Cinsel Sorun Nedeni ile Boşanma
Evlilik birliğinde her iki eşin birbirine karşı sorumluluğu bulunmaktadır: eşlerin birbirlerine sadık olma, birliğinin mutluluğunu el birliği ile sağlama ve birbirlerinin isteklerine saygı duyma gibi eşlikten gelen sorumlulukları vardır. En önemli sorumluluklarından birisi ise cinselliktir, zira Yargıtay kararları gereğince evliliğin sosyal amaçlarından birisi de cinselliktir. Eşler arasında cinsel yönden soğukluk olması, psikolojik ya da fizyolojik nedenle cinsel ilişkiye girilmemesi de boşanma sebebi olarak öne sürülebilecektir. Mahkeme huzurunda öne sürülen cinsel problemler, genellikle eşler arasındaki mahrem konular olduğundan ne yazık ki ispatı da oldukça zordur.
Eşler arasındaki cinsel problemin tespiti, cinsel sorunun kim tarafından neden kaynaklandığı, bu hususta tarafların herhangi bir uzmandan yardım alıp almadığı, eşlerin bu hususa dair aralarında mesajlaşma gerçekleşip gerçekleşmediği, cinsel problem nedeni ile sağlık kayıtlarının olup olmadığı gibi birçok durum ele alınmalıdır. Böylelikle cinsel sorun olduğu iddia edilen hususların ispatı da mahkeme tarafından değerlendirebilecektir.
Hangi Cinsel Sorunlar Boşanma Nedenidir?
Cinsellik ile ilgili diğer eşin sınırını ihlal eden her türlü eylem, boşanma davalarında kusur olarak öne sürülebilecektir. Herhangi bir gerekçe olmaksızın cinsel ilişkiden kaçınan eş, cinsel ilişki kurma ile ilgili sağlık problemi olup tedaviden kaçınan eş, diğer eşe yönelik meşru olmayan cinsel isteklerde bulunan eş adına kusurlu olduğu öne sürülerek boşanma davası açılabilecektir. Eşler arasındaki cinsel tiksinme, vajinusmus, erken boşalma, erekte olamama, iktidarsızlık, cinsel olarak yetersizlik gibi sebepler ile boşanma davası açılabilecektir.
a-) Cinsel İlişkiden Kaçınılması
Evliliğin sosyal amaçlarından birisi de “cinsellik”tir. Eşlerin haftalık ya da aylık cinsel ilişki sıklığı hususunda kesin bir sayı yoktur; fakat uzmanlar, mutlu bir evlilik adına eşler adına ortalama değerler belirtilmektedir. Ancak eşlerin uzun bir süre boyunca ayrı yatması, aralarında cinsel ilişki olmaması evliliğin artık bittiği ve eşlere herhangi bir yararı kalmadığını göstermektedir. Cinsel ilişkiye girmeyen, cinsel ilişkiden kaçınan eş aleyhine boşanma davası açılabilmektedir. Fizyolojik ya da psikolojik bir rahatsızlık olması nedeni ile cinsel ilişkiye girilmiyor ise tedavi olmaktan kaçınması da kusur niteliği taşımaktadır.
Öte yandan cinsel ilişkiden kaçınan eşin geçerli ve haklı bir nedeni var ise bu hususu da kanıtlaması gerekmektedir. Örnek vermek gerekir ise; diğer eşin temizliği ile kişisel bakımına dikkat etmemesi, cinsel soğukluğa neden olacak davranışlarda bulunması nedeni ile kaçınan eş, cinsel ilişkiden keyfi olarak kaçınmadığını ve kusuru olmadığını ispat etmelidir.
b-) Cinsel Şiddette Bulunulması
Eşine yönelik olağan dışı cinsel fantezi isteklerinde bulunması, ters ilişkiye zorlaması, bir başkaları ile birlikte olması yönünde istekte bulunması, eşinin isteği olmaksızın cinsel ilişkiye zorlaması, cinsel anlamda küçük düşürücü cümleler sarf edip özgüvenini düşürmesi gibi eylem ya da eylemlerle eşe yönelik cinsel şiddet uygulaması kusurdur.
