Fuhuş suçu, Türk Ceza Kanunu’nda Genel Ahlaka Karşı Suçlar bölümünde, 227. maddesinde düzenlenmiştir. Fuhuş bir kimsenin para karşılığında veya başka bir değer karşılığında cinsel ilişkiye girilmesidir. Dolayısıyla fuhuşta menfaat unsuru şarttır. Cinsel ilişkiye girilmesinde karşı cinsle girilmesi şartı bulunmamaktadır. Hemcinsiyle de para veya başka değer karşılığında cinsel ilişkiye girilmesi fuhuş kapsamındadır.
Ancak kanunumuzda, fuhuş eylemini gerçekleştiren kişi değil fuhşa yönlendiren veya yardım eden kişi cezalandırılmaktadır. Bunun yanında telefon veya internet sitesi üzerinden cinsel ilişkiye dair yapılan konuşmalar fuhuş suçu niteliğinde değildir. Para karşılığında fiziki olarak cinsel birleşme fuhuş kapsamındadır.
Fuhuş suçunu oluşturan eylemler belirtilmiştir;
Deport kararı, Türkiye’de yaşayan yabancı vatandaşlıların suç işlemesi veya yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde sınır dışı edilmesi, ülke dışına çıkarılmasıdır. Yabancının sınır dışı edilme kararı yabancının yaşadığı ilin valiliği tarafından verilmektedir. Fuhuş yapan kişilerin yeniden Türkiye’ye girişleri belli süre duracaktır ve giriş yasağı boyunca ülkeye giremeyecektir. Fuhuş nedeniyle deport edilen kişilerin deport kararına itiraz mümkündür. Ancak uygulamada fuhuş suçuna karışan yabancıların deport kararının kaldırılması mümkün olmamaktadır. Uygulamada mağdur olan yabancının ifadesi alınır ve ilgili birim aracılığıyla deport kararıyla sınır dışı edilir. Yabancının yeniden Türkiye’ye girişi, sınır dışı süresinin geçmesi ile mümkündür.
Suçun şikayete tabi olması halinde suçun kovuşturulması şikayete bağlı olacaktır. Ancak fuhuş suçu şikayete tabi değildir. Bu nedenle şikayet olmasa dahi dosyanın soruşturması devam edecektir.
Suçun uzlaşmaya tabi olması halinde dosya soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından uzlaşma bürosuna gönderilecektir. Tarafların anlaşması halinde ise uzlaşma nedeniyle dosya sona erecektir. Ancak fuhuş suçu, uzlaşmaya tabi değildir.
Suçun işlendiği tarihten itibaren dava açılmamış veya dava açılmışsa bu süre içerisinde sonuçlanmamış ise zamanaşımının dolması nedeniyle sona erecektir.
Görevli mahkeme, asliye ceza mahkemesidir. Dava, suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemesinde görülecektir.
Kolluk görevlileri, yazılı veya sözlü bir görevlendirme olmadan müşteri gibi sanığı aramış ve fuhuş için bir kadın temin edip etmeyeceğini sormuştur. Sanıktan fiyat öğrenildikten sonra sanığın tarif ettiği adrese gidilmiş ve mağdurla fuhuş yapmak için para vermiştir. Odaya geçtikten sonra kolluk görevlisi kimliğini açıklamış, Cumhuriyet savcısına haberdar edilmiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, kolluk görevlilerinin kendilerine suç ihbarı veya şikayet olmadan yetki kazanılamayacağı belirtilmiştir. Kolluk görevlileri Cumhuriyet savcısının emri olmadan, yetki kazanılmadan, elde edilen delillerin delil niteliği olmadığından hükme alınamayacağı gözetilmiştir. Ayrıca mahkeme tarafından sanık hakkında hapis cezası yanında adli para cezasına hükmedilmediği tespit edilmiştir. Sanığın temyiz nedeni yerinde görülerek mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/5113 Esas, 2019/10342 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, sanık ise savunmasında mağdura yönelik olarak müşteri temin etmediğini ve para almadığını belirtmiştir. mahkumiyet kararı verilmiştir. Karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, mahkemenin dosyasının incelemesine mağdurun fuhşa teşvik, fuhuş için aracılık olarak sanık adına bulunmuş olduğu soyut iddia dışında herhangi bir delile rastlamamıştır. Bu nedenle sanığın mahkumiyetine yeterli derecede somut, kesin ve inandırıcı delil olmadığı tespit edilmiştir. Mahkemenin yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verildiği tespit edildiğinden bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/7561 Esas, 2019/10303 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık kollukta vermiş olduğu savunmada başkasına ait olan eve müşteriyi ve dışarıda olan mağduru ise çağırdığını, ancak müşterinin mağduru istemediği için ilişkiye girmediklerini belirtmiştir. Ancak Cumhuriyet savcısında vermiş olduğu savunmada, mağdurun arkadaşı olduğunu ve borcu olması nedeniyle eve giderek başka kişilerle birlikte olarak para kazanmak istediğinden eylemde bulunduğunu belirtmiştir. Bu olay dışında fuhuş eyleminde bulunmadığını savunmada ifade etmiştir. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesine mağdurun kollukta vermiş olduğu ifadede, sanığın kendisini aradığını ve şehir dışından müşteri geleceğinin bilgisini verdiğini, grup ilişki için davetini kabul ettiğini, sanık ve kendisinin bu müşteriyle ilişki girdiğini belirtmiştir. Ancak mağdur ifadesinde, müşterinin para vermediğini, bu nedenle müşteriye kızdığını da ifadesine eklemiştir.
