Gizliliğin ihlali suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Adliyeye Karşı Suçlar bölümünde 285. maddesinde düzenlenmiştir. Yargılama aşaması olan soruşturma ve kovuşturma aşamasında kapalı olması gereken evrelerin ihlal edilmesi suç olarak belirtilmiş, müeyyidesi de ilgili kanun maddesinde belirtilmiştir. Gizliliğin ihlali suçu ile hukuk düzeni, adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi korunmak istenmiştir.
Teknolojinin gelişimi ile birden fazla sosyal medya hesabı üzerinden yapılan paylaşımlarla ya da basın ve yayın organları aracılığıyla gerçekleştirilen haberlerle soruşturma ve kovuşturma evrelerine ait gizli bilgiler konusunda paylaşım yapılmaktadır. Bütün bu paylaşımların önüne geçilerek yargılama aşamasına ait olan gizli bilgilerin paylaşımı önlenmek istenmektedir.
Türk Ceza Kanunu’nun 285. maddesinde gizliliğin ihlali suçunun nasıl işlendiği ve hangi eylem ya da eylemler ile gizliliğin ihlal edileceği belirtilmiştir. Kanun maddesinde de görüldüğü üzere gizliliğin ihlali suçu, soruşturma evresi ve kovuşturma evresi olarak yargılamanın her iki aşamasına dair suçun işlenebileceği detaylandırılmıştır. İdari soruşturmaya dair detay kanunda bulunmamaktadır. Nitekim söz konusu suç adli soruşturmalar için geçerlidir.
Arabuluculuk, uyuşmazlık çözümlerinde alternatif yollardan birisidir. Günümüzde de arabuluculuk uygulamasında artış gerçekleşmiş, işçi-işveren ve tüketiciye dair uyuşmazlık konularında uygulanmaktadır. Taraflar arasında uyuşma gerçekleşmediği takdirde taraflar mahkemeye gidecektir.
Arabuluculuk uygulamasında taraflar görüşme yapmakta ve uzlaşma adına çözümler belirlemektedir. Taraflar görüşmesinde gizli veya özel bilgilerini de belirtebilir, belgeler sunabilirler. Bütün bu süreç, aleni bir şekilde yapılmamakta arabuluculuğa güven açısından gizlilikle yürütülmelidir. Arabulucunun taraflardan birisine veya üçüncü kişilere taraflara dair özel durum veya gizli bilgisi kanunen paylaşmamalıdır. Arabulucunun gizlilik yükümlülüğü bulunmaktadır.
Arabulucunun gizlilik yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde TCK madde 285 gizliliğin ihlali hükümlerine göre yargılanmayacaktır. Çünkü söz konusu kanun maddesi ile yalnızca soruşturma ve kapalılık kararı olan duruşma adına gizliliğin ihlal edilmesi yaptırıma bağlanmıştır. Arabulucunun gizliliği ihlal etmesi halinde ise Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile yaptırım öngörülmüştür.
Zamanaşım süresi 8 yıldır. Suçun işlenmesinden itibaren 8 yıl içerisinde dava açılmaz veya dava açılmışsa dahi sona ermez ise zamanaşımının dolması nedeniyle düşme kararı verilecektir.
Kanunda şikayete tabi olan suçlar belirtilmiştir, ancak kanunda gizliliğin ihlali suçu şikayete tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Bu nedenle gizliliğin ihlali suçu nedeniyle yapılacak olan soruşturma savcılık tarafından re’sen (kendiliğinden) başlatılacaktır.
Uzlaşmaya tabi olan suçlar kanunda belirtilmiştir. Uzlaşmaya tabi olan suçlarda dosya, uzlaşma bürosuna gönderilecek ve tarafların uzlaşması halinde dosya uzlaşma nedeniyle sona erecektir. Ancak gizliliğin ihlali suçu, uzlaşmaya tabi olmadığından tarafların uzlaşması halinde yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.
Gizliliğin ihlali suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Dava, suçun işlendiği yerde görülecektir.
Sanık il emniyet müdürlüğünde yabancılar şube müdürü olarak görev yapmaktadır. Cumhuriyet Başsavcılığınca il emniyet müdürlüğü kaçakçılık ve organize suçlarla şube müdürlüğü ile beraber suç işlemek için örgüt kuran ve fuhuş suçları yürüten kişilere soruşturma dahilinde iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararı verilmiştir. Sanık, bu suçlardan dolayı dinlemeye alınan iki şahsa giderek dinleme kararı bulunduğunu ve yabancı uyruklu kadınların sınır dışı edileceğini bildirmiştir.
Sanık, asliye ceza mahkemesinde gizliliğin ihlali suçundan yargılanmıştır. Yapılan yargılama sonucunda sanığa mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkeme hükümleri sanık müdafi tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesinde, sanığın soruşturma evresinde alınan ve olayın tarafı olan kişilere karşı gizli tutulması önemli olan kararları taraflara bildirerek gizliliği ihlal etmiştir. Sanık hakkında yerel mahkemenin vermiş olduğu hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yargıtay yapılan temyiz itirazlarını bu sebeple reddederek hükmün onanmasına karar vermiştir. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/4997 Esas, 2019/9752 Karar)
Sanık gazetede haber yazarı olarak çalışmaktadır. Yazmış olduğu bir haberde villada kayıp paraların arandığını içeren bir yazı yazmıştır. İçeriğinde çete lideri olduğu öne sürülerek tutuklu bulunan kişinin savcılığa bir mektup yazdığını ve bu mektupta adı geçen iş yerinin eski sahibi olan kişinin bir villanın bodrumuna yaklaşık 1 milyar Dolar gömdüğünü, bu bilgiye dayanarak polisin adı geçen villanın içerisinde farklı iki yerde kazı yaptığı, yapılan kazı sonucunda da kişinin iddiasının gerçek olmadığı anlatılmaktadır. Yapılan iddialar sonucunda sanık hakkında dava açılmıştır.
Sanık, ilgili mahkemede gizliliğin ihlali suçundan yargılanmıştır. Yapılan yargılama sonucunda sanığa mahkumiyet kararı verilmiştir. Yerel mahkemenin bu kararına karşılık sanık müdafi temyiz yoluna başvurmuştur.
Soruşturmanın gizliliği hukukun genel kurallarındandır. Aynı şekilde basın ve yayın özgürlüğü de haber ve yayın yapma hakkı hukuka uygunluk nedenidir. Soruşturmanın gizliliğinin bilerek ihlal edilmesi suç olarak düzenlenmiştir. Ancak gazetecilik mesleği faaliyetlerinin suç olarak görülebilmesi için haber verme hakkı sınırlarının belirlenmesi gerekir. Söz konusu olan olayda yapılan haberin Anayasa ve Basın Kanunu ile koruma kapsamında olduğu ve yapılan haberde soruşturma dosyasına dair bir açıklama bulunmadığı görülmüştür.
Polisin yapmış olduğu aramanın haber verme hakkı sınırları içerisinde olduğu gözetilmeden yasal olmayan gerekçe ile sanık hakkında hüküm kurulması yasaya aykırı olarak görülmüştür. Bu nedenler ile Yargıtay sanık müdafinin temyiz nedenlerinin uygun olduğunu görmüş ve kurulan hükmün bozulmasına, yargılamanın yeniden yapılmasına karar vermiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2010/5233 Esas, 2012/5399 Karar)