c-) Cinsel Hastalığın Olması
Evlilik birliği kurulmadan önce cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olduğu bilmesine rağmen eşinden saklanması evliliğin iptaline konu olabilecektir. Fakat evlilik birliği kurulduktan belli bir süre sonra, eşe yönelik cinsel hastalık bulaştırması başlı başına boşanma sebebi olarak sayılması oldukça zordur. Hastalığın kim tarafından bulaştırıldığı, nasıl ve ne zaman bulaştığı, virüsün ne zaman yerleştiği gibi hususların tespiti oldukça zordur. Genellikle zina nedenli açılan boşanma davalarında, bir başkası ile cinsel ilişkiye girildiği kanıtı olarak cinsel yol ile bulaşılan hastalık öne sürülmektedir. Fakat tıbbi olarak ilk kim tarafından bulaştığı, seneler öncesinden yerleşen bir hastalık olup olmadığının tespiti oldukça zordur. Özetle; böyle bir virüsün bulaştığı ya da ilk olarak kim tarafından bu virüsün bulaştırıldığına dair kesin tıbbi bir yorum sunulamayacağından cinsel hastalık bulaştırma hususu tek başına boşanmada kusur niteliği oluşturmamaktadır.
d-) Cinsel Problemler Nedeni ile Cinsel İlişki Kurulamaması
Eşlerden birisinin cinsel ilişkiye girmesine engel olan fiziki ya da psikolojik rahatsızlığı nedeni ile cinsel ilişkinin kurulması mümkün olmayabilir. Erkek eşte sertleşme, erken boşalma, erekte olma ya da iktidar problemi nedenlerinden kaynaklı eşi ile cinsellik bağı kurulamama problemi yaşanabilmektedir. Bu nedenlerden ötürü erkeğe başlı başına kusur atfı mümkün değildir. Erkeğin cinsel ilişkiye girememesi nedeni ile tedavi edilebilir bir hastalığı olup olmadığı ilk önemli konudur. Tedavisi mümkün olan bir hastalığı var ise erkek eşin tedaviyi yarıda bırakması halinde kadın eş boşanma davasında erkek eşe kusur atfında bulunabilecektir.
Aynı durum kadın eş için de geçerlidir. Psikolojik ya da fizyolojik olarak bir rahatsızlığından ötürü cinsel ilişkiye girilemiyor ise kadın eşin tedavi için adım atıp atmadığı ya da tedaviye başlayıp yarıda bırakması kusurdur. Erkek eş, cinsel ilişkinin kadın eş nedeni ile kurulamadığını iddia ederek boşanma davası açabilecektir.
e-) Cinsel Sırların Mahremiyeti
Eşler arasında özel olan ve dört duvar arasında kalması gereken birçok konu vardır. Bunlardan bir tanesi de eşlerin yatak odasında yaşadığı hususlara dair özel konulardır. Yatak odasındaki hususun eşler haricinde birisi ile konuşulması, mahrem konuların bir başkasına ifşalanması kusurdur. Diğer eşin özgüvenini düşürmesine ve aynı zamanda da özel hayatının ifşası nedeni ile mahcubiyet duymasına neden olacaktır. Eşler arasındaki özel ve mahrem durumlar eşler arasında kalmalıdır, nitekim bir başkasına özelin anlatılması duygusal şiddettir.