Mahkemenin sanığın fuhşa aracılık ettiğine dair dinlenilen tanık sıfatının beyanı alındığı, ancak ne şekilde aracılık ettiği ve nerede gerçekleştiğine dair detaylı bilgisine başvurulmadığı tespit edilmiştir. Mahkemenin kurmuş olduğu hükümde, deliller ve hangi beyana neden itibar edildiğine dair açıklanmadan, eksik gerekçeyle hüküm kurulduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/5517 Esas, 2019/10236 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkumiyet kararına karşılık sanık müdafii tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın suçlamayı kabul etmemiş, fuhuş amacıyla o eve gittiğini belirtmiş ve müşteri kılığına giren polislerin eve gittiği vakit sanığın evde olmadığına ve sonradan geldiğine dair beyanı olduğunu tespit etmiştir. Ancak dosyada mağdurlar ile sanığın beyanlarının bir olmadığı görülmüştür. Mahkeme tarafından ev sahibinin evi kiraya vermiş olduğu kişinin teşhis işlemi yaptırmadan hüküm kurması hukuka uygun bulunmamıştır. Tutanağı tutan kişilerin detaylı olarak tanıklıkta bulunması, detaylı incelemenin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin eksik incelemeyle hüküm kurmasına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/3756 Esas, 2019/9959 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, sanık ise savunmasında mağdurların evine misafirlik için gittiğini belirtmiştir. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde mağdurların sanığın savunmasını doğruladığını ancak apartman sakini olan tanıkların ise eve çok sayıda erkek şahsın girip çıktığı yönünde beyanda bulunduğunu tespit etmiştir. Bunun yanında dosyada sanığın kapıyı çalan polis memurlarının içeri alınması mahkeme tarafından delil teşkil etmediği gözetilmemiştir.
Mahkeme kurmuş olduğu hükümde sanığın mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delillerin neler olduğunu belirtmemiştir. Bu nedenle karar eksik ve yetersiz gerekçeyle kurulmuştur. Bunun yanında suçun mağduru olarak dosyada birden fazla mağdurun bulunduğu ve suçun mağdurlar sayısınca oluşacağı gözetilmeden hüküm kurulacağı gözetilmemiştir. Bütün bu gerekçelerle sanık hakkında kurulan hüküm adına bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/5122 Esas, 2019/9065 Karar)
Sanık, dosyaya konu olan lokalde garson olarak çalışmaktadır. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, sanık ise savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş ve yalnızca içilen içki karşılığında tanık tarafından verilen parayı aldığını ifade etmiştir. Mahkeme mahkumiyet kararı vermiş, mahkemenin kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosyada mahkemenin tanık tarafından ne kadar para verildiği, lokale ilişkin kamera görüntülerinde de yalnızca mağdur ile tanığın dans ederken görüldüğü anlaşılmıştır. Mahkeme sanık hakkında kurmuş olduğu hükümde soyut iddialara dayandığı, cezalandırmaya yetecek şekilde olmayan somut delil bulunmadığı gözetilmeden hüküm kurulduğu tespit edilmiştir. Bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/4647 Esas, 2019/8810 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan beraat kararı verilmiş, karara karşılık mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur.
