Boşanacak olan çiftlerin en çok merak ettiği konulardan biridir. Eğer davayı ilk ben açarsam avantajlı mı olur muyum yoksa benim için dezavantaj mıdır? sorusuyla çok karşılaşılıyor. Ancak her şeyden önemlisi davayı açacak olan çiftlerin boşanmaya kesin karar verip vermediğidir.
Boşanmaya kesin olarak karar veren ve boşanma sebeplerinden biri ya da birilerine sahipse karşı tarafın açmasını beklemeden dava açabilir.
Davayı karşı taraf sizden önce açmışsa eğer sizin de karşı dava açma hakkınız vardır. Aslında davayı ilk kimin açacağı bir önem taşımamaktadır. Önemli olan boşanmaya kesin karar vermeniz, kararınız kesinse hangi sebeplere dayanarak açacağınızdır.
Boşanma sürecine giren tarafların en çok merak ettiği sorulardan birisi davayı ilk açan kişi daha mı avantajlıdır? sorusudur. Ancak önemli olan kusura dayalı olarak tazminat talebinde bulunuyorsa eş, kusuru kanıtlamalıdır. Taraflardan ilki açmış olduğu davada kusur oranını kanıtlayamadığı vakit bir sonuç elde edemeyecektir. Taraflar birbirlerine atfetmiş olduğu kusuru ispatlamakla mükelleftir. Görüldüğü üzere önemli olan dava süreci ve sonucu olup davanın ilk kimin açtığı önem teşkil etmemektedir.
Boşanma davalarında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesi tüm hukuki sonuçlarını karar vermeye yetkilidir.
Ancak bazı ilçelerimizde aile mahkemeleri bulunmamaktadır. Bu nedenle aile mahkemesi olmayan ilçelerde aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri görevlidir.
Aile mahkemeleri özel mahkeme statüsündedir. Bu nedenle aile mahkemelerinde hakim ve uzmanlar adına özel olarak nitelik belirlenmektedir. Öncelikle Aile Mahkemesindeki hakimlerin belli başlı özelliklere sahip olması gerekmektedir. Aile hakimleri için evli, çocuk sahibi ve belli yaşta kıdeme sahip olanlar arasından tercih edilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 3. Maddesinde de belirtmiş olduğu üzere;
“Aile mahkemelerine, atanacakları bölgeye veya bir alt bölgeye hak kazanmış, adli yargıda görevli, evli ve çocuk sahibi, otuz yaşını doldurmuş ve tercihen aile hukuku alanında lisansüstü eğitim yapmış hakimler arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atama yapılır.”
Aile mahkemeleri tarafından istenilen sosyal inceleme raporlarının hazırlaması için uzmanlar görevlendirilmiştir. Aile mahkemeleri bünyesindeki uzmanlar için ilgili kanunun 5. maddesinde aranılan kriterler belirlenmiştir. Hakimler için belirtilen nitelik olan evli, çocuklu ve otuz yaşını doldurma kriteri uzmanlar için de geçerlidir. Ayrıca aile sorunları alanında lisansüstü eğitim yapmış olanlar arasından psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacılar arasından atanmaktadır.
Boşanma davalarında yer yönünden yetkili mahkeme eşlerin dava açılma tarihinden önce son altı ay beraber ikamet ettikleri aile konutunun bulunduğu yer ya da eşlerden birinin ayrı olarak ikamet ettikleri yerde açabilirler.
Türk Medeni Kanunu’nun 168. Maddesinde de belirtmiş olduğu üzere;
“Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.”
Görüldüğü üzere ikametgahınızın bulunduğu yerde bulunan aile mahkemesinde açılabilmektedir.
Boşanma davalarında yetkili mahkeme kesin yetkili değildir. Bu nedenle evi terk eden eş terk sonrası yerleşmiş olduğu şehirden de açabilmektedir. Yabancı uyruklu biriyle evlenenlerin açmış olduğu dava kendi ülkesinde kabul edilmiş ise Türkiye’de tanıma ve tenfiz davası açılabilecektir.
Hukuk sisteminde yalnızca boşanma davaları için değil her türlü dava için kesin bir süre elbette öngörülemez. Çünkü her mahkemenin iş yükü farklı olmakla beraber tebligat aşaması, delillerin toplanılması, adli tatile girme durumu, tanıkların duruşmaya gelmesi gibi davanın süresini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Her davanın seyri farklılık göstermektedir.
Açılmış olunan boşanma davalarında özellikle dosyaya sunulan deliller, toplanılması istenilen deliller de süreyi etkilemektedir. Diğer yandan mahkemelerin celse ertelemesinde o mahkemenin iş yükü de etkilemektedir. Duruşma, dosya yoğunluğu olan mahkemelerde en az 3 ay sonrasına duruşma erteleme durumları olabilmektedir. Ancak tahmin edilebilir bir zaman aralığı verilebilir.
