Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme ve Dinsel Tören Suçu ve Cezası

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme ve Dinsel Tören Suçu Nedir?

Birden çok evlilik, hileli evlenme ve dinsel tören suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 230. maddesinde, Aile Düzenine Karşı Suçlar bölümünde düzenlenmiştir. Suçun bölümde bulunduğu konumu itibariyle de anlaşıldığı üzere korunmak istenen hukuki değer, aile düzenidir ve suçun mağduru toplumdur. Suç ile korunmak istenen durum poligami olarak tabir edilen çok eşliliğin önlenmesi, tek eşlilik ile aile ve toplum düzenini korumaktır. Bu suçun faili kadın veya erkek olabilir.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme ve Dinsel Tören Suçu Özellikleri

  • Suçun oluşumu için evli olan bir kimsenin resmiyette yeniden evlilik yapması yeterlidir. Kişinin ilk nikahının farklı bir ülkede veya şehirde yapılması suçun oluşmasına engellik teşkil etmeyecektir. Bunun yanında ikinci nikah ile yeniden evlenen kişinin ilk evliliğinin resmiyette geçerliliği olması halinde söz konusu suç işlenmiş olacaktır.
  • Kişinin eşinin kaybolması veya ölüm ihtimalinin yüksek olduğu bir kaybolma ile eşinden senelerce haber alamaması kişinin nikahlı olmadığı anlamına gelmemektedir. Çünkü eşin ortadan kaybolması, uzun süre kimsenin eşine ulaşamaması, bir kazada kendisinden haber alınamaması gibi durumlarda gaiplik başvurusunda bulunmalı, gaiplik kararı sonrasında boşanma işlemini gerçekleştirmelidir. Resmi evlilik ancak resmi boşanma ile gerçekleşerek evliliği sona erdirmektedir. Bunun yanında eşlerden birisinin ölmesi halinde de evlilik sona ermektedir.
  • TCK 230. maddesinin birinci fıkrasında belirtilmiş olduğu üzere; kendisi evli olmadığı ancak evli olduğunu bildiği bir kimse ile evlenme işleminin yaptırılması halinde suç işlenmiş olacaktır. Suçu işleyen kimsenin evli olup olmama şartı bulunmamaktadır, evli olduğunu bilmesine rağmen ikinci kez nikah yapması suçun oluşması için yeterlidir.
  • TCK 230. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilmiş olduğu üzere; evli olmasına rağmen ikinci defa evlenmesi halinde suç işlemiş olacaktır. Evli olan kişi evlendiği kişinin ikinci nikahı olduğunu bilmesine rağmen evlenir ise kendisi de ceza alacaktır.
  • TCK 230. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtildiği üzere; gerçek kimliğini saklayarak evlenme işlemini yaptırması halinde de suç işlenmiş olacaktır. Gerçek kimliğinin saklanılması, kendisini başkası gibi göstermesi halinde bu fıkra hükmüne göre fail cezalandırılacaktır. Kişinin kendisi adına sahte bir kimlik hazırlaması halinde ise resmi belgede sahtecilik suçunu işlemiş, nikah işlemi esnasında nikah memuruna başka biri gibi kimliğini beyan ettiği için memura yalan beyanda bulunma suçunu da işlemiş olacaktır. Bir hareket ile birden fazla suç işlemiş olduğundan fikri içtima hükümleri uygulanacaktır.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme ve Dinsel Tören Suçunun Cezası

  • Evli olmasına rağmen başkasıyla evlenen kişi ve bunun yanında kendisi evli olmamakla evli olduğunu bildiği kimse ile evlilik işlemi yaptıran kişi hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.
  • Gerçek kimliğini saklayarak başkasıyla evlenen kişi hakkında 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandıracaktır.
  • Adli para cezası hapis cezasının paraya çevrilmesidir, 1 yıl veya altında olan hapis cezaları için geçerli bir durum teşkil etmektedir. Birden çok evlilik, hileli evlenme ve dinsel tören suçunun cezasının üst sınırı gereği adli para cezasının verilmesi mümkündür. Ancak adli para cezasının ödenmemesi halinde, kişinin cezası yeniden hapis cezasına dönüşecektir.
  • Hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararı 2 yıl veya altında olan hapis cezaları adına verilmektedir. Hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararının verilmesi halinde, sanık belli bir denetim süresi içerisinde yasal koşullara uymak zorundadır. Yasal koşullara uyan sanık, denetim süresinin sonunda hüküm hiçbir sonuç doğurmadan sona erecektir. Birden çok evlilik, hileli evlenme ve dinsel tören suçu cezasının üst sınırı gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi mümkündür.
  • Ceza ertelemesi kararı kişinin almış olduğu hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçmesidir. Birden çok evlilik, hileli evlilik ve dinsel tören suçunda ceza ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme ve Dinsel Tören Suçunda Zamanaşımı