Sanık, kollukta vermiş olduğu ifadede, sanığın ikameti başka birisiyle birlikte kiraladığını mağdurun ise arada sırada müşterilerini eve getirdiğini ve müşterileriyle ilişkiye girdiğini belirtmiştir. Sanık yardım amacıyla müştekiye evi kullandırdığını savunmasında ifade etmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde mağdurun olay günü tanıkla fuhuş için anlaştığını, anlaşma sonrası eve geçtiğini ifade etmiştir. Sanık, diğer tanığı ev sahibi olarak belirtmiş olsa da tanık mahkemedeki beyanında kira sözleşmesinin kendisi tarafından düzenlenmediğini ve üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını söylemiştir. Sanıklar hakkında eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulmuş olduğundan hükmün bozulması yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/4605 Esas, 2019/8379 Karar)
Sanığın ruhsat sahibi olduğu güzellik salonunda fuhuş yapıldığı iddiasında bulunulmuştur. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, sanık savunmasında güzellik merkezinin fuhuş yeri olarak kullanıldığından haberi olmadığını, olay tarihinden 8-9 ay öncesine kadar başkasına devrettiğini, muhasebecisine talimat verdiğini belirtilmiştir. Mahkeme mahkumiyet kararı vermiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın olay yerinde olmadığının belirtildiğini tespit etmiştir. Bunun yanında güzellik merkezine gelen polis memuru olan tanığın para alışverişinin masaj işlemine yönelik olduğu ve mağdurun polis memuruna fuhuş teklifinde bulunmadığı ancak polis memurunun kendisine fuhuş teklifinde bulunduğunu ve kabul etmediğini beyan etmiştir.
Bunun yanında iş yerinde masöz olarak çalışan kadınlar ifadesinde kendisini işe alan kişinin iş yerini devralan kişi olduğunu belirtmişlerdir. Olay yerinde yakalanan tanıklar ise suça konu olan iş yerinde fuhuş yapıldığına dair bilgisi olmadığını ifadede belirtmişlerdir. Mahkemenin dosyasına bakıldığında sanığa itham olunan fuhuş suçuna dair somut, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, bu nedenle beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/4669 Esas, 2019/8336 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, beraat kararı verilmiştir. Sanık hakkında verilen beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde fuhuş suçunun 8 yıllık olağan dava zamanaşım süresinin temyiz inceleme süresinde dolduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık hükmün bozulması yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/2593 Esas, 2019/8200 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, beraat kararı verilmiştir. Mağdurlar, soruşturma aşamasında fuhuş yapmak için otele geldiklerini beyan etmiş, tanık ise mağdurla daha önceden otelde birlikte olmak için buluştuğunu belirtmiştir. Bütün bu beyanlara rağmen sanık hakkında beraat kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. Bu nedenle hükmün bozulması yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/7558 Esas, 2019/8022 Karar)
Sanık ile mağdurun birlikte fuhuş yaptıktan sonra mağdurun daha fazla fuhuş yapmak istememesi üzerine sanıklar yanından kaçmış ve arkadaşının evine sığınmıştır. Mağdurun kaldığı evi öğrenen sanıklar, eve gelerek mağduru zorla araca bindirmiştir. Sanık, mağdura araç içinde mağdura tokat atmış, mağdurun kıyafetlerini zorla çıkarttırmış ve çıplak halde fotoğraflarını çekmiştir. Sanık, çekmiş olduğu fotoğrafları tanındığı tüm ortamlara dağıtacağını söyleyerek fuhuş yapmaya devam etmek istediğini söylemiştir.
En son mağduru, aldığı eve bırakmış, diğer sanığın talimatıyla mağdurun üzerinden kapıyı kilitlemiş ve evden ayrılmıştır. Mağdur, apartman boşluğunda bulunan pencereden kaçarak şikayetçi olmuştur. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve fuhuş suçlarından yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın işlemiş olduğu suçlara karşılık mahkemenin eksik ceza tayininde bulunduğunu belirtmiştir. Bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/2491 Esas, 2019/4181 Karar)
Sanık ile mağdur, olayın gününden önce tanışmış olup sanık 23 yaşında olan mağdurla rıza dahilince cinsel birliktelik yaşamıştır. Ardından sanık, mağdurun başkasıyla birlikte para karşılığında cinsel ilişkiye girmesini istemiş, mağdur ise olumsuz yanıt vermiştir. Bunun üzerine sanık, elinde kendisi tarafından gönderilen mesajlar olduğunu ve görüntü kayıtlarının bulunduğunu söyleyerek şantajda bulunmuştur.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, şantaj ve fuhuş suçlarından yargılama yapılmıştır.