Çekişmeli boşanma davaları, anlaşmalı boşanma davalarından daha uzun sürmektedir. Bu nedenle boşanmaya karar veren taraflar, anlaşmalı boşanma davalarını tercih etmektedir. Çünkü anlaşmalı boşanma davalarında taraflar, boşanmaya konu olan hususlarda uzlaştıkları için tek celsede sona ermektedir. Ancak çekişmelide duruşma öncesi dilekçe aşaması (dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesi) yaklaşık 1-2 ay sürmektedir. Dilekçe aşaması sona erdikten sonra ön inceleme safhasına, sonrasında duruşma aşamasına geçilir.
Çekişmeli boşanma davaları tek celsede sona erebilecek bir dava türü değildir. Çünkü tarafların sunmuş olduğu delilleri, iddiaları ve talepleri hakim tarafından değerlendirilmesi gibi nedenlerle dava uzun sürmektedir. Büyük şehirlerde mahkemelerin iş yoğunluğu ve dosyaların çokluğu nedeniyle duruşmalar arası süreç çok uzun olmaktadır. Karar temyiz edilirse kararın kesinleşmesini beklemek için en az 1,5 yıl daha süre var demektir.
Tek celsede sona eren davalardır. Çünkü tazminat, nafaka, mal rejimi ya da velayet gibi hususlarda tarafların anlaşmaya oturup hazırladıkları protokolün hakimin değerlendirip kabul etmesiyle boşanma gerçekleşmektedir. Anlaşmalı için yalnızca duruşma günü almak yeterlidir. Duruşma günü talep tarihinden itibaren en geç 15 gün ile 1 ay arasında belirlenmektedir.
Boşanma dava açma süresi boşanma nedenine göre değişkenlik göstermektedir. Zina nedeniyle açılabilmesi için fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içerisinde açılmalıdır. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle açılacak davada ise zamanaşımı süresi bulunmamaktadır.
Öncelikle dava açacak olan kişinin boşanma konusunda kararlı olması gerekmektedir. Çekişmeli boşanma açmak için kanunda belirtilen boşanma nedenine dayanarak dava açılmalı, anlaşmalı boşanma için ise tarafların evliliklerinin üzerinden bir yıl geçmelidir.
Dava açarken mutlaka belli başlı harçlar ve dosyaya ait giderlerin de yatırılması gerekmektedir. Dava açarken başvurma harcı ile peşin harç ve mahkeme dosyasına gider avansının da yatırılması gerekmektedir.
Boşanma dava dilekçesi ile açılmalıdır. Bir vekil ile açılacak ise boşanma dava dilekçesi ve boşanma vekaletname ile açılabilir. Avukatsız açılacak ise boşanma dava dilekçesi ile kimlik fotokopisi yeterlidir.
Öncelikle hukuka uygun olarak boşanma dava dilekçesi hazırlanmalıdır. Kanunda belirtilen boşanma nedenlerinden birisine dayandırdığı ve delillerle birlikte hazırladığı dava dilekçesi ile dava açılabilir. Dava açıldıktan sonra mahkeme tarafından dava dilekçesi davalı olan eşe gönderilecektir.
Dava çıldıktan sonra dava dilekçesi, davalıya tebliğ edilecektir. Davalı, dava dilekçesine cevap yazacak ve cevap dilekçesi de davacıya gönderilecektir. Davacı cevaba cevap dilekçesi, davalı ise son olarak ikinci cevap dilekçesi yazılacaktır. Dilekçeler aşamasından sonra mahkeme tarafından duruşma günü verilecektir.
Her davada olduğu gibi bunda da avukat olmadan kişi duruşmalara katılabilir. Ancak bu davalar hukuki bilgi ve tecrübe gerektiren davalardandır. Dilekçe yazımı hukuka uygun olmalı, duruşmalara katılım, dosya takibi hukuki tecrübe gerekmektedir. Bu nedenle boşanma davalarında vekil hizmeti ile dava yürütülmesi hukuki kayıp olmaması adına önemlidir.
Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden adliyeye gitmeden davanın açılması avukat aracılığı ile mümkündür. E-devlet üzerinden UYAP Vatandaş Portalı’ndan hazırlanan e-imzalı dilekçe ile dava açılabilir. Dava açılması için e-imza ya da mobil imza, e-devlet kullanıcı adı veya şifresi gerekmektedir.
Adli tatil, her yıl 20 Temmuzda başlayıp 31 Ağustosta sona ermektedir. Adli tatilde duruşmalar yapılmamakta, kesin süreler adli tatilin bitiminde başlamaktadır. Ancak adli tatilde davanın açılmasına engel yoktur, adli tatilde dava açılabilir.
Kadın ve erkeğin hakları eşittir. Kadın nafaka talep edebileceği gibi erkek de nafaka talep edebilecektir. Aynı zamanda erkek olan eş, karısından uzaklaştırma kararı alabilme hakkı bulunmaktadır.
Şiddet görme tehlikesi altında olan kadın, eşinden 6284 Sayılı Kanuna dayanarak uzaklaştırma kararı talep edebilir. Aynı zamanda dava devam ederken ekonomik durumunun korunması için tedbir nafakasının bağlanması talebinde bulunabilecektir.