Cinsel saldırı suçu (tecavüz), Türk Ceza Kanunu’nda Kişilere Karşı Suçlar kısmında Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar bölümünde 102. maddede bulunmaktadır. Cinsel dokunulmazlığına karşı suçlar bölümünde cinsel istismar, cinsel taciz, reşit olmayanla cinsel ilişki suçu da düzenlenmiştir. Özellikle cinsel istismar suçu ile cinsel taciz suçunun benzerliği nedeniyle her iki suç karıştırılmaktadır. Failin hangi eyleminin cinsel saldırı, hangi eyleminin cinsel taciz olduğu önemli bir durum olup birbirinden ayrılan detaylarının bilinmesi gerekmektedir.
Cinsel saldırı suçu, bir kimseye cinsel arzuları tatmin etmek amacıyla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal etmesidir. Kişinin vücuduna temas edilmesi halinde cinsel saldırı suçu işlenmiş olacaktır, cinsel taciz suçunda ise vücuda temas bulunmamaktadır. Sözlerle dahi cinsel saldırı suçunun işlenmesi olasıdır.
Cinsel saldırı, kişinin cinsel arzularını tatmin etmesi amacıyla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal etmesi ve vücuda temas eden harekette bulunmasıdır. Cinsel taciz suçundan ayıran en önemli özellik vücuda temas edilmesidir.
Kişinin rızası olmadığı halde kişi üzerinde cinsel arzularını tatmin etmek amacıyla vücut dokunulmazlığını ihlal etmesidir. Cinsel saldırı suçunun işlenmesi için cinsel birleşmenin olması şartı bulunmamaktadır. Örneğin;
Cinsel birleşme meydana gelmesi halinde de cinsel saldırı suçu meydana gelmiş olacaktır. Basit cinsel saldırı ve sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel saldırı suçu için öngörülen cezalardan daha ağır yaptırım ile cezalandırılacaktır.
Cinsel saldırı suçu, niteliği bakımından önemli bir suçtur. Bu nedenle cinsel saldırı suçu işleyen kimse hakkında suçu işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunuyor ise o kişi gözaltına alınabilir. Ayrıca suçu işlediğine dair şüphe bulunan kimse hakkında tutuklama kararı da verilebilir.
Türk Ceza Kanunu’nun 102. Maddesinin ilk fıkrasında ilk cümlesinde basit cinsel saldırı suçu tanımlanmıştır. Cinsel arzuları tatmin etmek amacıyla kişinin vücut dokunulmazlığını ihlal eden davranışlardır. Basit cinsel saldırı suçu, şikayete tabidir.
Basit cinsel saldırı suçu, cinsel birleşme meydana gelmeden vücuda temas eden hareketleri kapsamaktadır.
Sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel saldırı suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesinin ik fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenmiştir. Basit cinsel saldırı suçunda olduğu gibi kişinin cinsel arzularını tatmin etmek amacıyla rıza olmadan vücut dokunulmazlığını ihlal etmesidir. Basit cinsel saldırı suçu ile sarkıntılık düzeyindeki cinsel saldırı suçu arasında fark ve ayırt edici nokta; eylemin ani, kesintisiz ve sürekli olmamasıdır. Failin mağdura yönelik basit cinsel saldırı suçunun ani, kesintisiz ve sürekli olmaması halinde sarkıntılık düzeyinde kalmış olacaktır. Basit cinsel saldırı suçundan daha hafif bir eylemdir. Sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel saldırı suçunun cezası, cinsel saldırı suçundan daha az yaptırımı bulunmaktadır.
Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Failin vücuduna sair bir cisim veya organ sokulması halinde cinsel saldırının nitelikli hali işlenmiş olacaktır. Nitelikli cinsel saldırı suçunun cezası, basit cinsel saldırı suçundan daha ağırdır.
Nitelikli cinsel saldırı, uygulamada tecavüz olarak bilinmektedir. Kişi cinsel arzularını tatmin etmek amacıyla mağdura yönelik vücut dokunulmazlığını ihlal etmesidir. Mağdurun vücuduna vajinal, anal veya oral yoldan organ ya da sair bir cismin sokulması halinde nitelikli cinsel saldırı suçu işlenmiş olacaktır. Mağdurun vücuduna penis sokulması nitelikli cinsel saldırı suçunu oluştururken el ya da parmağın sokulması halinde de fail, aynı suçu işlemiş olacaktır.
Nitelikli cinsel saldırı suçu, şikayete tabi değildir. Savcılık tarafından resen soruşturma yapılacaktır.
Teşebbüs, failin suç işlemek amacıyla eyleme geçmesi ancak elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamamasıdır. Cinsel saldırı suçunda teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkündür.
İspat, her davada önemli bir konudur. Davada iddialar ispatlanamaz ise dava, iddiası ispatlanamayan kişinin davası reddedilecektir. Bu nedenle önemli konu olan ispat için cinsel saldırı suçuna maruz kalan kişi, delillerini de ihbarda bulunurken mutlaka bildirmelidir. Deliller, hukuka uygun ve kimsenin özel hayatının gizliliğini ihlal eden deliller olmamalıdır.
Öncelikle, mağdur nitelikli cinsel saldırı suçundan mağdur olan kimseden vücuduna organ veya cisim sokularak cinsel saldırıya maruz kalan kişiden mutlaka muayene yapılarak adli rapor düzenlenmelidir. İhbar ya da şikayet yapılması sonrasında mağdur adına gerekli işlemlerin yapılması amacıyla memurlar tarafından mağdurun hastaneye sevki yapılmaktadır. Ancak mağdurun tanık, video kaydı, telefon kaydı gibi hukuka uygun delillerin bulunması halinde de ispat aracı olarak kullanabilecektir. Bu nedenle yargılama aşamasında bu durum bildirilmelidir.
Basit cinsel saldırı suçundan mağdur olan kişi, şikayetinde bulunurken mutlaka tanık var ise isimlerini, olay yerinde görüntü kaydı alan kamera kayıtları var ise kameraları bildirmelidir. İspat konusunda avukat desteği ile daha doğru adımlar atmak mümkün olabilir.
Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesinin ilk fıkrasında düzenlenmiştir. Basit cinsel saldırı suçunu işleyen fail, mağdurun şikayet etmesi üzerine 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.
Basit cinsel saldırı suçunun cezasının alt sınırı 5 yıldan başlamaktadır, bu nedenle fail hakkında verilecek olan hapis cezası adli para cezasına çevrilemeyecektir. Bunun yanında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve ceza ertelenmesi kararının verilmesi de mümkün değildir. Her iki kararın verilmesi için şartlardan birisi faile verilecek ceza, iki yıl veya altında hapis cezası olmalıdır. Bu koşullarda beş yıldan başlayan basit cinsel saldırı suçu hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve ceza ertelenmesi kararının verilmesi mümkün olamayacaktır.
Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesinin 3. fıkrasında daha ağır ceza gerektiren haller düzenlenmiştir;
Cinsel saldırı suçu işlemek için kişi mağdur üzerinde cebir ve şiddete başvurup kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olursa fail, ayrıca kasten yaralama suçundan yargılanacaktır.
Fail, cinsel saldırı suçunun işlediği vakit mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölmesi halinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedilecektir.
Sarkıntılık suçu nedeniyle ceza davasının görüleceği mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Dava, suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemesinde görülecektir.
Ancak sarkıntılık suçu haricinde olan basit cinsel saldırı suçu ve nitelikli cinsel saldırı suçunda görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir.
Kanunda şikayete tabi olan suçlar belirtilmiştir. Cinsel saldırı suçunun bazı çeşitleri şikayete tabi iken bazı çeşitleri şikayete tabi değildir.
Uzlaşma, soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından uzlaşma bürosuna gönderilme aşamasıdır. Uzlaşmaya tabi olan suçlarda yapılması gereken ve atlanmaması gereken bir prosedürdür. Taraflar uzlaşır ise dava uzlaşma nedeniyle sona erecektir; ancak uzlaşmaya tabi olmayan suçlarda bu prosedür uygulanmamaktadır. Uzlaşmaya tabi olmayan suçlarda taraflar uzlaşsa dahi yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.
Ancak cinsel saldırı suçu ve türleri uzlaşmaya tabi değildir. Basit cinsel saldırı, sarkıntılık ve nitelikli cinsel saldırı suçu, uzlaşmaya tabi suç arasında değildir.
Zamanaşımı konusu, önemli bir konudur. Suç adına tabi olan zamanaşım süresi içerisinde kovuşturma süreci tamamlanmamış ya da kovuşturma başlatılamamış ise zamanaşımının dolması nedeniyle dava düşecektir. Cinsel saldırı suçu, kendi içerisinde bulunan türüne göre zamanaşım süresi de değişecektir.
İSTANBUL ( ). AĞIR CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO: …/… Esas
SAVUNMADA BULUNAN SANIK: Ad Soyad
MÜDAFİİ: Av. Ad Soyad
MÜŞTEKİ: Ad Soyad
KONU: Sanık aleyhine açılmış olan davaya ilişkin yazılı savunmalarımızın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR:
Öncelikle müştekinin şikayetçi olduğu gün alınan kolluk ifadesi ile yargılama aşamasının devamında alınan beyanları arasında çelişki bulunmaktadır. Müşteki, dosyanın ilk aşamasından bu yana ifadelerinde çelişmiş ve samimi olmayan beyanlarını gözler önüne sermiştir. Müşteki, olayın olduğu tarihi ve saati değiştirmiş ve olayın oluş şekline dair de sürekli değişimlerde bulunmuştur.
Bunun yanında ikinci celsede dinlenen ve müştekinin tanığı olan … isimli kişi, müşteki ile sanığın arasında duygusal bağ olduğunu bildiğini ve birlikte çok defa vakit geçirdiklerini beyanında anlatmıştır. Ancak müşteki, müvekkil ile duygusal bağı olduğunu inkar etmektedir.
Müşteki, müvekkilimin olay tarihinde evde neden olduğunu bir türlü açıklayamamıştır. Müşteki, müvekkilin eve girmesi durumunu çelişkili ifadelerle dile getirmiştir. Ancak tarafları birlikte aynı eve girerken gören iki tanık mahkemede beyanda bulunmuştur. Müşteki ile sanık müvekkilin arasında duygusal bağ olduğu ve eve birlikte müştekinin rızası ile girildiği açıktır.
Müştekinin beyanlarında boşluklar bulunmakta ve sürekli çelişkili ifadeler kullanmaktadır. Mahkemenin karar aşamasında müştekinin tutumuna yönelik tavrının dikkate alınarak karar verilmesini talep etmekteyiz. Bu nedenle sanık müvekkilin beraatine karar verilmesini, mümkün değil ise müvekkil lehine karar verilmesini talep etmekteyiz.
SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan ve gerekçelendirilen nedenlerle savunma sunulmuş olup müvekkil hakkında beraat kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkil lehine karar verilmesini saygılarımızla vekaleten talep ederiz.
Sanık Müdafii
Av. Ad Soyad
İmza
Müşteki ile sanık televizyon aracılığıyla tanışmış, bir süre boyunca telefonla görüşerek arkadaş olmuşlardır. Sanık, olay günü saat 11:00 sularında müşteki ile yüz yüze görüşmek için müştekinin babası ile yaşadığı eve gelmiştir. Sanığın eve gelmesinden sonra hep birlikte sohbet edilmiş, müşteki mutfağa çay için gittiğinde sanık da müştekinin peşinden gitmiştir. Sanık, müştekinin mutfakta dudağından öpmüş, birlikte salona dönmüşlerdir. Sanık müştekinin göğüslerine ellemiştir. Müşteki ise sanıktan elektrik almadığını belirtip, kendisini bırakmasını istemiştir. Bunun üzerine sanık, müştekiye olan cinsel saldırı vasfında bir davranış gerçekleştirmemiştir.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından yağma, cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın cinsel saldırı niteliğindeki eylemini müştekinin istemediğini söylemesinden sonra kestiği anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemenin cinsel saldırı suçundan kurmuş olduğu mahkumiyet kararı doğru bulunmamıştır. Sanık hakkında cinsel saldırı suçundan beraat kararı verilmesi gerektiğinden mahkemenin vermiş olduğu mahkumiyet kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/5371 Esas, 2019/2311 Karar)
Sanık, katılan merdivenden çıkarken katılanın sol bacağının üst baldırına dokunmuştur. Sanığın dokunması ani, kesintili ve kısa sürede gerçekleşmiştir. Sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan asliye ceza mahkemesinde yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık sanık müdafii temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanığın eyleminin ani ve kesintili, uzun sürede olmaması nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel saldırı suçu olarak nitelendirilmektedir. Ancak mahkemenin karar verirken 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun ile suçun işlendiği tarihteki kanuna bakarak sanık lehine olan kararı uygulayarak hüküm kurması gerektiğini belirtmiştir. Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık tüm bu nedenlerle bozma kararını oy birliği ile vermiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/9465 Esas, 2019/8597 Karar)
