Adli yargı kolundaki ceza mahkemelerinden birisidir. Tek hakimle görev yapılmaktadır. Özel mahkeme (çocuk mahkeme, çocuk ağır ceza mahkemesi, fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi olarak kurulanlar haricinde kamu davası olarak ağır ceza mahkemesi ve asliye ceza mahkemesi olarak ayrılmaktadır.
Asliye ceza mahkemesinin görevi, ağır ceza mahkemesinden daha az yaptırımı olan suçların yargılama aşamasını takip etmektir.
5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 11. maddesinde asliye ceza mahkemesinin görevi belirtilmiştir: “Kanunda ayrıca görevli kılınan haller saklı kalma kaydıyla sulh ceza hakimliği ve ağır ceza mahkemesinin görevi dışında kalan davalara bakmaktadır.”
Asliye ceza mahkemesi 10 yıldan az olan suçlara ilişkin davalara bakmaktadır, bunun yanında yaptırımı müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olan suçlarda asliye ceza mahkemesi görevli değildir.
Asliye ceza mahkemesinin görevine giren suçların bazıları ise; hakaret suçu, tehdit suçu, kasten yaralama, taksirle yaralama, mala zarar verme suçu, şantaj suçu, basit dolandırıcılık suçu, güveni kötüye kullanma suçu, uyuşturucu madde kullanma ve bulundurma suçu, özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, suç uydurma suçu, suç üstlenme suçu, yalan tanıklık suçu, iftira suçu, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, suçluyu kayırma, Cumhurbaşkanına hakaret suçu, uyuşturucu kullanılmasını kolaylaştırma suçu, özel belgede sahtecilik suçu.
Bir suçtan kaç yıla kadar ceza verileceği, ne hükmü verileceği hakimin takdirindedir. Kanunda her ne kadar suçun yaptırımına dair alt ve üst sınır verilmişse de faile kaç yıla kadar hapis veya ne kadar adli para cezası vereceği hakimin takdirine bağlı bir durumdur. Ayrıca sanık hakkında kurulacak hükme etki edecek delillerin değerlendirilmesi, ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan sebeplerin olup olmadığına dair detaylı incelemede bulunulacağından asliye ceza mahkemesi tarafından kurulacak hükümde kaç yıla kadar hapis cezası verileceği kesin olarak belirtilemez.
Asliye ceza mahkemesi cezası en fazla 10 yıla kadar olan suçlara bakmakla görevli olduğundan bir suç adına en fazla 10 yıl hapis cezası verilebilmektedir.
Yargılama aşamasının sürecini etkileyen birden fazla faktör bulunmaktadır. Mahkemenin iş yoğunluğu, dosyadaki delillerin toplanması ve bunun yanında adli tatile girilmesi bir davanın ne kadar süreceğini de etkiler. Mahkemenin iş yoğunluğu fazla ise duruşmalar arasındaki süreçte uzun olabilmekte veya delillerin toplanılması aşamasında aksaklıkların meydana gelmesi davanın sona ermesini de ötelemektedir. Tüm bu sebeplere bağlı olarak bir davanın ne kadar sürede sona ereceğine dair kesin ve net bir yanıt verilmesi mümkün değildir. Her dosyanın durumuna değişkenlik gösterdiğinden bir dava 6 ay sürerken diğer bir dava 2,5 sene kadar sürebilmektedir.
Savunma, en kutsal haklardandır. Ceza alanında uzman olan bir avukattan davada kendisini temsil etmesi ve savunması için mutlaka vekillik hizmeti alınmalıdır. Yargılama aşamasında sanık suç işlemediğini veya olayın iddia edildiği gibi olmadığına dair beyanda bulunarak daha az ceza verilmesi yönündeki taleplerini sunarak beyanda bulunabilecektir.
Sanık eyleminin hukuka uygun nedenlerinin olduğunu veya suça konu eylemi kendisinin yapmadığına dair delilleriyle birlikte savunmasını hazırlamalıdır. Savunmanın etkili olması, sanık adına mühimdir. Bu nedenle İnternet üzerinden alınan herhangi dilekçe örneği üzerinden dilekçe hazırlanmamalıdır. Her dava ve davaya konu olan olaylar farklılık teşkil etmektedir, başka birisinin yazmış olduğu savunma dilekçesi taslağı ile savunma dilekçesi hazırlamak mantık dışıdır. Sanığa yöneltilen itham ve iddialara karşılık cezalandırılmaması gerektiği ya da üzerine isnat edilen eylemin kendisinin işlemediğini ve tüm bu nedenlerle cezalandırılmaması gerektiğini belirtebilecektir.
Avukatlar, Türkiye Barolar Birliğinin her yıl yayınlamış olduğu Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi altında vekillik hizmeti verememektedir. Tarife altında vekalet ücreti belirlemesi halinde mesleki olarak bir yaptırımla karşılaşacaktır.
Tarifede belirtilen asliye ceza mahkemelerinde görülecek davalara dair belirtilen ücret altında olmaması koşuluyla bir ücret belirleyebilecektir. Dosyanın bulunduğu il veya ilçe, dosyanın iş yükü, sürecinin uzunluğu, delillerin sunulması gibi birden fazla faktör de ücrete yansıyacaktır. Vekaletname veren ile avukat arasında ortak bir karar ile bir vekalet ücreti belirlenebilecektir.
Mahkemenin vermiş olduğu kararlar adına istinafa başvurulması gerekmektedir; ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı adına itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı, 2 yıl veya altında olan hapis cezaları veya adli para cezaları adına verilmektedir. Hagb kararına karşı itiraz yoluna başvurulacaktır. Hükmün okunmasından itibaren veya duruşmada bulunmuyor ise kararın tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz yoluna başvurulacaktır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 268. maddesinde itiraz yoluna başvuru usulü düzenlenmiştir. Hakim itirazı yerinde görür ise kararını düzeltir, kararı yerinde görmez ise itirazı incelemeye yetkili merciye gönderecektir (CMK madde 268/2).
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren asliye ceza mahkemesinin kararına yapılacak itiraz incelemesini yargı çevresine bulunduğu ağır ceza mahkemesine, ağır ceza mahkemesinin kararına karşılık itirazın incelenmesi ise o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok mahkemesinin bulunulması halinde numara olarak kendisini izleyen daire olan ağır ceza mahkemesi gerçekleştirecektir (CMK madde 268/3-c).
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 273. maddesinde süresine dair düzenleme bulunmaktadır. Hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içerisinde hükmü veren mahkemeye dilekçe veya zabıt katibine sözlü beyan sunarak tutanağa geçirtebilecektir.
Tutuklu bulunun kişi ise zabıt katibine veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle dilekçe vererek kanun yoluna başvuruda bulunabilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 273. maddesinin 3. fıkrasında mahkemenin kurmuş olduğu hükümde istinaf yoluna başvurulamayacak olanları düzenlemiştir;