Yargıtay, dosya incelemesinde fuhuş suçunun tehditle işlendiğinin belirtilmesi, suça konu olan mesaj ile görüntü kayıtlarının temin edilmemesi nedeniyle sanığı cezalandırılmasına yeterli delil olmadığını saptamıştır. Sanığın şantajda bulunduğuna dair somut delil olmadığından sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/2402 Esas, 2019/8342 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Verilen karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde mahkemenin vermiş olduğu hükümde eksiksiz biçimde, özleri değişmeksizin tartışıldığı ve kesin, tutarlı, çelişmeyen verilere dayanarak eylemin doğru nitelendirildiği tespit edilmiştir. Değişik zamanlarda aynı mağdurun birden fazla kez fuhuş yapmasına aracılık yapılması şeklinde olan eylem nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği ancak aleyhe temyiz olunmadığından bozma yapılamayacağına karar verilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/1550 Esas, 2019/5219 Karar)
Tanık, vermiş olduğu ifadede, fuhuş eyleminin gerçekleştiği evin kızına ait olduğunu ancak evle kendisinin ilgilendiğini belirtmiştir. Tanık, evi sanığa kiraya verdiğini ve 10 gün önce de sanığın kendisini arayarak evi başka birine kiraladığını vermiştir. Sanık ise beyanında evi başkasına kiraladığını ve kiraladığı kişinin kimlik bilgilerini de ifade de belirtmiştir.
Kiraya vermiş olduğu kişinin şehir dışında olduğunu ve şehir dışına çıkarken evi arkadaşına verdiğini ancak geri geleceğini de ifade etmiştir. Tutanakta ismi geçen polis memurları da yapılan telefon görüşmesinde sanığın anlatımını doğrular nitelikte beyanda bulunmuştur. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde dosyaya sunulan kira kontratında kiraya veren olarak belirtilen imzanın dikkate alınması gerektiği, tanık olarak dinlenilmesi gerektiği ve sanıkla alt kira ilişkisinin bulunup bulunmadığının incelenmesinin şart olduğu belirtilmiştir. Mahkeme sanık hakkında kurulan hükmün eksik olarak kurulmuş olması nedeniyle bozma yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/17472 Esas, 2019/1660 Karar)
Mağdurlar beyanında, otel çalışanlarının kendisini tanıdığını ve gece yarısı sonrasında otelde konaklayan erkek müşterilerinin kapılarını çalarak ilişki isteyip istemediklerini sormuştur. Mağdurlar, ücrette anlaştığını, müşteriler ile otelde ilişkiye girdiklerini, yatak ücreti olarak 20 TL verdiğini ifade etmiştir. Bütün bu durumdan otelin sahipleri ve çalışanları tarafından bilindiği de ifadeye eklenmiştir. Polisin gelmesiyle müşteriler odadan çıkmış, kendileri için oluşturulan çatı katına saklanmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, beraat kararı verilmiştir. Sanık hakkında verilen beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde polis memurlarının otele fuhuş için aracılık edildiği, fuhuş için yer temin edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle kanuna aykırı ve mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz nedeni yerinde görülerek bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/14213 Esas, 2019/1534 Karar)
Sanık, kendisiyle aynı işi yaparak geçimini sağlayan mağdurun kalacak yeri olmaması nedeniyle sanığın evine taşınmıştır. Mağdur vermiş olduğu ifadelerde sanığın fuhuş için aracı olmadığını, fuhuş yapmadığını belirtmiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, olayın olduğu gün tanığın da evde bulunduğunu, tanığın aynı zamanda mağdurun sevgilisi olduğu ve mağdur ile tanığın mahalle marketinde defalarca alışveriş yaptığına dair görüntülerin bulunduğunu ifade etmiştir. Ayrıca tanık, mağdurun ev bulamaması nedeniyle tanıkla görüştüğünü ve sanığın evinde kira ödeyerek kalabileceğini söyledikten sonra sanıkla birlikte yaşadıklarını beyanında ifade etmiştir. Tanığın mağdurla “doğrudan” konuşarak irtibata geçtiği ve akabinde eve geldiği beyan edilmiştir. Mahkeme, beyanlar karşısında sanığın fuhuş için yer temin etmesi ve eylemin nasıl gerçekleştiğine dair detaylı, yeterli gerekçe sunmadan hüküm kurmuştur. Mahkemenin eksik kovuşturma ile hüküm kurması hukuka aykırı olduğundan bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/17036 Esas, 2019/1280 Karar)
Sanık, mağdurları fuhuş yaptırmak amacıyla arabayla müşterileri götürmüş, diğer sanık ise otelde fuhuş yapılmasına yer sağladığı iddiasıyla sanıklar hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmıştır.