Olay tarihinde, sanık mağdur ile alışveriş mağazasında karşılaşmış ve mağdura ”Gel sana bir şeyler söyleyeceğim” diyerek mağaza dışına çıkarmıştır. Mağdur ile sanık caddeye kadar birlikte yürümüş, bir apartmana mağdurun kolundan çekiştirerek sokmaya çalışmıştır. Ancak mağdur, sanığın bu eylemine direnmiş, bunun üzerine sanık vazgeçmiş ve mağdurun kalçasına çalışmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından cinsel taciz, basit cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılanmıştır. Sanık hakkında kurulan hükme karşılık bozma talepli temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın mağdurun izin vermemesi ve sanığın eylemine son vermesi mahkeme tarafından sanığın gönüllü vazgeçtiği gözetilerek hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Ancak dosya bütününde sanığın eyleminin sarkıntılığa teşebbüs suçu olduğu gözetilmiştir. Bunun yanında sanığın olay gününde mağdura mağaza önünde el sallaması eylemi cinsel taciz suçunu oluşturduğuna dair hüküm kurulmuştur, fakat suçun gerekçesi açıklanmamıştır. Tüm bu gerekçeler ile mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/8942 Esas, 2019/8556 Karar)
Sanık mağdurun kalçasını sıkmış ve sanık hakkında şikayetçi olmuştur. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı suçundan mahkumiyet kurulmuştur. İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, mağdurun eyleminin ani, kısa süreli ve kesintili olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyinde kaldığı belirtilmiştir. Mahkemenin kurmuş olduğu hükümden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı kanundaki düzenlemeler gözetilerek sanık lehe kanuna göre cezalandırılması gerektiği belirtilerek mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/1895 Esas, 2019/8362 Karar)
Sanığın kızı, mağdurun erkek kardeşi ile birlikte kaçmıştır, bu nedenle sanık husumet beslemiştir. Suça sürüklenen çocuk firari olup dosyası tefrik olmuştur. Sanıklar ile birlikte mağduru kaçırmış, mağdurun kucağındaki çocuk aracın tekerinin altında kalmış ve ölmüştür. Sonrasında sanıklar mağdurun saçından tutarak arabaya sokmaya çalışmış ve cinsel saldırıda bulunmuşlardır. Mağdur, canlı teşhis tutanaklarında sanığı tereddütsüz bir şekilde teşhis etmiş ve tanık ifadeleri de mağduru destekler nitelikte olmuştur.
Sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, nitelikli cinsel saldırıdan 16 yıl 6 ay hapis cezası, hürriyetten yoksun bırakma suçundan 15 yıl hapis cezası verilmiştir. Suça sürüklenen çocuk hakkında ise kasten öldürme suçundan 24 yıl hapis cezası, nitelikli cinsel saldırı suçundan 11 yıl hapis cezası, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan 10 yıl hapis cezası almıştır. Mahkeme tarafından kurulan hüküm hakkında bozma talepli temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanık, diğer sanık ve suça sürüklenen çocuk ile hareket ederek suçu birlikte işlemiş, fikir ve irade birliği içerisinde hareket etmiş, ortak hakimiyet kurduğunu gözetmiştir. Ancak mahkeme sanık hakkında beraat hükmü kurmuş, mahkumiyet kararı vermemiştir. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2018/1134 Esas, 2019/1656 Karar)
Sanık ile katılan tanışıp arkadaş olmuş ve olayın olduğu yılda yirmi üç yaşında olan katılanın rızası ile sanıkla cinsel ilişkiye girmiştir. Sanık, cinsel ilişkiye girdikten sonra başka bir kişiyle ilişkiye girmesini istemiştir. Katılan ise sanığın bu isteğine olumsuz yanıt vermiştir. Bunun üzerine sanık, söylediği isimle cinsel ilişkiye girmediği takdirde elinde bulunan uygunsuz mesaj ve görüntüleri katılanın ailesine göstereceğini söyleyerek şantajda bulunmuştur.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, şantaj ve fuhuş suçlarından yargılama yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından verilen hükme karşılık bozma kararı verilmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde, mahkemenin fuhuş suçunu tehditle işlediğine dair hüküm kurmuşsa da dosyaya konu olan mesaj ya da görüntü kayıtları mahkeme dosyasına temin edilemediği gözetilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında şantaj suçunu işlediğine dair cezalandırmaya yeter somut delil bulunmadığından beraat verilmesi gerektiğini belirtmiş, mahkumiyet kararının hukuka uygun olmadığı eklenmiştir. Bütün bu gerekçelerle Yargıtay, tüm mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/2402 Esas, 2019/8342 Karar)
Katılan eşinin kendisini aldattığından şüphelenmiş, eşi kendisine şiddet uyguladığından evden ayrılmıştır. Katılan, olay günü pansiyon ararken sanık ile karşılaşmış ve sanık ile para karşılığı ilişkiye girmiştir. Sanık, katılana artık kendisinin bakacağını ve katılanı bırakmayacağını söylemiştir. Sanık, katılanın karnı aç olacağını düşünerek katılanın çorbacıya göndermiş ve kendisini bekleyeceğini söylemiştir. Ancak katılan, çorbacıdan dönünce sanığın olmadığını görmüş ve polisi arattırmıştır. Katılana şikayet sonrası alınan raporda, katılanda hafif mental retardasyon saptanmıştır.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli cinsel saldırı suçundan yargılanmıştır. Nitelikli cinsel saldırı suçundan sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay, dosya incelemesinde, katılanın kendisini savunabileceği anlaşılmakta ve olayın intikal şekli nedeniyle katılanın rızası dışında gerçekleşen olaylarda cezalandırmaya yeter bir delil bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu kararın bozulması yönünde karar verilmesi kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2017/9915 Esas, 2019/8275 Karar)
Mağdur ile tanık, olay tarihinden iki gün önce şehir değiştirmiş, İstanbul’dan Bursa’ya gelmişlerdir. Olay tarihinden iki gün önce sanıkların çalıştığı gazinoda mağdur ile tanık işe başlamıştır. Olay günü, sanıklar, mağdur ve tanık, gazino geç saatte kapanmış ve sabah beraat kararı verilen sanığın evine gitmişlerdir. Mağdur ile tanık sanıklarla birlikte alkol aldığı sırada, sanıklardan birisi alkolün etkisi ile mağduru başka bir odaya götürmüştür. Sanık, mağduru götürdüğü odada rızası olmadan nitelikli cinsel saldırıda bulunmuştur. Tanık, mağdurun götürüldüğü odaya gitmek istemiş, diğer sanık tarafından bu duruma engel olunmuştur. Sanık, tanığın gitmesine engel olarak suçun icrasını kolaylaştırmış ve eylemine yardım ederek suça iştirak etmiştir.
Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş, kurulan hüküm hakkında temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, mağdur ile tanığın yargılama aşamasındaki beyanlarındaki tutarlılık ve olayın şekli nedeniyle iştirakta bulunan sanık ile birlikte diğer sanıklar hakkında verilen beraat kararı hukuka aykırı bulunmuştur. Bütün bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu kararın mahkumiyet olması gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/8536 Esas, 2019/8250 Karar)
Sanık, olay günü, mağduru zorla evine götürmüş ve mağduruna arkasından kapıyı kilitlemiştir. Sanık, mağdurun boğazından tutmuş, banyoya götürmüş ve mağdurun pantolonunu çıkarmaya çalışmıştır. Sanık, pantolonunu çıkarmaya çalıştığı esnada mağdurun kemerini kopartmış ve bu fırsatla mağdur bağırarak yardım istemiştir. Bunun üzerine kolluk olay yerine gelmiş, sanık eylemine son vermek zorunda kalmıştır.
Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet kurulmuştur. Mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, mahkemenin suç vasfında yanıldığını ve sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan hüküm kurduğunu belirtmiştir. Ancak sanığın eylemi nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs oluşturmaktadır. Bu nedenle sanık hakkında kurulan hükmün nitelikli cinsel saldırı suçundan olması gerektiğinden bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/7457 Esas, 2019/8247 Karar)
Sanık, olay günü mağduru takip etmiştir. Sanık, mağduru takip ettikten sonra mağdurun beline dokunmuş ve mağdur, sanıktan korkup kaçmıştır. Sanık ile mağdur olayla aynı gün başka bir yerde de denk gelmiş, bu sefer de sanık, mağdurun bacaklarına dokunmuştur.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş, karara karşılık sanık müdafii tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eylemlerinde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme suçta belirlediği cezada, zincirleme suça ilişkin hükümleri uygulamamıştır. Bu nedenle sanık hakkında zincirlemeden hüküm kurularak cezasının artırılması gerektiği, mahkemenin vermiş olduğu kararda sanık hakkında eksik ceza tayin edildiği belirtilmiştir. Ancak aleyhe temyiz olmadığından bozma kararı verilememiştir. Bu karar dışında mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık yapılan temyiz başvurusunun reddine, karara karşılık onanma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/7430 Esas, 2019/8183 Karar)
Olay günü, katılan ameliyattan çıkarılmış odasına götürülmüştür. Katılanın üzerinde ameliyat giysisinden başka bir giysisi bulunmamaktadır, sanık, katılanın giysisi altından göğüslerine ellemiş ve koridora çıkmıştır. Sanık, kısa süre sonra odaya yeniden girmiş ve mağdurun cinsel organına da ellemiştir.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet verilmiş, karara karşılık sanık müdafii tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanık hakkında kurulan mahkumiyet kararına yeterli delil, kesin ve inandırıcı, somut delil bulunmadığını belirtmiş, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle sanık müdafisinin temyiz itirazları kabul ederek oy çokluğu ile bozma kararı verilmiştir.
Ancak bir üye karşı oyda bulunmuştur. Karşı oy yazısında, sanığın eylemini doğrular nitelikte tanık beyanı olduğu, kamera görüntülerinin de sabit olduğu belirtilerek zincirleme şeklindeki sarkıntılık niteliğinde basit cinsel saldırı suçu oluşturduğu belirtilmiştir. Bu nedenle karşı oy yazısında sanık hakkında kurulan hükmün bozulma kararına iştirak edilmemiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/9533 Esas, 2019/8204 Karar)
Mağdur olay tarihinde reşittir. Mağdur, olay günü, sanıklarla beraber dolaşmış, sonrasında sanıklardan birisinin öğrenci evine gitmişlerdir. Mağdur, sanıklarla birlikte enerji içeceği içerek alkol almaya devam etmişlerdir. Mağdur soyunarak dans etmiş, sanıkları çağırarak onlarla sevişmiş ve devamında cinsel ilişki yaşanmıştır. Olay günü mağdurun çantasından 320 TL para alınmıştır. Olaydan iki gün sonra, sanıklardan birisi ile mağdur Facebook üzerinden mesajlaşmıştır. Mağdur, içkisine ilaç katılarak kendisini etkisiz hale getirerek kendisine cinsel saldırıda bulunulduğunu ve parasının çalındığı iddiası ile şikayetçi olmuştur.
Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı ve nitelikli yağma suçundan, diğer sanık hakkında ise nitelikli cinsel saldırı suçlarından yargılama yapılmıştır. Her iki sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan mahkumiyetine ve diğer sanık hakkında nitelikli yağma suçundan beraatine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu karara karşılık katılan vekili ve sanık müdafileri tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Ancak Yargıtay, mahkemenin kararına karşılık onama kararı vermiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itirazname düzenlenmiş ve nitelikli cinsel saldırı suçlarından kurulan hükme karşılık itiraz edilmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde itiraz nedenlerini yerinde görmemiş ve ret kararı vermiştir. Bu nedenle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tevdiine kararı verilmiştir. Daire tarafından verilen beraat kararına yönelik onama kararı korunmuş ancak karşı oylar ile birlikte oy çokluğu ile karar verilmiştir.
