değerlendirilmesi için Kulak Burun Boğaz hekimlerinden ve tercihen odyoloji uzmanlığı bulunan iki hekim ve yine 1 odyologdan oluşacak 3 kişilik heyete tevdi edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurmuş olması nedeniyle bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/30354 Esas, 2015/1453 Karar)