Boşanma dosyalarında, eşlerden birisinin ailesine ya da arkadaşına anlatılması halinde kusur olarak atfedilebilecektir. Tanık beyanları ile bu hususun ispatlanması mümkündür.
f-) Cinsel Fantezi Talebinde Bulunulması
Eşlerden birisinin diğer eşe yönelik olağan dışı cinsel isteklerde bulunması, cinsel ilişki esnasında eşe acı duymasına neden olacak şekilde davranması kusurdur. Bu hususa dair eşler arasında yapılan Whatsapp mesajlaşmaları ya da bu konu ile ilgili eşlerin psikoterapi notları, mahkemede delil olarak kullanılabilecektir.
g-) Kadın Eşin Cinsellikten Kaçınması
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davalarında genellikle kadın eşin yatağı ayırması ya da cinsellikten kaçınması kusur olarak öne sürülebilmektedir. Yatağı ilk kimin ayırdığı ya da cinsel ilişkiden kimin kaçındığı hususu, özel ve mahrem konular olduğundan ispatı da zordur. Özellikle kadın eş, fiziki ya da psikolojik rahatsızlığı olduğundan cinsel ilişkiden kaçınıyor ise bu hususta geçmiş tedavi kayıtlarının celbi istenebilecek, tedavi hususunda gereken yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği ya da tedaviyi yarıda bıraktığına dair her türlü belgeler celp edilecektir. Öte yandan rahatsızlığı halen devam ediyor ise mahkemenin belirlediği tam teşekküllü hastaneden rapor aldırılması amaçlı müzekkere yazdırılacaktır. Evliliğin ilk zamanlarında kadın eşin vajinusmus olması nedeni ile cinsel ilişkiye taraflar girememiş ise eşlerin her ikisi de tedavi için girişimde bulunmuş mu, bu hususta tedaviyi devam ettirdiler mi gibi birçok konu irdelenmektedir. İddiasını ispatlayamadığı vakit, mahkeme tarafından iddia hükme esas alınmayacaktır.
Yargıtay eşin cinsel ilişkiden kaçınan eşin kusurlu olduğu öne sürülmüş, eşler arasındaki bağın zayıflaması nedeni ile evliliğin temelinden de sarsan bir husus olduğu bildirilmiştir.
Tarafların kendi arasındaki mesajlaşmaları, eşlerin birlikte psikoterapi notları delil olarak sunulabilecektir. Mahkeme tarafından hangi uzmana gidilmiş ise o uzmandan ön teşhis, terapi gibi notlarının celp edilmesi talep edilebilecektir.
Ancak cinsel ilişki adına da eşe makul süre verilmelidir. Yargıtayın 2. Hukuk Dairesinin 2018/5437 Esas sayılı 2019/2300 Karar sayılı dosyada mahkeme eşe tedavi adına makul süre tanınmadığından kusur olarak saymamıştır. Kararın özeti: “ Yerel mahkemenin kararı onanmış, karar düzeltme yoluna başvurulmuştur. Davalı-k. davacı erkek eşin boşanma davasının kabulü, tarafların boşanmasına, boşanmanın fer’isine, kadının boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Her iki taraf temyiz başvurusunda bulunmuş ve temyiz edilmesi sonucunda karar düzeltme yoluna gidilmiştir. Tarafların evlilik içerisindeki problem, cinsel ilişkiye giremedikleri ve cinsel ilişkiye girilmemesi nedeni olarak birbirlerini suçlamışlardır. Ancak tanıklardan birisi, bir konuşmada kadın eşin kendisini suçladığı ve Adli Tıp Kurumu raporunda da yapılan muayenede vajinusmus belirtisi tespit edildiği, uygun bir süre eşlerin cinsel terapiye gitmesi halinde düzeleceği ancak terapi adına yeterli motivasyona sahip olmadığı için gerçekleşmediği tespit edilmiştir. Bunun yanında Özel Erciyes Hastanesi’nin cevap yazısında ise ruhsal muayenede kadın eşin sıkıntı, durgunluk ve keyifsizlik şikayetlerinin olduğu ve daha sonra kadın eşin kontrole gelmediği tespit edilmiştir. Kontrole gitmeyen kadın eşin rahatsızlığı giderilediği ve evliliğin sona ermesinde kadın eşin kusuru olduğundan boşanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Taraflar 29.08.2012 tarihinde evlenmiş, 08.10.2012 tarihinde boşanma davası açılmıştır. Evlilik fiilen 15 gün devam etmiş ve cinsel birleşmenin gerçekleşmesi için eşlerden beklenen makul sürenin geçmediği tespit edilmiştir. Makul süre tanınmadan kadın eşin tedaviden kaçındığı ispatlanamamıştır. Öte yandan erkek eş, tekrar almamak üzere kadının ailesinin evine eşini bırakmış, geri almayarak birlikte yaşamaktan kaçınmış, eşine “seni istemiyorum” diye mesaj göndermiştir. Kadının boşanma davasının kabulüne, erkek eşin ise boşanma talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde hatalı karar verildiğinden karar düzeltme isteği kabul edilmiştir.”