Yargıtayın görüşüne katılmayan karşı oyda bulunan üyeler, dosya arasında Facebook üzerinden yapılan mesajlarda, mağdurun çantasından alındığı iddia edilen paradan bahsedilmiş ancak cinsel saldırıdan bahsedilmediğini belirtmiştir. Bunun yanında mağdurun duruşmadaki beyanında, olay tarihinden bir gün sonra devlet hastanesine kadın doğum bölümüne gitmek istediğini belirtmiş, çalışanlar mağdurun adliyeye gitmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme tarafından hastane ile yapılan yazışmalarda hastaneye giriş kaydı da bulunamamıştır. Sanıkların mağduru etkisiz hale getirerek cinsel saldırıda bulunulduğuna dair bir kanıt bulunamamış, cinsel saldırının rızası dışında gerçekleştiğine dair kesin, inandırıcı delil bulunamamıştır. Karşı oy görüşü, çoğunluğa tüm bu gerekçe ile iştirak etmemiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/1002 Esas, 2019/8083 Karar)
Olay günü, sanık gece vaktinde mağdurun evine girmiştir. Sanık, mağdura onu bir kez öpeceğini söylemiş, mağdur çığlık atınca kaçmıştır. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı, konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından yargılanmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık sanık müdafii tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın eyleminin cinsel saldırı değil, cinsel taciz suçu oluşturabileceği belirtilmiştir. Mahkeme kararında suç vasfında yanıldığı belirtilerek mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/8181 Esas, 2019/7972 Karar)
Sanık, suç tarihinde mağdura yönelik cinsel istismar eyleminde bulunmuş, ardından diğer mağdura bedensel temasta bulunmadan ”Gel seni de seveyim”demiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından çocuğun basit cinsel istismarı, basit cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Mahkeme tarafından çocuğun basit cinsel istismar suçundan mahkumiyet iki kere verilmiştir. Mahkeme tarafından kurulan hüküm hakkında temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde mahkemenin suçun vasfında yanıldığını belirtmiştir. Çocuğun basit cinsel istismarından kurulan mahkumiyet kararının hukuka aykırı olduğu, sanığın eyleminin cinsel taciz suçu olduğu belirtilmiştir. Sanık müdafisinin temyiz itirazları kabul edilerek mahkemenin kararı hakkında bozulma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/6750 Esas, 2019/7963 Karar)
Sanık, mağdurun ağzını kapatıp bağırmasını engellemiş, diğer eliyle ise kalçasını okşamıştır. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın eyleminin ani ve kesintili olduğunu belirtmiştir. Sanığın eylemi süreklilik arz etmediğinden sarkıntılık düzeyinde kalmıştır. Bu nedenle sanığın eyleminin olduğu tarihte yürürlükte olan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun gözetilerek lehe olanın uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca sanık hakkında verilecek ceza, hak ve nesafet kurallarına muhalefet edildiğinden karara karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/7568 Esas, 2019/7889 Karar)
Sanık, mağdurun elini tutmuş ve mağdura ”Canım” demiştir. Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosyada sanığın eyleminin ani, kesintili ve süreklilik arz etmediğini gözetmiştir. Sağın eylemi sarkıntılık düzeyinde kalmış, mahkemenin bu durumu gözeterek karar vermesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/635 Esas, 2019/7882 Karar)
Mağdur, olay tarihinde iş yerine çalışmak için yürüyerek giderken sanık mağdurun yanına yaklaşmıştır. Sanık, bir anda mağdurun kalçasına dokunmuş, ardından sırtına vurmuştur. Sanık, mağdura ”Seni s…m, elimden kurtulamazsın” demiş ve mağduru tehdit etmiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı, hakaret, basit tehdit, basit yaralama suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanığın eyleminin sarkıntılık ve tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden karar verildiğini belirtmiştir. Mahkeme tarafından basit cinsel saldırı suçundan hüküm verilmiş, kanunda ceza sınırı olarak 2 yıldan 7 yıl kadar hapis cezası öngörüldüğünden sanığa 3 yıl hapis cezası verilmiştir. Ancak suçun işlendiği tarihten sonra yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun’da cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Suç tarihinde yürürlükte olan kanunda öngörülen üst sınır 7 yıldan 5 yıla düşürülmüştür. Sanık lehine olan bu düzenleme gözetilerek yeniden değerlendirme yapmanın zorunlu olması nedeniyle bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/7567 Esas, 2019/7839 Karar)
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan yapılan yargılamada şikayetten vazgeçilmiş olması nedeniyle kamu davasının düşmesi kararı verilmiştir. Karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Sanık karakolda astsubay olarak görev yapmakta, mağdurlar ise er ve erbaş olarak aynı yerde askerlik görevini yapmaktadırlar. Olay tarihlerinde, sanık ile mağdurlar arasında astlık üstlük ilişkisi bulunmaktadır. Sanık, mağdurların cinsel organına dokunup okşadığı iddiası ile mağdurlar tarafından şikayet edilmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanma suretiyle basit cinsel saldırı eylemini gerçekleştirdiğini belirtmiştir. Ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun ile getirilen düzenleme de gözetilerek sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyinde basit cinsel saldırı suçu oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna bağlı olarak sanığın işlediği suçun şikayete bağlı olup olmadığı ve bu duruma göre kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiği eklenerek mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/7901 Esas, 2019/7828 Karar)
Müştekinin eşi vefat etmiş ve vefat sonrasında eşinin ailesi ile aynı evde yaşamaya başlamıştır. Eşinin vefatından sonra evde, müştekinin kayınbabası arkadan sarılmış ve bundan sonra müştekinin her şeyiyle kendisinin ilgileneceğini ve arkasında kendisinin olduğunu söylemiştir. Kayınbabası müştekinin zaman zaman da yüzünden makas almıştır. Bir başka gün de müşteki ile kayınbabası aynı otomobilde giderken kayınbaba olan şüpheli, müştekinin baldırına elini koymuştur. Müşteki bu duruma tepki göstermiş ve kayınbabası müştekiyi sevdiğini bunda sinirlenecek bir şey olmadığını söylemiştir. Başka bir günde kayınbaba, müştekinin belinden sarılmıştır.
Şüpheli hakkında cinsel saldırı suçundan soruşturma başlatılmış, soruşturma sonunda savcı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Savcılık gerekçesinde şüphelinin suçu işlediğine dair kanıt ve delillerin olmaması gösterilmiştir. Soruşturma sonucunda verilen karara karşılık, itiraz yoluna sulh ceza hakimliğine başvurulmuştur. Sulh ceza hakimliği itirazın reddi kararı verilmiştir. Verilen karara karşılık kanun yararına bozma isteminde bulunulmuştur.
Yargıtay, dosyada müştekinin dilekçesinde delil olarak tanık gösterilmiş ve tanığında oğlu olduğunu belirtmiştir. Ancak savcılık tarafından tanığın bilgisi ve görgüsü sorulmadan netice hakkında hukuki durum ve tayini takdir edilmemiştir. Bu nedenle yapılan itirazın kabulü kararı verilmesi gerekirken ret kararı hukuka uygun bulunmamıştır. Yargıtay, sulh ceza hakimliğinin vermiş olduğu değişik iş sayılı karara karşılık kanun yararına bozma yoluna konu edilemeyeceğinden kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/8363 Esas, 2019/7763 Karar)
Sanıklar, suç tarihinde mağdurdan kendileri ile birlikte esrar içmesini istemiş ve akabinde birlikte olmak istemişlerdir. Ancak mağdur, sanıkların bu isteğini reddetmiştir. Mağdurun ret cevabını alan sanıklar, mağduru darp etmiş ve kolundan tutup götürmeye çalışmıştır, mağdurun yere yatmasını istemiş ve tek tek mağdurla beraber olacaklarını söylemişlerdir. Mağdur bağırmaya başlamış ve ihbar üzerine olay yerine kolluk kuvvetleri gelmiştir. Sanıklar kolluk kuvvetlerince yakalanmıştır.
Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanıkların eyleminin cinsel saldırı suçunu oluşturmadığını ancak nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. Mahkemenin suçun vasfında yanıldığını söyleyerek kurduğu hükmün hukuka aykırı olduğu eklenmiştir. Tüm bu nedenlerle mahalli Cumhuriyet savcısı ile sanıkların temyiz itirazları kabul edilerek bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/7125 Esas, 2019/1045 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Ancak mahkumiyet kararından sonra mağdur, dilekçe ile şikayetinden vazgeçtiğini bildirmiştir. Bunun üzerine Yargıtay, sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediğine dair hukuki durumun sorulması gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle sanık müdafisinin temyiz itirazları yerinde görülerek mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2017/6186 Esas, 2019/2585 Karar)
Yargıtay, dosya incelemesinde, katılanın savcılığa verdiği ifadesinde kendisini ters ilişkiye zorladığını ancak sanığın bunu beceremediğini söylemiştir. Fakat katılan sonraki beyanlarında çelişkiye düşmüş ve sanığın ters ilişkiye zorladığını, bunu gerçekleştirdiğini söylemiştir. Bunun yanında katılan zorla gerçekleşen ilişkinin 2011 yılının Ocak ayında sonlara doğru olduğunu ifade etmiş, şikayetini ise şubat ayında yapmıştır. Katılanın başvuru tarihinde ve sonrasında aldırdığı raporlarında ilişkiye dair bir bulguya rastlanamadığı tespit edilmiştir.
Katılan, sanık hakkında kendisini ters ilişkiye zorladığını belirterek şikayetçi olduğunu belirtmiştir. Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan mahkumiyet kararı kurulmuştur. Sanık müdafisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Katılan olay nedeniyle koruma kararı aldırma ya da mahkumiyete yönelik bir ilamda bulundurmamıştır. Katılan, sanığın suç işlediğine dair iddiasını kanıtlayamamış ve kesin, inandırıcı deliller sunamamıştır. Bu nedenle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/4848 Esas, 2019/2549 Karar)
Sanık, olay gününde katılanın falına bakmış ve katılanda papaz büyüsü olduğunu söylemiştir. Sanık büyüyü okumaz ise katılana büyük zarar vereceğini söylemiş ve katılanı, tanığın evine götürmeye ikna etmiştir. Sanık, büyünün bozulması için iki erkekle aynı anda cinsel ilişkiye girmesi gerektiğini söylemiş, katılan ise bu durumu kabul etmemiştir. Bunun üzerine sanık, katılanın yere uzanmasını istemiş, üstündeki kıyafetleri çıkarmadan karnına dokunmuş, ardından cinsel organına dokunmuştur. Katılan, sanığa bu şekilde olmasını istemediğini söyleyince sanık katılanın para ya da altını olup olmadığını sormuştur. Böylelikle para karşılığında okuyarak büyüyü bozmaya çalışacağını belirtmiştir. Katılan, sanığa 4 adet bilezik ve 1 adet tek taş yüzüğünü vermiştir.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı ve nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara sanık tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosyada mahkemenin vermiş olduğu kararda bir isabetsizlik görmemiş, delillerin takdiri, oluşan kanaati uygun bulmuştur. Bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu hükme karşılık onama kararı verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/3199 Esas, 2019/411 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası verilmiş, karara karşılık sanık tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Sanık, suçun işlendiği tarihte dolmuşta yanı boş olan katılanın yanına oturmuştur. Sanık, dolmuş hareket halinde iken uyuyor gibi yaparak katılanın kalçasına dokunmaya başlamıştır. Bunun üzerine katılan durumu fark edip bağırmış ve sanık elini katılanın kalçasından çekmiştir.
Yargıtay, sanığın eyleminin süreklilik arz etmemiş olması nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kaldığını belirtmiştir. Suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanuna göre 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası öngörülmüş iken sanık hakkında teşdiden 2 yıl 6 ay hapis cezası öngörülmüştür. Hüküm sonrası yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun’da ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Mahkeme tarafından belirlenecek cezanın yeniden değerlendirme yapmasında zorunluluk bulunduğu belirtilerek karara karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/9236 Esas, 2019/472 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı ve cinsel taciz suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Dosyaya konu olan suç tarihinden önce sanık, katılanı sevdiğini ve onunla birlikte olmak istediğini söylemiştir. Katılan, suçun işlendiği tarihte kümesi kapatmaya giderken sanık iki eliyle katılana sarılmış ve katılanın dudaklarından öpmüştür.
Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu hükümde beraat kararını hukuka uygun bulmamıştır. Sanığın suç işlediğinden ve tanıkların beyanlarının sanığın eylemini doğrular nitelikte olması nedeniyle beraat yerine sanığa mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/8274 Esas, 2019/252 Karar)
Olayın olduğu gün, müşteki üniversiteden dersten çıkıp yurda gitmek üzere yürürken aynı üniversitede hizmetli olan sanık tarafından takip edilmiştir. Sanık, müştekiye arkadan sayılmış ve sağ eliyle müştekinin ağzını kapatmış ve diğer eliyle cinsel organını sıkmıştır. Müşteki direnmiş ve kendisini yere atarak çığlık atmıştır, bunun üzerine sanık olay yerinden koşarak uzaklaşmıştır.
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve basit cinsel saldırı suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 1 yıl ve 3 ay hapis cezası verilmiştir. Verilen mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanığın eyleminde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluşturmadığını ve mağdurun hareket özgürlüğünün ortadan kaldırılmadığı belirtilmiştir. Sanığın eylemi yalnızca basit cinsel saldırı suçu oluşturduğu, bu nedenle yalnızca bu suçtan hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle asliye ceza mahkemesinin vermiş olduğu karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/4939 Esas, 2019/217 Karar)
Sanıklar polis memuru olup olayın olduğu gün şüphelendikleri mağdurları durdurup yol sormuşlardır. Mağdurlardan birisi nüfuz cüzdanını kaybetmiş olması nedeniyle kimliğini gösterememiş ve sanıklar, diğer mağdurla birlikte ekip otosuna mağduru bindirmişlerdir. Ancak sanıklar, mağdurları karakola götürmemiş ve yaklaşık on dakika boyunca sokaklarda dolaştırmışlardır. Mağdurlar hakkında sanıklar bir tutanak dahi tutmadan mağdurların evlerine yakın bir yerde bırakmışlardır.
Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı suçundan ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanıkların eyleminin kişiyi hürriyetinden tahdit ile basit cinsel saldırı suçu olmadığını belirtmiştir. Sanıkların eyleminin görevi kötüye kullanma suçu teşkil ettiğini belirterek mahkemenin suç vasfında yanıldığı anlaşılmıştır. Tüm bu gerekçeler ile mahkemenin yeniden hüküm kurması gerektiğinden bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/3558 Esas, 2019/116 Karar)
Sanık değişik zamanlarda mağdurun kalçasına ellemiş, evin çeşitli yerlerinde kısa süreli olarak vücuduna dokunmuş ve mağdura sürtünmüştür. Asliye ceza mahkemesi tarafından sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanığın eyleminin kesintili olması nedeniyle sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı kapsamında olduğunu belirtmiştir. Kanun ile getirilen değişiklik ile cezanın üst sınırı düşürülmüş olup mahkemenin bu durumu yeniden nazara alarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme tarafından verilen karara karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/7877 Esas, 2019/89 Karar)
Olay günü yirmi bir yaşındaki katılan caddede yürür iken sanık katılanı görmüş ve yanına yaklaşarak katılanın kalçasına dokunmuştur. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin süreklilik arz etmemesi nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kaldığını belirtmiştir. Sanığın suçu işlediği tarihte yürürlükte olan kanunda basit cinsel saldırı suçu adına öngörülen yaptırım 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası olup mahkeme tarafından sanığa 3 yıl hapis cezası verilmiştir. Ancak hüküm sonrasında yürürlüğe giren 6545 sayılı kanun ile yaptırım 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüştür. Yaptırımın indirilmesi nedeniyle sanık hakkında verilecek ceza adına yeniden değerlendirme yapılması için zorunluluk bulunduğundan mahkeme kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/8102 Esas, 2018/7709 Karar)
Dolmuşta katılan yolculuk ederken arka koltukta oturan sanık eliyle mağdurun beline ve kalçasına dokunmuştur. Mağdur, bu durumdan rahatsız olmuş ve koltukta ileriye doğru gitmiştir. Sonrasında sanık elini mağdurun kalça ve bacak kısmında gezdirmeye başlamıştır. Mağdur koltukta daha da ileriye gitmiş, sanık elini çekmiştir. Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan mahkumiyet kurulmuştur. Mahkumiyet kararına karşılık sanık müdafisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanığın eyleminin süreklilik arz etmemesi nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kaldığını belirtmiştir. Mahkemenin hüküm sonrasında yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun’un da gözetilerek yeniden karar verilmesi gerektiği de karara eklenmiştir. Bu nedenle Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/6906 Esas, 2018/7515 Karar)
Katılan olay gününde halk otobüsünde oturarak sanık ise katılanın yanında ayakta yolculuk etmektedir. Ancak sanık, katılanın bacağına cinsel organını sürttürmüş, mağdur ayağa kalkınca eylem sona ermiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf başvurusu esastan reddolmuş, ret kararına karşılık sanık müdafii ve katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel saldırı olduğu belirtilmiştir. Mahkemenin kurmuş olduğu hükmün yanlış olduğu belirterek istinafın esastan ret kararına karşılık ret kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/5933 Esas, 2018/7469 Karar)
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı ve cinsel taciz suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Katılan, olay tarihinde intihar girişiminde bulunması nedeniyle ifadesi alınmak için karakola getirilmiştir. Polis memuru, katılanın yanına gelmiş ve cinsel içerikli konuşmalarda bulunarak tacizde bulunmuştur. Katılan başka bir tarihte aile içi şiddete uğramış olduğundan şikayetçi olmak amacıyla karakola yeniden gelmiş, sanık olan polis memuru katılanı görünce yanına gelmiştir. Polis memuru, katılana cinsel içerikli sözler söylemiş ve başına dokunarak kolundan tutmuştur. Üst araması yaptığını söyleyen polis memuru, katılanın kalçasına dokunmuş, kadın sığınma evine götürülürken kadının yanaklarından öpmüştür.
Yargıtay, dosya incelemesinde, katılanın yargılama aşamasındaki samimi anlatımları ve dosyada bulunan CD izleme tutanağı ile sanığın eyleminin cinsel taciz ve kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak sarkıntılık düzeyinde basit cinsel saldırı suçunu zincirleme olarak işlediği sabit olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında verilen beraat kararı hukuka uygun bulunmayarak bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/7674 Esas, 2018/7386 Karar)
Suç tarihinde otuz yaşında olan mağdurun evine ikinci derece kayın hısımı olan sanık gelmiştir. Mağduru mutfakta yalnızken gören sanık, mağduru yere yatırmış ve kıyafetlerini çıkartmaya çalışmıştır. Mağdur, sanığa karşı direnmiş ve bu nedenle sanık mağduru bırakarak evden ayrılmıştır. Sanık bu olaydan sonra eve tekrar gelmiş ve oturma odasında uyuyan mağdurun üstüne cinsel amaçla abanmış, mağdurun kolundan tutarak misafir odasına götürmüştür. Bunun üzerine mağdur bağırmış, yan odada uyuyan eşi sese uyanmıştır. Sanık, mağdurun eşinin kalktığını duyunca bir şey yapmadan evden ayrılmıştır. Mağdurun eşi, dosyada tanıklık etmiştir.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından zincirleme şekilde nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs suçundan yargılama yapılmıştır. Mahkeme tarafından sanığın eylemi zincirleme şekilde basit cinsel saldırı olarak kabul edilmiş, ancak şikayetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşmesi yönünde karar verilmiştir. Hükme karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eylemi ve mağdurun kayın hısımı olması nedeniyle suçun şikayete bağlı olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle mahkemenin şikayetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşürülmesi yönündeki kararı doğru bulunmamış, bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/12437 Esas, 2018/7404 Karar)
Müşteki, eşi ile boşanma aşamasına girmiş ve 8-9 aydır ayrı yaşamaya başlamıştır. Eşinin babası, müştekinin kayınpederi, müştekiye torunlarını görmek istediğini söylemiş ve müşteki, kayın pederini eve davet etmiştir. Kayınpeder, müştekinin evine 00:30’da gelmiş ve müşteki ile kayınpeder sohbet ederken müşteki, yaklaşık iki saat kadar eşi ile olan sıkıntılarını kayınpederine anlatmıştır. Müşteki, evlilikteki sıkıntılarını anlatmış olması nedeniyle ağlamaya başlamış, kayınpederi de müştekinin yanına oturarak müştekiye sarılmış, akabinde yanaklarından öpmüştür. Sonrasında kayınpederi, müştekiye kendisini neden öpmediğini sormuş ve müşteki, kayınpederinin yanağından öpmüştür.