Yargıtay, mahkemenin sanıkların müşterek fail olarak sorumlu tutması gerekirken yardım eden olarak sorumlu tutulması hukuka uygun bulunmamıştır. Bu nedenle eksik ceza tayini edildiği tespit edilmiştir. Sanıklar değişik zamanlarda mağdurların birden fazla fuhuş yapmasına aracılık etmiş, Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddenin uygulanmadığı tespit edilmiştir. Ancak aleyhe temyiz olmadığından temyiz konusu edilmemiş olup onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/17841 Esas, 2019/605 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Sanık, fuhuş yapan kadının isim ve telefon numarası yer alan kartvizitleri seyir halinde motorsikletle devam ederken yerlere doğru fırlatmıştır. Sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun belli hakları kullanmaktan yoksun kalma düzenlemesi olarak 53. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde belirtilen seçme ve seçilme ehliyetinden yoksun bırakma 08/10/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla iptal edilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında kurulan hükmün bozulması yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/18750 Esas, 2019/283 Karar)
Sanık bir dönem masöz olarak çalışmış, müşterileriyle cinsel ilişkiye girdiğini kabul etmiştir. Sanığın masöz olarak çalıştığını iddia ettiği masaj salonu hakkında soruşturma başlatılmıştır. Soruşturmada, dinleme kararı alınmış ve sanığın iletişimi tespit edilmiş, ancak fuhşa aracılık ettiği kişilerde açık kimlik tespit edilememiştir. Sanık telefon konuşmalarında ispatlanmamış olan kod isimlerine dayanarak kadınlardan bahsetmiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Karara karşılık temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, fuhuş suçunda adı geçen mağdurların varlığının tam olarak araştırılmadan, mağdurun kaç kişi olduğu tespit edilmeden hüküm kurulduğunu tespit etmiştir. Mağdurların açık kimlik tespitinin yapılması ve mağdur sıfatıyla ifadelerine başvurulması yapılmadan kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.
Mahkeme eksik inceleme ve araştırmayla mahkumiyet kararı vermiştir. Bunun yanında dosyada suçtan dolayı mağdur olan kişi sayısı üç olarak belirtilmiş olmasına ve aynı mağdurlara birden fazla fuhuş yapılmasına rağmen zincirleme suç hükümleri uygulanmamıştır. Tüm bu nedenlerle sanık hakkında kurulan hükme karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/18765 Esas, 2019/42 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından fuhuş suçundan yargılama yapılmış, sanık suçlamayı reddetmiş ve beraat kararı verilmiştir. Beraat kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde mağdurların sanığın savunmasına benzer nitelikte ifadede bulunduğunu tespit etmiştir. Ancak tanıklar beyanında mağdurlar ile fuhuş için pazarlık ettiğini, önce mağduru telefonla aradığını ve söylediği yere gittiğinde 2 kadın ve 3 erkek bulunduğunu ancak sanık evin dolu olması nedeniyle başka bir eve gidileceğini söylediğini belirtmiştir. Akabinde araziye gidilmiş ve sanıkların kadınları çalıştırdığını anlamıştır. Diğer tanık ise olayı aynı şekilde anlatmış ve araziye gittiklerinde “bu seferlik arabada görüşün, bugünlük böyle olsun” dediğini belirtmiştir.
Kadınlardan birisinin de sanığa para verdiğini ve sanığa 500 TL borcu kaldığını söylemiştir. Tanıkların anlatımıyla sanıkların mağdurların fuhuş yapabilmesi için yer temin ettiği tespit edilmiştir. Bu nedenle sanıklar hakkında verilen beraat kararı hukuka aykırı bulunmuştur. Bu nedenle mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı yerinde görülerek hükmün bozulması yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/9056 Esas, 2018/14540 Karar)