Zamanaşım süresinin başlangıcı, kanunda evliliğin iptal kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacaktır. Zamanaşım süresi iptal süresinden itibaren 8 yıldır.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme ve Dinsel Tören Suçu Görevli Mahkeme

Görevli mahkeme, asliye ceza mahkemesidir. Dava, suçun işlendiği yerde asliye ceza mahkemesinde görülecektir.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme ve Dinsel Tören Suçu Şikayete Tabi Midir?

Kanunda şikayete tabi olan suçlar belirtilmiştir, şikayete tabi olan suçlarda soruşturma şikayete bağlı tutulmaktadır. Ancak birden çok evlilik, hileli evlenme ve dinsel tören suçu, şikayete tabi değildir. Savcı soruşturmayı resen (kendiliğinden) başlatacaktır. Tecrübeli bir ceza avukatından da danışmanlık alabilirsiniz.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme ve Dinsel Tören Suçu Yargıtay Kararları

Evli Olmasına Rağmen Başkasıyla Evlenme

Şüpheli hakkında evli olmasına rağmen başkasıyla evlenme işlemi ve dolandırıcılık suçlarından soruşturma başlatılmıştır. Şüpheli hakkında savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar verilmiş, karara itiraz edilmiştir. … Sulh Ceza Hakimliği tarafından itirazın reddi yönünde karar verilmiş ve bu karar aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozma talepli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurulmuştur.

Dosyaya konu olan olayda, şüphelinin suçu işlediği iddia edilen tarih 02.12.2012’dir. Suça ilişkin zamanaşım süresi ise evliliğin iptali kararının kesinleştiği 14.04.2015 tarihinden itibaren başlayacaktır. Söz konusu suç için zamanaşım süresi 8 yıldır, suç tarihinden itibaren zamanaşım süresini kesen bir sebep de bulunmamaktadır. Bu nedenle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Zamanaşım sürelerinin gerçekleşmemiş olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilemeyeceğine dair kararın inceleme görevinin 8. Ceza Dairesine ait olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle görevsizlik kararı verilmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/5775 Esas, 2018/6669 Karar)

Evlenme Vaadiyle Dolandırıcılık ve Tehdit Suçu İşlenmesi

 Sanık, katılanla evlenme niyeti taşımamasına rağmen katılanla tanıştıktan sonra evlenme vaadinde bulunmuştur. Katılan sanığın evlenme vaatlerine inanmış, sanık katılandan evlilik amacıyla ve birden fazla kez para almıştır. Bunun yanında sanık, düğün hazırlığı yaptığına dair bahanede bulunarak katılanın ziynet eşyalarını almıştır. Sanık katılandan alacaklarını aldıktan sonra katılanı evden kovmuştur. Katılanı evden kovarken bir daha kendisini araması halinde öldüreceğine dair sözle tehdit etmiştir.

Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından dolandırıcılık ve tehdit suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 1 yıl 8 ay hapis ve 1.660 TL adli para cezası ile mahkumiyetlerine dair hapis cezasının ertelenmesi, tehdit suçundan ise beraat kararı verilmiştir.

Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın savunması, anlatımlar ve tüm dosya kapsamıyla mahkeme tarafından verilen dolandırıcılığa dair karara karşılık isabetsizlik görmemiştir. Bunun yanında sanıkların farklı tarihlerde katılandan para aldığı sabittir. Bu nedenle sanıkların aynı suçu birden fazla kez ihlal etmesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Sanıklar hakkında eksik ceza tayininde bulunulmuştur. Ancak yine de karara karşılık bozma yönünde karar vermeye gerek olmadığından düzeltilerek onama yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/5968 Esas, 2016/2399 Karar)

Birden Çok Evlilik ve Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçlarının Birlikte İşlenmesi

Sanık hakkında haberleşmenin gizliliğini ihlal, birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir.

