Kişiler kamu makamlarına hak arama özgürlüğünü kullanmak adına dilekçe yazma hakkını kullanma özgürlüğü bulunmaktadır. Dilekçe hakkı, kişinin temel hak ve özgürlüğünün kullanılmasına araçtır. Dilekçe hakkının kullandırılmaması nedeniyle birçok vatandaş hak kaybına uğramaktadır. Kamu görevlileri, vatandaşın dilekçesinin eksik olduğunu ya da beğenilmediğinden bahisle dilekçesini almadığı durumlar gerçekleşmektedir.
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilmektedir. Özel bir yerde, özel şirkette çalışan kişi tarafından dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu işlenemeyecektir. Suçun oluşması için bir kişinin belli bir hakkını kullanmak amacıyla bir dilekçe vermiş olması ve bu dilekçenin hukuka aykırı bir şekilde kabul edilmemesi gerekmektedir. Hak düşürücü sürelerin olduğu hallerde dilekçenin zamanında verilmiş olmasına rağmen kabulünün süre geçtikten sonra yapılması durumunda da bu suç meydana gelmiş olur.
Vatandaşın temel hak ve özgürlüğünü kullanmış olduğu dilekçesinde bulunması gerekenler ise;
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi, temel hak ve özgürlüğün kullanmasının önlenmesi halinde kanunen bir yaptırımı bulunmaktadır. Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu Türk Ceza Kanunu’nun Hürriyete Karşı Suçlar bölümünde yer almakta ve 121. Maddesinde düzenlenmiştir:
“Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde, fail hakkında 6 aya kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Dilekçe hakkının kullanılması yalnızca Türk Ceza Kanununda değil, Anayasada da koruma altına alınmıştır. Aynı zamanda Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun ve Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ile düzenlenmiştir.
Dilekçe hakkının kullanmasının engellenmesi suçunda fail, suçu işlediği vakit 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılacaktır.
Dilekçe hakkının kullanmasının engellenmesi suçunda yaptırım olarak seçenek olarak adli para cezasına hükmetmemiştir. Mahkeme, hapis cezası verdiği takdirde cezanın adli para cezasına çevrilmesi yönünde karar verebilecektir. Adli para cezasına çevrilen ceza ödenmediği takdirde hapis cezasına çevrilecektir.
Ayrıca hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararının verilmesi mümkündür. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, iki yıl ya da iki yıl altındaki hapis cezaları adına verilebilmektedir. Failin adli sicil kaydında sabıkası bulunmuyor ve sanık hükmün açıklanmasının geriye bırakılması hükümlerinin uygulanmasında rızası var ise verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünde, fail, denetim süresi içerisinde yasal koşullara uygun davrandığı takdirde ceza hiçbir sonuç doğurmayacaktır.
Dilekçe hakkının kullanmasının engellenmesi suçunda, cezanın ertelenmesi kararı da verilebilecektir.
Dosyada sanıklar hakkında tehdit, görevi kötüye kullanma, dilekçe hakkının engellenmesi suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında yerel mahkeme beraat kararı vermiş ve hükme karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, iddianamede açıklanan eylemler ve sevk maddeleri ile temyizin kapsamında olan ceza daireleri arasındaki iş bölümü Yargıtay Ceza Kurulu tarafından karar verilmiştir. Yerel mahkeme tarafından sanıklar hakkında tehdit suçu ile dilekçe hakkının kullanmasının engellenmesi ve görevi kötüye kullanma suçlarından hüküm kurulmuştur. Suçlar arasında en ağır yaptırımı olan suç, görevi kötüye kullanma suçudur. Bu nedenle görevi kötüye kullanma suçunda, incelemede görevli olan daire Yüksek 5. Ceza Dairesi olduğundan görevsizlik kararı vererek görevli daireye gönderilmesi yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/1124 Esas, 2018/14492 Karar)
Dosyada sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçundan yargılama yapılmıştır. Yerel mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Dosyada gerçekleşen somut olayda, sanık olan belediye başkanı ile belediye başkanının talimatı maiyetinde memur olan diğer sanık suç tarihinde katılanlar adına avukatları tarafından verilen akaryakıt istasyonu işletme ruhsatı talebi içeren dilekçe ve eklerini kabul edip kayda almadığından bahisle şikayetçi olmuştur.
Yargıtay, yerel mahkemeye konu olan olayda suçun oluşması için eylemin kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmış olduğu gözetilmeden karar verildiğini belirtmiştir. Türk Ceza Kanununun 121. Maddesinin ilk fıkrasında, dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi şeklinde tanımlanan dilekçe suçunun engellenmesi suçunun oluşturduğu belirtilmiştir. Yargıtay, yanılgılı ve dosya kapsamıyla örtüşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde beraat hükmün kurulmasının doğru bulunmadığını belirterek hukuka aykırı bulunmuştur. Yerel mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/7283 Esas, 2015/11885 Karar)