h-) Erkeğin Cinsellikten Kaçınması
Erkek eşin cinsellikten kaçındığı, cinsel rahatsızlığı nedeni ile eşine karşı cinsel soğuklukta bulunması nedeni ile boşanma davasında iddia öne sürülebilmektedir. Erkek eşin cinsellikten kaçındığına dair geçmiş sağlık kayıtları ya da tarafların birbirleri ile yazışmaları delil olarak sunulabilecektir. Kadın eş, eşinin yatağı ayırdığı ya da aralarında cinsel ilişki olmadığı yönündeki iddialarını ispatlar ise mahkeme tarafından boşanma yönünden karar verilmesi mümkündür.
Eşlerin Cinsel Sorununa Dair İspat Nasıl Olacaktır?
Yatak odasına ait olan mahrem konular, taraflar arasındaki cinsel problem çok özel bir konu olduğundan mahkeme huzurunda ispatı da oldukça zordur. Mahkeme huzurunda dinlenen tanıklara taraflar arasındaki cinsel probleme dair bir görgü ya da duyuma yönelik bilgisi olup olmadığı sorulmaktadır. Ancak bu hususta tanıkların eşler arasındaki mahrem konuları bilmesi mümkün değildir. Genellikle tanıklar, eşlerin cinsel yöndeki problemlerinde tedavi hususunu, tedaviyi kabul edip etmediği ya da tedaviye başlamış ise tamamlayıp tamamlamadığına dair bilgi sahibi olabilmektedirler. Bu hususa dair tanıklık beyanında bulunabimektedirler.
Bu nedenle mahkeme huzurunda ispatlanacak olan mahrem konuları hukuka uygun olan deliller ile ispatlanması gerekmektedir. Hukuka aykırı olarak elde edilen, diğer eşe yönelik tuzak kurarak elde edilen deliller mahkemede hükme esas alınmayacak, delil sunulmamış gibi görmezden gelinecektir. Örnek vermek gerekir ise eşler arasında cinsel probleme dair bir konuşma gerçekleştiğinde diğer eş, ileride açacağı dava adına delil üretmek maksadı ile ses kaydı almış ise mahkeme tarafından hükme esas alınmayacak bir delildir. Ses kaydında cinsel probleme dair bir itiraf ya da kabul olsa dahi mahkeme bu delili kabul etmeyecektir.
Hukuka uygun olarak sunulabilecek delil ise tarafların gitmiş olduğu sağlık kuruluşlardan cinsel probleme dair geçmiş kayıtların celbi istenebilecektir ya da eşler, psikoterapiye gitmiş ise geçmiş terapi notları ve ön teşhis bilgilerinin de mahkeme kanalı ile celbi talep edilebilecektir. Bunun yanında taraflar arasında Whatsapp, sms ya da herhangi bir mesajlaşma programı üzerinden bir arada yaptıkları mesajlaşmalar da dosyaya sunulabilecektir.
