Genellikte filmlerde, evlatlıktan reddetmeye dair söylemleri çok fazla duymaktayız. Ancak evlatlıktan reddetmeye dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Evlatlıktan reddetmeye karşılık gelen ya da yakın diyebileceğimiz durum Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen mirasçılıktan çıkarma (ıskat) işlemidir. Kanunda belirtilen şartların bulunması halinde mirasçılıktan çıkarma işlemi yapılması halinde yasal hakkı olan miras payını alamayacaktır.
Soybağının reddi, nesebin reddi davası olarak anılmaktadır. Çocuk ile baba arasındaki soybağını sona erdirmek amaçlı açılan dava olup baba veya çocuk tarafından açılabilen bir davadır. Davayı açan davacı, aralarında soybağı olmadığını belirtmeli, babalık karinesini çürütebilmelidir. Kanıtlaması halinde çocuk ile baba arasındaki soybağı kaldırılacaktır.
Mirasbırakanın yasal mirasçını mirastan mahrum etmek amacıyla ölüme bağlı tasarrufla saklı paydan mahrum ettiğini bildirmesi ile mirasçılıktan çıkarabilecektir. Ölüme bağlı tasarruf, mirasbırakanın ölümü sonrasında yerine getirilmesini istediği son arzuları yer almakta olup Türk Medeni Kanunu’na uygun olarak hazırlanmalıdır. Önemli olan ölüme bağlı tasarrufta, mirasbırakanın mirasçıyı mirastan çıkarma nedenini belirtmesidir (TMK madde 512/1). Mirasbırakan, mirasçıyı çıkarmaya bağlı olarak belirttiği nedenini detaylı olarak açıklamalı, birden fazla neden var ise olaylara dayandırarak (gerekli görülür ise saat ve tarih belirtilmelidir) belirtmelidir.
Mirasbırakan neden belirtilmemiş ise tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak mirasbırakan açık yanılma ile çıkarma sebebini belirtmiş ise çıkarma geçersiz olacaktır (TMK madde 512/2).
Eğer mirasbırakanın altsoyu borç ödemeden aciz belgesi bulunuyor ise saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilecek, ancak bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır. Miras açıldığı vakit mirasçının borç ödemeden aciz belgesi hükmü kalmamış veya borç tutarı mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aşmıyor ise çıkarma işlemi iptal olacaktır (TMK Madde 513).
Mirasçılıktan çıkarılan kimse, tenkis davası açamayacaktır.
Miraçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu mirastan saklı payını isteyebilecektir. Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirasbırakandan ölmüş gibi altsoy mirastan pay talep edebilecektir.
Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesinde mirasçılıktan çıkarma nedenleri düzenlenmiştir, sebepler mirasçının mirasbırakan veya mirasbırakanın yakınlarına yönelik davranış ve suç işlemesine kadar detaylı olarak belirtilmiştir;
Mirasçılıktan çıkarma işlemi ölüme bağlı tasarruf üzerinden gerçekleştirilmektedir. Mirasçılıktan çıkarılan mirasçı, mirastan çıkarılma işlemine itiraz eder ve mirastan çıkarma nedenini ispat edilemez ise mirasçı saklı payını alabilecektir. Mirasçı, mirasbırakanın belirtmiş olduğu mirasçılıktan çıkarma sebebinin aksi halde olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür. Mirasçı, her türlü delille belirtilen nedenin olmadığını kanıtlayabilir, mahkeme delil değerlendirmesi sonucunda bir hüküm kuracaktır.
Görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olup yer yönünden yetkili mahkeme ise mirasbırakanın veya dava açan mirasçının ikametgahının bulunduğu yer olacaktır.
Ancak mirasbırakanın ölmeden önce muvazaalı olarak mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yapmış olduğu işlemlerin iptali adına dava açılabilmektedir.
Dava dilekçesi, bir davanın önemli belgelerinden birisidir. Davacı dava dilekçesini Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na uygun olarak hazırlamalı, davayı açma nedenlerini ve yasal dayanaklarını belirtmelidir. Ayrıca her davaya ve davaya neden olan somut olaylar farklılık arz edeceğinden internetten bulunan alelade bir dava dilekçesi yeterli olmayacaktır.
Mirasçının açacağı davaya göre dava açılmalı, yetkili ve görevli mahkeme belirtilmeli, yasal dayanaklara mutlaka değinilmelidir. Aksi halde mahkeme tarafından aleyhe karar verilecek, kişi geri dönülmez hukuki kayıplar yaşayacaktır. Bütün bu nedenlere bağlı olarak davacı, dava dilekçesini ve davaya hazırlık sürecini, dava takibini mutlaka bir avukat aracılığıyla gerçekleştirmelidir.