Sanık, temyiz dışı diğer sanık ile imam nikahı yaptırarak birlikte yaşamaya başlamışlardır. Taraflar birlikte yaşamaya başlamış ve birlikte yaşamaya başladıktan 3 gün sonra sanık, temyiz dışı olan sanığın başka birisiyle evli olduğunu öğrenmiştir. Bunun üzerine sanık evden ayrılmış ve başka birisiyle evlenmiştir. Evlilik sonrasında kimin koyduğu tespit edilmeyen bir kağıda suç işlemek suretiyle sanığın evinin kapısının önüne bırakılmıştır. Kağıt üzerine ise ”Beni ara!” şeklinde not bırakılmıştır. Sanık, kağıt üzerine yazılı numarayı aramış ve telefon konuşmasını delil niteliği oluşturabilir düşüncesiyle ses kaydı oluşturmuştur. Sanık hakkında haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan 1 yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Hapis cezasının üst sınırı nedeniyle görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Görevsizlik kararı verilmeden sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır. Bu nedenle sanık hakkında verilen karara karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/7235 Esas, 2015/14113 Karar)

Evlenme Olmaksızın Dinsel Törenle Evlenme

Sanık hakkında evlenme olmaksızın dinsel törenle evlenme suçundan 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, karara karşılık Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozma yönünde istemde bulunularak dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ilgili dairesine gönderilmiştir.

Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu kararda sanığın yaşının küçük olması nedeniyle sosyal inceleme raporunda küçüğü işlediği suça dair hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğine sahip olup olmadığına dair mahkemenin karar vermesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle mahkeme tarafından işlediği suçun hukuki anlam ve sonucunu algılayıp algılayamadığına dair sosyal inceleme raporunun düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin rapor aldırmadan hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur. Bu nedenle sulh ceza mahkemesi tarafından verilen karara karşılık yasa yararına bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2010/22652 Esas, 2010/20463 Karar)

Dinsel Tören İçin İmam Getirerek Suça Yataklık Etme

Dosyaya konu olan olayda, suç tarihi 10.09.2005 olup sanıklar evlenme olmaksızın dini törenle evlenme suçu işlemiştir. Sanıklar … Sulh Ceza Mahkemesi tarafından dinsel törenle evlenme suçundan yargılanmış ve 1200 TL adli para cezasıyla cezalandırılmıştır. Mahkemenin vermiş olduğu karar kesinleşmiş, kesinleşen karara karşılık Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozma yönünde karar verilmiştir.

Mahkeme tarafından evlenen sanıklardan birisinin babası olan Beşir’i de fail olarak cezalandırmıştır. Sanık Beşir dinsel tören için törene imam getirmekten yargılanmış ve kendisi imam getirmeseydi bu suçun gerçekleşmeyeceğini belirtmiştir. Mahkeme tüm bu nedenle Beşir’i fail konumunda yargılamıştır.

Yargıtay, evlenme olmaksızın dinsel törenle evlenme suçunun faili ancak evlenen kişiler olabileceğini belirtmiştir. Bu nedenle Sanık Beşir’in yasal tanımda geçen dinsel törenle evlenme suçunu ancak evlenen kişiler olan sanık olmadığı ve bu suçun işlenmesine yardımcı olduğu belirtilmiştir. Sanık Beşir evlenen kişi olmadığından fail değil, Beşir’in eylemi suçu icrasını kolaylaştıran yardım niteliğindedir. Dolayısıyla mahkemenin vermiş olduğu karar, hukuka aykırı bulunmuştur. Tüm bu nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen tebliğnamedeki düşünce yerinde görülerek mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2009/13 Esas, 2009/2729 Karar)

Dini Nikah Yapma Suçu

Sanıklar, evlenme olmaksızın dinsel tören yapma suçundan yargılanmıştır. Sanıklar hakkında 1000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen karara karşılık kanun yararına bozma yönünde karar verilmiştir.

Yargıtay, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi koşullarından biri zararın aynı şekilde iade edilmesi, suçtan önceki hale getirilmesi, zararın tazmin edilmesidir. Ancak tehlike suçlarında somut olarak gerçekleşen bir zarar olmamaktadır. Bunun yanında Anayasanın 174. maddesi ile koruma altına alınan Türk Medeni Kanunu’nun medeni nikah ile ilgili hükmü korumaktadır. Tüm bu gerekçeler ile kanun yararına bozma yönünde istek reddedilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2008/11256 Esas, 2008/16085 Karar)

İLETİŞİME GEÇ
BİZİMLE İLETİŞİME GEÇ