Tüm bunların yanında önemli olan bir başka husus da üzerinden seneler geçmiş, seneler öncesindeki çözülmüş cinsel problemler de mahkemede esasa alınmamaktadır. Mahkeme, güncel olan problemler üzerinden evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını değerlendirecektir. Seneler öncesinden çözümlendirilmiş problemler, evlilik birliğini geçmişte sarsmış olsa idi, o vakit boşanma talebi ile dava açılmış olacaktır. Bu mantık ile hareket edilmeli, sırf kusur atfetmek adına seneler geçmiş problemler üzerinden dava açılması zaman kaybı olacaktır.
Vajinusmus Boşanma Sebebi Midir?
Genellikle yeni evli olan çiftlerin problemidir ve boşanma davalarında da gündem olabilmektedir. Vajinusmus, kasların istemsiz bir şekilde kasılması nedeni ile cinsel ilişki kurulamamasıdır. Elbette bir kadının vajinusmus olması nedeni ile boşanma davasında kusur olarak atfedilmesi mümkün değildir. Fakat çözümü olan vajinusmus rahatsızlığı adına tedaviye gidilmiyor ya da tedavi yarıda bırakılıyor ise kusur olarak atfedilmesi mümkündür. Her cinsel ilişkiye girilememesi adına vajinusmus denilmesi mümkün değildir. Henüz teşhis konulmamış ise mahkeme tarafından tam teşekküllü bir hastanede uzman bir doktordan hastalığa dair teşhis konulması istenebilecektir.
Vajinusmusa dair teşhis konulmuş ise rahatsızlığa dair tedavi kayıtları ve tedavinin tamamlanıp tamamlanmadığı, akabinde de tam teşekküllü bir hastaneden vajinusmus rahatsızlığı olup olmadığı yönünde hastalık devam ediyor mu diye muayene olunması da istenebilecektir. Özetle; vajinusmus hususuna dair önemli olan iki husus vardır: birincisi kadın eşin vajinusmus olup olmadığı ikincisi ise kadın eşin vajinusmus sorununu çözmek adına çaba gösterip gösterilmediğine bakılacaktır.
Ters İlişki İstemi Boşanma Sebebi Midir?
Doğal olmayan yollardan cinsel ilişkiye zorlama eyleminden birisi de ters ilişkiye girilmesidir. Diğer eşin rızası olmaksızın ya da sürekli bu husus ile ilgili bir ısrar var ise cinsel şiddet söz konusu olacaktır. Bu nedenle diğer eşin ters ilişki kurma isteği öne sürülerek boşanma davasında, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiği öne sürülebilecektir.
Ters ilişki istenilmesi, diğer eşin ters ilişkiye zorlanması hukuka uygun deliller ile ispatlanabilecektir. Taraflar arasında bu husus ile ilgili mesajlaşmaları, ters ilişki sonrasında kadın eşin sağlık kurulundan rapor alması halinde mahkeme huzurunda ispatlanabilecektir. Öte yandan taraflar bu konu ile ilgili psikoterapi ya da çift terapistine gitmiş ise terapi notlarının celbi istenerek de mahkemede ters ilişki ispatlanabilecektir.
Eş ile Zorla Cinsel İlişki Kurma Suç Mudur?
Eşlerin birbirine cinsel anlamda yükümlülükleri bulunmaktadır. Fakat yükümlülük yerine zorunluluk algısı nedeni ile erkek eşin kadın eşe yönelik cinsel ilişkiye zorlaması meşru değildir. Erkek eş, kadın eş ile cinsel ilişkiye girme konusunda zorlamada bulunamayacaktır. Cinsel saldırı suçu, eşler arasında da işlenebilecek bir suçtur. Nitekim şikayete tabidir. Erkek eşin kadın eşe yönelik zorla cinsel ilişkiye girmesi Türk Ceza Kanunu’nda cinsel saldırı suçu niteliğindedir. Şikayet etmesi halinde erkek eş, cinsel saldırı suçundan yargılanabilecektir.