Ardından kayınpeder, müştekinin boynundan öpmüş ve müşteki, kayınpederinin yanından çekilmiş ve tekrar uzanarak boynundan öpmüştür. Müşteki, kayınpederinin bu hareketleri nedeniyle paniğe kapılmış ve kendisine yatağını hazırlayabileceğini söylemiş ancak kayınpeder yatmak istemediğini söylemiştir. Müşteki, kızının sesini bahane ederek odadan ayrılmış, kayınpeder de müştekinin arkasından çocuk odasına girmiştir. Müşteki o odadan çıkarak mutfağa gitmiş ve çocuğa mama hazırlamaya başlarken kayınpeder, müştekinin göğüslerinin üzerinden müştekiye sarılmıştır. Müşteki ani hareketle mutfaktan ayrılmış ve kayınpederinin evden gitmesi için oğlunu uyandırarak tuvalete kaldırmıştır, sonrasında oğlunu tekrar yatırmıştır.
Kayınpeder, müştekiye bu gece kendisi ile yatmasını istemiş, ona hiçbir şey yapmayacağını ve sadece sarılarak uyuyacağını söylemiştir. Müşteki, kayınpederinin teklifini reddetmiş, böyle şeyin ayıp olduğunu söylemiştir. Müşteki en sonunda eşine mesaj atmış ve babasını arayarak evden ayrılmasını söylemesini rica etmiş, ancak eşi, müştekiye inanmamıştır. Kayınpeder, müştekinin göğüslerinden bir kez öpmek istemiş ve sormuş, cumartesi günü yeniden ona geleceğini söylemiş ve evden ayrılmıştır.
Şüpheli olan kayınpeder, kollukta ifade vermiş ve gelinin evine olay günü gece gittiğini söylemiştir. Ancak gelini olan müştekinin iddialarını reddetmiş, gelininin ağlamasını, göğsüne başını dayamasını ve bunun üzerinde gelinini teselli etmek için alnından ve gözlerinden öptüğünü söylemiştir. Sonrasında hiçbir sıkıntı olmadan gece 03:00 gibi yattığını, oğlunun telefonuna uyandığını ve oğlunun çabuk evi terk et demesi üzerine evden ayrıldığını belirtmiştir.
Tanık olarak ifade veren müştekinin eşi, müştekinin kendisine olay günü attığı mesajları doğrulamıştır. Şüpheliyi arayarak o evden ayrılması gerektiğini de söylemiştir.
Şüpheli hakkında cinsel saldırı suçundan soruşturma başlatılmıştır. Ancak savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Karara karşılık sulh ceza hakimliğine itiraz edilmiş, itiraza karşılık ret kararı verilmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık isabetsizlik görmemiştir. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu itirazın reddine ilişkin ret kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/3797 Esas, 2018/7322 Karar)
Sanık, olayın olduğu tarihte eşinin kardeşini yaralamıştır. Bu nedenle mağdurun babası, kızını arayarak aslında işlemediğini bildiği halde eniştesinin kendisine cinsel saldırıda bulunduğuna dair iddiada bulunmasını istemiştir. Mağdurun babası mağduru ikna ettikten sonra şikayetçi olmuştur.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı ve kasten yaralama suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan beraat, kasten yaralama suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkeme tarafından verilen karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay dosya incelemesinde sanığın eşinin iftira suçunu işlediği ve bu neden mahkumiyet kararı verildiğini gözetmiştir. Bu nedenle mahkemenin basit cinsel saldırı suçundan beraat kararını CMK 223/2-b maddesinden vermesi gerektiğini, yanlış bentten beraat kararı verdiğini belirtmiştir. Bu nedenle Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/3511 Esas, 2018/7278 Karar)
Olay şu şekilde gerçekleşmiştir, katılan uyurken sanık cinsel organını katılanın ağzına sokmuştur. Katılan, sanığın eylemi ile hemen uyanarak sanığa tepki göstermiştir. Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye nitelikli cinsel saldırı suçu işlemesi nedeniyle mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık sanık müdafisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde katılanın doğal uyku halinin katılanın beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunma kapsamına girmediğini belirmiştir. Bu nedenle sanığın cezasının arttırılması kararının yeniden değerlendirilmesi ve hüküm sonrası yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun kapsamında yeniden değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu eklenmiştir. Tüm bu gerekçelerle mahkemenin vermiş olduğu hükme karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/2176 Esas, 2018/7079 Karar)
Katılan, sanığın yanında işçi olarak çalışmaya başlamıştır. Sanık, katılana telefon kayıtlarının nasıl alınacağını anlatırken mağdurun omzuna elini atmıştır. Bunun üzerine mağdur, sanığa tepki göstermiş ve sanık, mağdura ”Senin saçını okşarım bunlara katlan” demiştir. Mağdur, sanığa sinirlenmiş ve bu duruma itiraz etmiştir. Akabinde mağdur, mutfağa bulaşık yıkamaya gitmiştir, sanık ise mağdurun peşinden mutfağa giderek mağdura sarılarak öpmeye çalışmıştır.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, katılan vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Yargıtay dosya incelemesinde sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyinde kaldığını ve basit cinsel saldırı suçunun hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak zincirleme şekilde işlediğini belirtmiştir. Mahkemenin vermiş olduğu karar sonrası yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler gözetilerek lehe kanuna göre mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. Tüm bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu hükme karşılık oy birliği ile bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/7699 Esas, 2018/7014 Karar)
Sanık, mağdura üç aylık süre boyunca ”Seni çok arzuluyorum, seninle yatmak istiyorum” şeklinde sözler sarf etmiştir. Bir gün mağdur, iş yerinin arka tarafında su içerken sanık arkadan gelmiş ve bir anda mağdura sarılmıştır. Bunun üzerine mağdur, sanık hakkında şikayetçi olmuştur.
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından cinsel taciz ve basit cinsel saldırı suçlarından yargılama yapılmıştır. Mahkeme tarafından zincirleme surette basit cinsel saldırı suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğunu ancak sanığın eyleminin cinsel taciz suçunu da oluşturduğunu belirtmiştir. Bu nedenle mahkemenin basit cinsel saldırı suçundan ve cinsel taciz suçundan ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği eklenmiştir. Mahkeme, suç vasfında yanılmış, sanığın ilk eyleminin basit cinsel saldırı suçundan zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekerek cezada arttırım yapılmalıdır.
Ayrıca sanık altmış beş yaşını doldurmuş olduğundan ceza ertelemenin üç yıl olduğu halde iki yıl bir ay hapis cezasının ertelenip ertelenmeyeceğinin tartışılmadan karar verilmemelidir. Bütün bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/6369 Esas, 2018/6573 Karar)